Roket mermisine dayanıklı aracıyla sınırda yakalanan uyuşturucu baronunu mahkeme serbest bırakmış

Bilinen adı Orhan Ünğan, resmi adı Mert Ünğan olan ‘Hayalet’ lakaplı uyuşturucu baronu haziran ayında düzenlenen ve tutuklandığı operasyondan sadece dört ay önce İpsala Sınır Kapısı’ndan yurtdışına çıkmaya çalışırken de yakalanmış. Şubat ayında yakalanan Ünğan’ın çıkarıldığı mahkeme tarafından adli kontrolle serbest bırakıldığı ortaya çıktı.

Kamuoyu Ünğan’ı İranlı uyuşturucu baronu Naci Zindaşti’nin 2014 yılında İstanbul’un Büyükçekmece ilçesinde kızı ve şoförünün öldürüldüğü silahlı saldırıyı azmettirdiği iddiasıyla tanıdı. Bu saldırıdan dört yıl sonra 2018 yılının Aralık ayında Naci Zindaşti hapisten çıktı. Covid – 19 salgınında hayatını kaybeden AK Partili Burhan Kuzu’nun da isminin karıştığı Zindaşti’nin tahliyesinden altı ay sonra Orhan Ünğan’ın kardeşi İlhan Ünğan İstanbul Bağdat Caddesi’nde silahlı saldırıda hayatını kaybetti.

En az sekiz ayrı kimlik kullandığı tespit edildiği için ‘Hayalet’ lakabıyla anılan Ünğan geçen haziran ayında Kuyu – 4 adı verilen operasyonla tutuklandı. Halen cezaevinde olan Ünğan’ın tutuklanmadan dört ay önce yurtdışına firar etmeye çalıştığı ortaya çıktı.

Roket mermisine dayanıklı zırhlı araç

Gazete Duvar’dan Can Bursalı’nın güvenlik kaynaklarından edindiği bilgilere göre Ünğan İstanbul’dan bindiği otobüsle İpsala Sınır Kapısından Yunanistan’a geçmeye çalışırken yakalandı.

İsmini 2023 yılında resmi olarak değiştirerek Mert adını alan Ünğan’ın bindiği otobüsü roket mermisine dayanıklı B7 kodlu Maybach markalı zırhlı araç takip ediyordu. Ünğan’ın yakalanmasından sonra fark edilen araç durduruldu. Aracın içinden Glock marka tabanca çıktı. Bulgaristan plakalı aracın Ünğan’a ait şirketin üstüne kayıtlı olduğu anlaşıldı.

Kimlik tespiti yapıldığı sırada sistemsel uyarı sayesinde İpsala Sınır Kapısı’nda yakalanan Ünğan gözaltına alındı. Mahkemeye sevk edilen Ünğan adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Mafyanın akıl oyunları: Zindaşti’nin ‘kanlısı’ Orhan Ünğan bir evlenmiş bir boşanmış, bakın niye?