Tağ Sağtürk Bodrum Bale Festivali'nin ilk yılına balet olarak katılmıştı. Şimdi ise Devlet Opera ve Bale'nin genel müdürü olarak. Opera ve baleyi geniş kitlelere ulaştırma hedefinde, "Çok çalışıyoruz sonuçlarını da almaya başladık" diyor.
Bodrum Kalesi’nde ‘Kuğu Gölü’ balesini izliyoruz. Lakin arada bir koltuklar şiddetle sallanıyor. Gösteriye ara verilince anlıyorum nedenini. Galatasaray-Beşiktaş maçında atılan gollerin sarsıntısı bu.
Bale gösterisine gelen seyircilerin bir kısmı çaktırmadan, aynı anda oynanan maçı da takip ediyor akıllı telefonlarından. Her gol atıldığında kimi sevinçten, kimi hırsından olduğu yerde kıpırdanıyor. Onlarca kişinin aynı anda kıpırdanması da koltukları sarsıyor haliyle.
Bodrum’da izlediğimiz ‘Kuğu Gölü’ balesi İş Bankası katkılarıyla, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü’nün düzenlediği 21.Uluslararası Bodrum Bale Festivali’nin açılış gösterisi. İzmir Devlet Opera ve Balesi’nin sahnelediği gösteride Bolşoy Tiyatrosu’nun baş dansçıları Denis Rodkin ve Eleonora Sevenard da sahnede. Ki özellikle prensesi yorumlayan Eleonora Sevenard gösterinin gözdesi. Sahneye her çıktığında herkes pür dikkat kesiliyor. En çok alkışı da o alıyor.
Gösteri hınca hınç dolu. Festival açılışlarında olur böylesi bir ilgi. ‘Kuğu Gölü’ balesinin bir klasik olması Türkiye’de bale deyince ilk akla gelen eserler arasında bulunması da muhtemel bu ilginin bir sebebi. Ya diğer gösteriler? Acaba festivalde programında yer alan başka gösterilere de ilgi var diye bilet gişesine gidiyorum. Festivalde gösterilecek ‘Carmen’, ‘Muhteşem Gatsby’, ‘Güldestan’, ‘Zorba’nın da biletlerinin çoktan satıldığını öğreniyorum.
Baleye gösterilen bu ilgi tesadüf değil. Opera ve Bale Genel Müdürlüğü’ne atanmasından beri Tan Sağtürk yoğun bir çalışma içinde. Opera ve balenin potansiyel seyircisine ulaşması hatta yeni bir seyirci kitlesi oluşması için sağlam bir mesai yapıyor. Sonuçlarını da alıyor. Mesala bu yılki 7. Efes Opera ve Bale Festivali’ni 20 bin 500 izleyici takip etti. Festival için rekordu bu. Benzer bir rekor Bodrum’da da olabilir.
Festivalin açılışı için Bodrum’a gelen Sağtürk’le konuşuyorum. Sağtürk için bu festivalin kişisel tarihinde özel bir yeri var. 2003 yılındaki ilk festivale balet olarak katılmış. Yıllar sonra festivali düzenleyen kurumun başında müdür olarak bulunuyor. Şimdi sorumluluğu daha büyük. Sağtürk “Opera ve balenin belli bir izleyici kitlesi var, onlar zaten takip ediyor. Çocuklar açısından da durum gayet iyi. Yeni nesil dansa ilgili, ki onlar da geleceğin seyircileri. Gençlere ulaşmak biraz zor oluyordu. Ama onu da aşıyoruz, bunu görebiliyorum” diyor.
Opera ve balede gelen başarıları hatırlatıyorum Sağtürk’e, özellikle de balerin Nilay Tahiroğlu’nun başarılarını. “Siz ne kadar işin içindesiniz” diye soruyorum. “Merkezindeyim” diyor.
Hatırlayanlar olacaktır, Tan Sağtürk’e müdürlük teklif edildiğinde Sağtürk şapkasını önüne koyup düşünmüştü. Görevi kabul ederek Meriç Sümen’den sonra Devlet Opera ve Balesi’nin başına gelen ikinci bale kökenli müdür oldu. Bu kurumda olumlu bir etki yaratmış.
Lakin Sağtürk’e kitabın ortasından bir soru da soruyorum: 90’lardan beri özellikle muhafazakar dünyadan kimi siyasetçi kimi yazarlar opera ve baleyi hedef tahtasına oturtur. Siz görev sırasında bir dirençle karşılaşıyor musunuz?
Sağtürk büyük bir içtenlikle “Hayır” diyor. “Aksine benden beklenen opera ve baleyi toplumun geniş kesimlerine ulaştırmam. Ben de bunun için uğraşıyorum. Çok çalışmak gerekiyor ve çalışıyoruz da. Sonuçları da alıyoruz. Ki bu daha başlangıç” diyor.
Zaten açılış konuşmasında da baleye ilginin gün geçtikçe artmasından duyduğu mutluluğu dile getirip emeği geçen herkese teşekkür ediyor. Naçizane yakın zamanda hayatını kaybeden Ankara Devlet Opera ve Balesi dansçı ve eğitmenlerinden Almula Özlem’i anması, sahnenin önüne bir fotoğrafının konması da takdire şayandı.
İş Bankası da opera ve baleye olan ilginin farkında. 100. kuruluş yıldönümü kutlayan banka bu yıl ilk defa ana sponsor olarak festivali destekliyor.
Açık havada bale izlemek Bodrumluların aşina olduğu bir şey. Yıllardır bu festival sayesinde belli bir alışkanlık kazanılmış. Mesela zaman zaman Çaykovski’nin bestesinin arasına sızmaya çalışan dış seslerden kimse rahatsız olmuyor. Tan Sağtürk’ün söyledikleri aklımda, seyirciye bakıyorum. Her yaştan, her kesimden izleyici var. ‘Kuğu Gölü’ bitince ayakta dakikalarca alkış alıyor. İzleyicilerin kendi aralarındaki konuşmalara kulak kesiliyorum. Genel olarak beğenildiğini anlıyorum.
Gösteri sonrası insanlar ‘Zorba’yı tavsiye ediyor birbirine. Festivalin kapanışını yapacak ‘Zorba’. Ankara Devlet Opera ve Balesi tarafından sahnelenen ‘Zorba’ beş yıl aradan bu yıl sonra yeniden seyirci karşısına çıkmaya başladı. Her gösterisi büyük ilgi görüyor. 21. Bodrum Bale Festivali’nde de iki kere, 21-22 Ağustos tarihlerinde sahnelenecek.
Devlet Opera ve Bale Genel Müdürlüğü bu yazı iyi geçiriyor. 21. Uluslararası Bodrum Bale Festivali’nden sonra sırada başka bir sınav var, eylülde 31. Aspendos Opera ve Bale Festivali düzenlenecek. ‘Kuğu Gölü’ bir kez de orada sahnelenecek.
‘Kuğu Gölü’ izlemeye gelenler arasında piyanist Gülsin Onay da var. Onay’a ilgi de muazzam. Her gören onunla hatıra fotoğrafı çektirmek istiyor. Seyircilerden birinin ricasını kırmayıp Gülsin Hanım’la fotoğrafını çekiyorum. Sonra bir başkası geliyor. Elime telefonunu tutuşturan Gülsin Hanım’ı yanına ilişiyor. Böyle böyle aralıksız beş-10 dakika fotoğraf çektim desem…. Gülsin Hanım durumdan şikayetçi değil. Lakin bir şey fark ediyorum. Kameranın sevdiği bir enerjisi var. Kiminle fotoğrafını çekersem çekeyim kadrajın yıldızı hep Gülsin Onay oluyor. Herkes Gülsin Hanım ile fotoğraf çektirmek istiyor da o kiminle fotoğraf çektirmek istiyor derseniz. Gülsin Hanım da eski Devlet Opera ve Bale Genel Müdürü Meriç Sümen ile kameranın karşısına geçiyor…
Meriç Sümen bale dünyasının duayenlerinden. ‘Kuğu Gölü’nde vakti zamanında baş balerin olarak sahneye çıkmış bir isim. Ki nasıl biz Bodrum’da Bolşoy Tiyatrosu’ndan Eleonora Sevenard’ı izlediysek zamanında o da Moskova’daki Bolşoy Tiyatrosu’nda Giselle rolü ile sahneye çıktı. Ya o nasıl buldu ‘Kuğu Gölü’ balesini derseniz. Beğendi efendim.
20 Aralık 2024 - Ormanda yeni bir lider doğuyor, şımarık oğlan dersini alıyor!
13 Aralık 2024 - Yılın en iyilerinden ‘Hemme…’: Öfke ruhu kemirir!
6 Aralık 2024 - Babaların kızları için yaptığı yolculuk hiç biter mi!
5 Aralık 2024 - Keşanlı Ali 60 yaşında mikrofonlarımız Haldun Taner’de