Bangladeş’te muhalefetsiz seçimleri iktidar partisi kazandı
Bangladeş'te devlet kadrolarında kontenjan sebebiyle başlayan protestolar Şeyh Hasina'nın istifasını istemeye kadar gitti. Sadece hafta sonu en az 85 Bangladeşli hayatını kaybetti. Ordunun tavrı ise henüz belli değil.
170 milyon nüfusa sahip Bangladeş son aylarda protesto dalgasıyla sarsılıyor. Belli gruplara devlet kadrolarında verilen yüksek kontenjanların tetiklediği protestoların yeniden canlanmasıyla ülkede bir kez daha kan gövdeyi götürdü. Dün ölenlerin sayısı aslında tam olarak bilinmiyor. Bazı medya organları 55 ölü, bazıları 70, bazıları da 85 ölü olduğunu söylüyor. Ancak bilinen bir şey var ki protestoların başladığı temmuz ayından beri en kanlı gününü tamamladı Bangladeş.
Başkent Dakka’daki bir diplomat Bangladeş genelinde ölü sayısının en az 72 olduğunu söylerken yerel medya ve protesto önderlerinin verdiği sayı 70 ila 93 arasında. Emniyet yetkilileri ölenlerden en az 13’ünün polis olduğunu söylüyor.
Bangladeş’in yıllar ilerledikçe otoritesini daha da sağlamlaştıran lideri Şeyh Hasina’nın kontrolündeki güvenlik güçleri geçen ay protestoculardan 200’ünün ölümüne neden olmuştu. Protesto organizatörlerinin Hasina’nın konutuna yürüyeceklerini söylemesi kan karışan protestoların daha da büyüyeceğine işaret ediyor.
Ülkenin resmi haber ajansına göre Hasina dün üst düzey güvenlik yetkilileriyle bir araya gelerek şiddetin arkasındakileri “terörist” olarak niteledi ve halktan “anarşistleri demir elleriyle engellemelerini” istedi. Polis güçlerine karşı öfkeli olan halk ordunun ne tavır alacağını görmek üzere gözlerini o yöne çevirdi.
Hasina’nın amacı orduyu dize getirerek kendi safına çekmek. Ancak geçmişte darbelere imza atan ordunun yükselen tansiyona karşı nasıl bir pozisyon alacağı bilinmiyor.
Aslında bu protestolar kamu personeli alımlarında özellikle Pakistan’a karşı verilen bağımsızlık savaşında yer alan askerlerin çocuklarına ve torunlarına büyük iltimas sağlanmasıyla ilgiliydi. Örneğin kontenjanı 100 olan bir pozisyon açılıyorsa bunun 30’u gazilerin çocuklarına ve torunlarına ayrılıyordu. Yüksek mahkemeyi kararından döndürerek yasanın iptal edilmesini sağlayan öğrenciler bu kez Hasina’nın artan otoriterliğine ve ekonomi yönetimine karşı ayaklandı.
10 binden fazla kişinin tutuklandığı, on binlerce kişi hakkında da davanın açıldığı bu protestolar bir süre durulur gibi olsa da cuma gününden bu yana yeniden alevlendi. Protestocuların yüzlerce ölüme karşı yetkililerden istedikleri şey son 15 yıldır iktidarda olan Hasina’nın istifa etmesiydi. Buna karşılık Hasina’nın partisi Awami League de destekçilerini sokağa çıkmaya çağırdı.
İnternet kısıtlamalarının yürürlüğe girmesiyle öğrenci hareketinin liderleri protestoların kesintisiz bir şekilde devam etmesi çağrısı yaptı. Hareketin liderlerinden Nahid İslam “Eğer bir interney kesintisi olursa, kaybolursak, tutuklanırsak ya da öldürülürsek ve duyuru yapacak kimse kalmazsa sokakları işgal etmeye devam etmeli ve hükümet talebimize yanıt verene kadar diyalog yoluna gitmemelisiniz” dedi.
Ordu temmuz ayındaki protestolarda da görevlendirilmişti. Ama dün ordu komutanı General Waker-uz-Zaman, üst düzey subayları bir araya getirerek ordunun krizdeki pozisyonuna dair endişeleri giderme ve tarafsızlığını giderme çabası olarak görülen bir toplantı düzenledi. Toplantı sonrası açıklamada ordu komutanının “ihtiyaç halinde daima halkın yanında yer alacağı” vurgulandı.
Bununla birlikte ordunun aldığı tavır birbirinden karışıktı. Bazı bölgelerde protestoculara sert müdahale edilirken, diğer yerlerde iktidar partisinin gençlik kanadının saldırılarına karşı protestocuların korunduğu görüldü.
Darbe geçmişi kabarık olan ordu, son yıllarda daha disiplinli bir kurum haline gelerek darbeyle başa geçmek yerine gücünü perde arkasından göstermeye başladı. Analistler bunu çeşitli unsurların bir araya gelmesine bağlıyor. Hasina’nın üst rütbelere kendisine sadık kişileri getirmesi ve Bangladeş ordusunun de katkı verdiği Birleşmiş Milletler barış gücü işinin kârlı olması da bir etken.
Dolayısıyla hem Hasina yönetimine karşı çıkmak hem de protestoculara insanlık dışı muamele edilmesine izin vermek ordunun konumuna zarar verici olabilir. Ordunun tarafsızlığını koruması için artan baskının göstergesi olarak aralarında eski ordu komutanlarının olduğu bir grup asker Dakka’da basın toplantısı düzenleyerek ordu güçlerini sokaktan çekilmeye çağırdı. 2012-2015 yılları arasında ordu komutanı olarak görev yapan İkbal Karim Buiyan, “Son üç haftadır Bangladeş’in içinden geçen korkunç cinayetler, işkenceler, kayıplar ve toplu tutuklamalar karşısında derin endişe, sıkıntı ve üzüntü duyuyoruz. Silahlı kuvvetlerimiz hiçbir şekilde mevcut durumu yaratanları kurtarmak için öne atılmamalıdır” dedi.
Ülkedeki protesto ortamının ne kadar süreceği ve nereye bağlanacağı ise belirsizliğini koruyor.