Af Örgütü alarm verdi: İran’da ‘soyunan’ kadın tehlike altında
2023’te ilk kez hem yabancılarda hem de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarında dışarıya net göç verildi ve bu göçte hem Türk vatandaşlarının hem de yabancı uyrukluların sayısı arttı
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından derlenen uluslararası göç istatistikleri çarpıcı pek çok veri içeriyor. İstatistiki veriler uluslararası göçte 2023 yılının ciddi bir kırılmaya işaret ettiğini gösteriyor. Genelde net olarak göç alan bir ülke durumundaki Türkiye hem Türk vatandaşları hem de yabancı uyruklularda keskin bir dönüşümle net göç verir hale geldi.
En son açıklanan 2023 yılı verileri Türkiye’den göçte yaşanan artış ve hem gelen hem giden göç içindeki genç ve genç yetişkinlerin oransal ağırlığını görmek açısından önemli.
Türkiye’ye göç 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 35,9’lük düşüşle 316.456 kişiye geriledi. Bu sayı 2021 yılında 739.364, 2022 yılında ise 494.052 kişi idi. Dolayısıyla Türkiye’ye gelen göçte çok açık bir azalış trendi var.
Türkiye’ye göç edenlere yaş gruplarına göre baktığımızda yüzde 12,7 ile 20-24 yaş, yüzde 10,8 ile 25-29 yaş, yüzde 10,3 ile 15-19 yaş grupları dikkat çekiyor.
Yine Türkiye’ye göç edenlerin 101.677’si Türk vatandaşı, 241.779’u ise yabancı uyruklu. Yabancı uyruklulardan yüzde 13,2’si Rusya, yüzde 8,2’si Azerbaycan, yüzde 7,3’ü Türkmenistan, yüzde 6,7’si İran ve yüzde 5,9’u Afganistan vatandaşı.
Türkiye’den göçe ilişkin istatistiklerde ise, son yıllarda giderek yükselen yurtdışına göç eğilimi 2023 yılında daha da arttı. Türkiye’den yurtdışına göç eden kişi sayısı 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 53 artarak 714.579 kişi oldu. Bunun 291.377’si Türk vatandaşı, 423.202’si yabancı uyruklu. Türkiye’den göç, 2022 yılında 466.914; 2021 yılında ise 287.651 olarak gerçekleşti.
Göçün yaş gruplarına göre dağılımında Türkiye’ye göçe benzer bir şekilde en fazla hareketlilik yüzde 15 ile 25-29 yaş grubunda. Ardından yüzde 12,9 ile 30-34; yüzde 12,5 ile 20-24 yaş grubu geliyor. Türkiye’den göçün vatandaşlıklar bazında dağılımında ise yüzde 17 ile Rus vatandaşları ilk sırada bulunuyor. Bu grubu yüzde 15,7 ile Irak, yüzde 8,3 ile Afganistan, yüzde 6,5 ile İran ve yüzde 4,9 ile Türkmenistan vatandaşları izliyor.
Bu bilgilere göre 2023 yılı Uluslararası Göç İstatistiklerinde özellikle Türkiye’den göçte önemli artış var. 2023’te ilk kez hem yabancılarda hem de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarında dışarıya net göç verildi ve bu göçte hem Türk vatandaşlarının hem de yabancı uyrukluların sayısı arttı. Yabancı uyruklularda 2022’de 72 bin kişilik net göç girişi varken 2023’te 208 bin kişilik net göç çıkışı görülüyor. 2023 yılında Türkiye’nin Rusya, Irak, Suriye, Libya, Afganistan, Somali, Etiyopya gibi ülkeler karşısında bile net göç vermiş olması dikkat çekici. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları tarafında 2022’de de 45 bin kişilik net göç çıkışı kaydedildi. Bu rakam 2023’te 190 bine yükseldi.
Yurtdışına göç edenlerin yüzde 50,8’ini ekonomik ve sosyal olarak kritik önemdeki 20-40 yaş grubunun oluşturması da bir diğer önemli nokta. Bu konuyu hızla düşen doğum oranlarıyla birlikte değerlendirince konunun önemi daha da artıyor.
Rakamlar Türkiye’nin gerek yabancıların gerekse kendi vatandaşlarının gözünde yaşanabilir bir yer olma gücünü hızla yitirmekte olduğunun bir kanıtı. Bu sonucun içine sürüklendiğimiz ekonomik, sosyal ve diğer bazı yönetsel konulardaki iklimle kuşkusuz doğrudan bağlantıları var. Bu keskin dönüşümü etkileyen pek çok faktör mevcut. Ancak aşağıda belirteceğimiz sorunlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, giderek sayıları artan kişinin ülkenin yaşanmaz hale geldiğini düşünmesine yol açıyor. Bu tablonun önümüzdeki yıllarda aynı ekonomik, sosyal vb. ortamlar devam ettiği taktirde daha da kötüleşmesi beklenmeli.
Sorunlardan ilki ekonomik. Son birkaç yıllık dönemde halkın en fazla yüzde 20’sini oluşturan bir bölümü dışında kalanı ciddi oranda fakirleşti. Halkın önemli bir bölümü açlık sınırının altında gelir elde ediyor ve bu durum görmezden geliniyor. Sıradan bir gencin kamuda iş bulma olanağı yok. Özel sektör ise herkese iş olanağı sağlayamıyor. Üniversitelerin hangi bölümünden mezun olursanız olun sıradan bir vatandaş iseniz iş bulmanız sorun ya da geliriniz hayatınızı devam ettirmeye yetecek kadar olmuyor.
İkincisi milli eğitim sorunu. Milli eğitim çağdaşlık ve bilimden uzaklaşıyor. Toplumun küçük bir kesiminin isteğine göre belirlenen milli eğitimin içler acısı durumu insanların Türkiye’den gitmesinin bir başka nedeni.
Diğer bir neden hukuksal düzenlemelerin kişiye göre evirilip çevrildiği bir duruma gelmesi. Hukukun üstünlüğü ilkesinin kalmadığı, hukuksal kurumların hiyerarşisinin işine geldiği gibi değerlendirildiği bir ortam oluştu. Bu da yine az sayıda kişinin lehine dönüşen ancak kalanların bu ülkede yaşanmaz diye düşünmesine yol açan bir faktör oldu.
Bir başka faktör sağlık sistemindeki bozulma. Bugün kamu sağlık kuruluşlarından kısa sürede hizmet almak mümkün değil. Devasa şehir hastaneleri sadece dış görünümü ile gösterişli. Ancak buralarda verilen hizmetten sadece ülkeye gelen mülteciler memnun.
Diğer bir faktör kamuda sürekli adam kayırmacılık ve yolsuzluk söylentilerinin basına yansıması. Bu söylentilerin üzerine de yeterince gidilip gidilmediği belli değil. Bu ortam da ülkede hayat kalitesini düşüren ve insanlar için yaşanmaz kılan bir unsur.
Bunun gibi sayabileceğimiz pek çok unsur birlikte ülkeden hem Türk vatandaşlarının hem de yabancıların kaçışına yol açıyor. Dolayısıyla ülkeden giden insanların önemli bir bölümünün gidiş nedeni bunların hepsinin bir araya gelmesi ile ülkenin geleceğine yönelik beklentilerin kötüleşmesi ve iyileşeceğine yönelik ümitsizlik. Ancak özellikle Türk vatandaşlarının gitmesi miyoksa kalıp mücadele etmeleri mi doğru? Belli değil.
20 Kasım 2024 - Kuşaklar aynı kaderi paylaşmaya devam ediyor
17 Kasım 2024 - Ekonomik ve psikolojik çöküntünün artan boyutu
13 Kasım 2024 - İkinci Trump dönemi bize ne getirecek?
10 Kasım 2024 - Enflasyon neden düşmez?
6 Kasım 2024 - TÜSİAD’dan ekonomiye ilişkin çarpıcı tespitler