Türkiye’nin unuttuğu Bektaşiliği Arnavutluk hatırladı, şimdi ‘Bektaşi Devleti’ kurma planı var

Arnavutluk bu ülkede resmi düzeyde kabul gören Bektaşilik için Vatikan benzeri bir özerk devlet kurmayı, ona arazi vermeyi tasarlıyor. Türkiye Bektaşileri plana tepkili, 'Bektaşiliğin merkezi Türkiye'dir, Anadolu'dur, Arnavutluk değil' diyor.

Dünya 25 Eylül 2024
Bu haber 2 ay önce yayınlandı
Baba Mondi.

Arnavutluk Başbakanı Edi Rama’nın ilginç bir planı var: Başkent Tiran’da “Vatikan tarzı” bir Bektaşi devleti kurulmasına izin vermeyi düşünüyor.

Bektaşilik, Anadolu’da doğmuş bir tarikat, hatta ‘mezhep’. Anadolulu bir din insanı olan Hacı Bektaş Veli tarafından kurulan bu akım, Osmanlı’nın özellikle kuruluş yıllarında çok etkiliydi ve Osmanlı İmparatorlu’nda yüzyıllar boyunca neredeyse resmi dindi. Ama padişah Yavuz Sultan Selim’in Doğu’da Şah İsmail’e karşı giriştiği savaş sonrası bu hava değişti, Osmanlı Sünni İslama daha yakın olmaya başladı, Bektaşilik ise devlet kademesindeki ağırlığını kaybetti. Fakat buna rağmen Osmanlı akıncıları da, Yeniçeri Ocağı da, toplumun bel kemiğini oluşturan ve esnafı bir araya getiren Ahilik örgütü de Bektaşi’ydi.

Cumhuriyet’in ilanı sonrası tekke ve zaviyelerin kapatılması en çok Anadolu’da Bektaşiliği ve Aleviliği vurdu; çünkü bu inanca sahip insanların dini örgütlenmesi yeraltına indi. Ama buna karşılık Balkanlar’daki eski Osmanlı coğrafyasında Bektaşi inancı açıkta yaşamaya devam etti. Bu inancın kurumsal kabul gördüğü ülkelerden biri Arnavutluk. Bu ülkedeki müslümanlar uzun  komünizm dönemine rağmen Bektaşi inancını korudu, komünizmin yıkılmasının ardından da örgütlü bir din olarak Bektaşilik öne çıktı. Ülkedeki en üst Bektaşi din otoritesi, sivil bir kişi olmasına rağmen 90’lı yıllardan beri devlet protokolünde de yer alıyor, manevi otoritesi de kabul görüyor zaten.

O yüzden önce nedir bu Arnavutluk’un Bektaşiliğin merkezi olma planı, onu bir irdeleyelim. Başbakan Rama’nın planı başkent Tiran’da Bektaşilere Vatikan benzeri özel bir bölge tahsis etmek. Aslında buna Vatikan’ın minyatür hali demek daha doğru olur, çünkü Katolik Hıristiyanlığın merkezi olan Vatikan’ın dörtte biri kadar olacak.

27 dönüm araziden oluşacak merkezin kendine ait bir yönetimi, kendi pasaportu ve sınırları olacak. Adı da belli: Bektaşi Tarikatı Egemen Devleti. Her ne kadar dini bir bölge olsa da burada alkole izin verilecek, kadınlar istekleri gibi giyinebilecek. Yani kimseye yaşam tarzı dayatılmayacak. Arnavutluk’ta bu ülke komünizmden çıktığından beri Bektaşilik resmi tanıma altında. Halen ülkede en büyük Bektaşı din adamı ise müritlerinin Baba Mondi olarak bildiği Edmond Brahimaj “Tanrı yasaklayıcı değildir, bu yüzden bize akıl verdi” diyor.

Arnavutluk Başbakanı Rama atacakları bu adımla amaçlarının “İslam’ın hoşgörülü bir versiyonunu teşvik etmek” olduğunu söylüyor. Öte yandan ülkenin Bektaşi dini lideri Baba Mondi ve Arnavutluk’taki diğer Bektaşiler Avrupa’da artan nefret ortamında böyle bir devlet kurulmasının kendilerini güvende hissedebilecekleri bir liman olacağı görüşünde.

Kimlerin tanıdığı belli değil

Özerk bölgenin nasıl oluşturulacağına dair ortada net bir plan yok ama 65 yaşındaki Baba Mondi “Tüm kararlarımız sevgi ve nezaket çerçevesinde alınacaktır” dedi. Arnavutluk’taki Bektaşilerin dini lideri olan Baba Mondi Arnavutluk ordusunun eski bir subayı aynı zamanda. Kurulacak merkezin boyutları Baba Mondi’yi rahatsız etmiyor “Önemli olan büyüklüğü değil, diktatör olmaya gerek yok” diyor. Bektaşi bölgesinde bir toplantı ve ibadet salonu, Bektaşiliğin tarihinin anlatıldığı bir müze, klinik, arşiv ve Baba Mondi’nin idari ofisleri olacak.

Şu anda uluslararası avukatların da aralarında bulunduğu hukuk uzmanlarından oluşan bir ekip yeni devletin Arnavutluk içindeki statüsün tanımlayan yeni bir yasa taslağı hazırlıyor. Taslağın parlamentodan geçmesi gerekecek. Hangi ülkelerin bu yeni statüyü kabul edeceği de henüz belli değil. Rama bu kararı alırken NATO’daki ABD gibi müttefiklerine danışmadıklarını söylüyor. Bununla birlikte bazı tahminler yapılabilir. İran’ın Arnavutluk’taki bu oluşumu kabul edeceğine pek olası bakılmıyor. “Doğrusu İran aklıma gelen son ülke” diyen Rama Arnavutluk’un iki yıl önce İran’la diplomatik ilişkilerini kestiğini hatırlattı. İki ülke arasındaki bu gerilimin sebebi Arnavutluk hükümetini ve bankacılık sistemlerini hedef alan siber saldırılarda İran bağlantısı olduğunun düşünülmesiydi.

Yeni Bektaşi devletinde kimlerin pasaport alabileceği gibi ayrıntılar henüz çalışma aşamasındaki konular. Ama pasaport rengine karar verilmiş bile: İslam yeşili. Geçen yılki nüfus sayımına göre Bektaşiler Arnavutluk nüfusunun yüzde beşini oluşturuyor. Ama Baba Mondi’ye sorarsanız toplam nüfusun neredeyse yarısı Bektaşi. Geri kalanlar Sünniler, Katolikler, Ortodokslar, Hıristiyanlar ve Evanjeliklerden oluşuyor.

Bektaşiliğin Balkanlar’da Arnavutluk, Makedonya, Bosna-Hersek, Kosova ve Bulgaristan’da yayılmasında Osmanlı İmparatorluğu’nun etkisi büyüktü. Özellikle Arnavutluk’ta Bektaşilik güçlü bir yer edindi, ülkenin İslam anlayışında önemli bir yere sahip oldu. Bunun örneği olarak Sovyet döneminde bile Bektaşilik varlığını sürdürebildi.

Türk Bektaşiler bunu nasıl karşıladı: Ali’siz Alevilik

New York Times’ın haberiyle ortaya çıkan bu plana Türkiye’den tepki gecikmedi. Türkiye Bektaşilerinin en üst makamındaki Ali Haydar Ercan Dedebaba’nın talimatıyla Halifebaba Hacı Dursun Gümüşoğlu’ndan girişime tepki geldi. Bu tepkilerin birkaç nedeni var. İlk anlaşmazlık Baba Mondi’nin sahip olduğunu söylediği unvanı kabul etmemeleri. Gümüşoğlu bu konuyla ilgili olarak Baba Mondi’nin Türkiye’den Arnavutluk’a gönderilen Reşat Bardi Halifebaba’dan babalık unvanı aldığını kabul etmekle birlikte Baba Mondi’nin unvanının bununla sınırlı olduğunu vurguluyor. Gümüşoğlu durumu “yüzbaşının albay olmadan general rütbesi takması”na benzetiyor ve “abes bir durum” olarak niteliyor.

İkinci endişe dedebabanın Türkiye sınırları içinde ikamet etmesi şartı. Gümüşoğlu bu konuyla ilgili olarak “Bugün dedebabalık makamını Ali Haydar Ercan Dedebaba temsil etmektedir. Onun yönetsel alt kurumları ise halifebabalar, babalar, dervişler, muhipler şeklinde bir hiyerarşiye sahiptir. Dedebaba makamının alacağı kararlar Bektaşiliğin yönetim kurulu sayılabilecek Halifebabaların onayı ve dedebabanın tasdikiyle hayata geçer” diyerek Baba Mondi’nin kendisini “dünya Bektaşilerinin lideri” ilan etmesinin “kabul edilemez” olduğunu vurguluyor. Gümüşoğlu dedebabalık sisteminin dışında kalan Baba Mondi’nin “Bektaşilik yolunun da dışında ve yok hükmünde” olduğunu söylüyor.

Gelelim üçüncü meseleye. Gümüşoğlu bunun Avrupa’da Aleviliği ve Bektaşiliği “İslam’ın dışında gösterme çabalarının bir parçası” olduğu görüşünde. “Bu girişim Türkiye’nin gelecekte yeni sorunlara muhatap olmasını beraberinde getirecektir” diyen Gümüşoğlu projenin “Ali’siz Alevilik” anlamına geldiğini söylüyor.

Türkiye Alevi Federasyonu Başkanı Zeynel Abidin Koç ise meseleyi daha çok laiklik üstünden ele alıyor ve “Bizler Türkiye’de yaşayan Aleviler olarak laiklikten yana tavrımızı sürdürüyoruz. Bektaşilik, Türkiye kaynaklı bir inanç sistemi. Böyle bir devlete neden ihtiyaç duyulduğunu tam anlamış değilim. Türkiye’deki Bektaşilik bunun içine dahil midir yoksa Arnavutluk için genel bir durum mudur? Biz inanç temelli bir devleti hiçbir zaman tasvip etmiyoruz” diyor.

Yunanistan da Türkiye’yi hedef gösteriyor

Yunan gazetesi Ta Nea da “Tiran’da İslami Vatikan” başlıklı haberinde Arnavutluk’un bu hamlesinin Yunanistan için de tehlike taşıdığını iddia etti. İlginç olan kısmı Arnavutluk’un hamlesini Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dolaylı da olsa desteklediğinin öne sürülmesiydi. Peki nasıl?

Gazete Erdoğan’ın bu projeyi “hem laik hem de demokratik olduğunu” göstermek için desteklediğini, Erdoğan’ın “Türkiye’deki Bektaşi topluluğuyla bağlarını güçlendirmek için” böyle bir adımdan yana olduğunu söylüyor. Oysa biraz önce de gördüğünüz gibi Türkiye’deki Bektaşiler Arnavutluk’un hamlesine büyük tepki gösteriyor.

Arnavutluk’ta Bektaşilik merkezi oluşturmaya çalışılması Yunanistan’ı niye rahatsız etti? Gazete Rama’nın bu tür projelerle Arnavutluk’u bölgesel bir güç olarak öne çıkarmayı amaçladığını söylüyor. Yunan basınını rahatsız eden de Arnavutluk’un Balkanlar’da daha fazla etki sahibi olmak istemesi. Arnavutluk’un Türkiye ile yakın ilişkiler kurması ve yeni bir dini altyapıya izin vermesinin Yunanistan gibi komşu ülkeleriyle bölgedeki dengelerinin değişmesine neden olacağından endişeleniliyor.

Devlette işe alınacak 40 'Alevi-Bektaşi uzmanı' aranıyorDevlette işe alınacak 40 ‘Alevi-Bektaşi uzmanı’ aranıyor

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.