Patara Deniz Feneri’nde sona doğru: 2 bin yıllık tarih ayağa kalkıyor
Antalya Büyükşehir ve Kaş meclislerinde üç kez reddedilen Kaş Marina’yı otel, spa, restoran, kafe ve alışveriş merkezleriyle genişletme projesi bu kez bakanlık tarafından gündeme getirildi.
Kaş Belediye Başkanlığı’nın AK Partili Mutlu Ulutaş’ta olduğu dönemde üç kez mecliste gündeme getirilip reddedilen Kaş Yat Limanı revize imar planı CHP’li Erol Demirhan’ın başkanlık koltuğuna oturduğu yeni dönemde de reddedilince Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı planıyla gündeme getirildi. Kaş Marina’yı işleten Setur ve Makyol ortaklığı Makmarin A.Ş.’nin başvurusu üzerine askıya çıkarılan yat limanını genişletme planında yine AVM ve otel gibi eklentilerin yer aldığı görülüyor.
Önceki başkan Mutlu Ulutaş marinayı genişletme projesinin ihtiyaç olduğunu ve yasal mevzuata uygun özellikte olduğunu söylemişti. Belediye meclis üyelerinin, bölge halkının ve çevre platformlarının protesto yürüyüşleri ve imza kampanyalarıyla itiraz edilen proje Antalya Büyükşehir ve Kaş belediye meclislerinde defalarca reddedildi. Planın bir kez daha gündemde olması tepki çekti.
Projenin Kaş’ın siluetini ve marinanın deniz ekosistemini bozacağı eleştirileriyle Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne dilekçe veren Kaş Çevre ve Kültür Derneği Başkanı Ahmet Murat Akoy ve Başkan Yardımcısı Polat Ormancı imar planının iptalini istedi.
Duvar’ın haberine göre Kaş Marina’nın mevcut haliyle planlanan yeni hali arasında büyük bir değişim olduğunu söyleyen Kaş Çevre ve Kültür Derneği Başkanı Ahmet Murat Akoy Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın gündeme getirdiği projeye, bölgeye vereceği zararlar nedeniyle karşı çıktıklarını söyledi.
Akoy şöyle konuştu:
“Bu rant projesi denizi ne kadar kirletecek, öngörebiliyor muyuz? Üç farklı bilirkişi raporuyla iptal edilmiş planlar belediye el değiştirdikten sonra yeniden askıya çıkarılıyor. Bu bir zihniyet meselesi. Yaşadığımız çürümüşlüğü ortaya koyuyor. Kaş Marina kıyı ile bütünleşik, ilçenin naif dokusuna uygun bir marinadır. Sahilden yürüyen insan denizi seyrederek ilerler. Ama her tarafı tesislerle doldurulduğu zaman doğal yapısı ortadan kalkacak. Çok fazla beton, denizle insanı birbirinden ayıracak. İlk halindeki naiflik yok olacak. Marina, birinci derece arkeolojik sit alanının girişinde. Şirket, batı yakasındaki yapıları yıkıp alanı maksimum kullanacak şekilde bir çalışma yapmak istiyor. Kaş Marina’nın deniz ekosistemi, şu anki haliyle bile yoğun kirliliğe maruz kalmış durumda. Böyle bir yerde tekne sayısının yüzde 25, yapılaşmanın yüzde 100 artırılması doğru mu?”
Makmarin A.Ş. tarafından 2011 yılında yap-işlet-devret modeliyle 25 yıllığına işletilmeye başlanan Kaş Marina’da 487 yat bağlama yeri, butik otel ve ticari alanları olduğu belirtilen dilekçede yüzde 5’lik inşaat izninin yükseltilmeye çalışıldığı vurgulandı. Dilekçede “Kaş Marina revize imar planıyla firma batı tarafındaki yapıları yıkarak yatak kapasitesini artıracak şekilde 15 birimden oluşan otel ve spa merkezi yapmayı, doğu tarafında restoran, kafe, mağazalardan oluşan bir açık hava AVM’si yapmayı ve ilave 2 yüzer iskele ile tekne bağlama kapasitesini yüzde 50’nin üzerinde artırmayı amaçlıyor” dendi. Bu yapı yoğunluğu artışının da halkın kıyıları kullanımını engelleyeceği ifade edilen itiraz dilekçesinde, halk ile deniz arasında duvar örüleceği dile getirildi.
Yat limanının kentin kalbinde bir otel/AVM mekanına dönüştürülmek istendiği söylenen dilekçede “Bu durum Kaş’ı diğer turizm beldelerinden ayıran butik, yerelle ve doğayla bütünleşen turizm özelliğine, anlayışına ve geleneğine uygun değildir. Kaş’ın en büyük sorunlarından biri her geçen yıl daha da yoğunlaşan araç trafiği ve otopark sorunudur. Marinanın otopark alanları şu anda dahi talebi karşılayamamaktadır. Yatak ve tekne kapasitesini, kafe, restoran, mağaza alanları eklenerek ziyaretçi sayısını ciddi oranda artırmayı amaçlayan marina planında otopark planlaması yapılmadığı görülmektedir” itirazı yapıldı.
Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı’nın (BAKA) hazırladığı raporda, Kaş Marina’nın bölgedeki iki kirletici unsurdan biri olarak sayıldığı ifade edilen dilekçede şu ifadeler yer aldı: “Yatların mutfak ve lavabo suları (gri su) doğrudan denize akmaktadır. Ülkemizde bunu engelleyen bir mevzuat henüz yoktur. Bu nedenle yat limanları deniz kirliliğine sebep olan işletmelerdir. Teklif edilen imar değişikliği kapsamında, tekne bağlama kapasitesindeki 266 adet tekne artışının Bucak Denizi’ndeki kirliliği artıracağı şüphesizdir. Firmanın kar amacına göre değil, ekolojik dengeyi koruyacak şekilde planlama ilkelerinin hayata geçirilmesi, uzun vadede hem bölge halkı hem de Kaş’a gelen ziyaretçiler için yararlı olacaktır.”
Yat Limanı’nın doğu tarafının 1’inci Derece Arkeolojik Sit Alanı olduğuna dikkat çekilen dilekçede “Kaş halkı olarak bu rant projesine karşı çıkmamız üzerine bizleri temsil eden belediye meclislerinde üç defa reddedilmesine rağmen ısrarla ve defalarca önümüze getirilen, kıyıda yapılaşma yoğunluğunu artırarak Kaş’ın kıyı siluetine zarar verecek, denizde neden olduğu kirliliği daha da artırarak Kaş’ın deniz ekosistemine zarar verecek, herhangi bir yapılaşmanın mümkün olmadığı arkeolojik alanda yapılaşma öngören, Kaş’ın kronikleşmiş trafik ve park problemini daha da artıracak, yerel ekonomiye katkısı olmayan kapalı düzen bir sistem kurarak sadece firmanın karlılığını artırmak hedefiyle yapılmış, kamu yararı taşımayan Kaş Marina Revize İmar Planı’nın iptalini talep ediyoruz” dendi.