Nvidia’nın CEO’su: Çocuklarınıza bilgisayar bilimleri okutmayı bırakın çünkü gerek kalmadı
Avrupa Merkez Bankası Başkanı Lagarde yapay zekanın finansal sistemde yeni riskler ve kırılganlıklar yaratabileceği uyarısında bulundu. Yapay zeka ve kuantum hesaplamanın finansal sistem üstündeki etkilerinin ciddi olabileceğini vurguladı.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde Avrupa Sistemik Risk Kurulu’nun Frankfurt’ta düzenlenen yıllık konferansında yapay zekanın (AI) finansal sistemler üzerindeki potansiyel etkilerine dair önemli uyarılarda bulundu. Lagarde dünya genelinde finansal piyasaların hızla dijitalleştiğini ve yapay zekanın bu dönüşümde kilit bir rol oynadığını söylerken bu teknolojinin yarattığı fırsatlarla birlikte ciddi riskler de getirdiğini vurguladı.
Lagarde’ın konuşmasında öne çıkan nokta yapay zekanın finansal sistemlerde dönüştürücü bir güç olmasına rağmen doğru şekilde yönetilmediğinde kırılganlıklar yaratabileceği gerçeğiydi. Özellikle yapay zekanın yaygın kullanımının sadece finansal kurumlar için değil global ekonomiler için de uzun vadeli riskler barındırdığını dile getirdi.
Dolandırıcılık tespiti, kredi değerlendirmesi ve yatırım tahminleri gibi birçok alanda yapay zeka modellerinin kullanılmasının avantajlarına değinen Lagarde bu teknolojilerin hızla finansal sistemin vazgeçilmez bir parçası haline geldiğini belirtti.
Ancak bu ilerlemelerin her zaman olumlu sonuçlar doğurmayacağı konusunda uyarıda bulunan Lagarde “Yeni teknolojiler zamanla finansal sisteme büyük faydalar sağlayabilir ancak aynı zamanda potansiyel riskler taşımaya da eğilimlidirler” dedi.
Lagarde yapay zekanın yanı sıra, kuantum hesaplama gibi yeni teknolojilerin de finansal sistemler üzerinde büyük bir etki yaratabileceğini belirtti. Özellikle kuantum hesaplamanın, şifreleme temelli güvenlik sistemlerine ciddi bir tehdit oluşturabileceğine dikkat çekti. Bu durum, finansal sistemdeki aktörlerin hızla gelişen teknolojilere ayak uydurmak için gerekli önlemleri almasını gerektiriyor.
Lagarde mevcut yapısal dönüşümlerin finansal istikrarı tehdit edebileceğini vurgularken makro ihtiyati politikanın bu teknolojik yeniliklere ayak uydurması gerektiğini söyledi. “Kripto varlıklar gibi sorunlu alanlar hâlâ zayıf temeller ve etkisiz doğrulama yöntemleriyle dolu” diyen Lagarde bu teknolojilerin neden olduğu risklerin görmezden gelinmemesi gerektiğini ekledi.
Yeni teknolojilere karşı gerekli önlemlerin alınmaması durumunda bu teknolojilerin finansal sistemde kırılganlıklara yol açabileceğini ifade eden Lagarde finans sektörünün inovasyona açık olması gerektiğini, ancak bu süreçte dikkatli davranılması gerektiğini sözlerine ekledi.
Son olarak yapay zekanın ve diğer teknolojik gelişmelerin finansal sistemde devrim niteliğinde bir etki yaratabileceğini kabul eden Lagarde bu süreçte finansal istikrarı korumanın en büyük öncelik olduğunu belirtti.
Bu arada iki gün önce Avrupa Birliği (AB) yapay zeka alanında önemli bir adım daha attı. 100’ün üstünde şirket AB’nin gönüllü taahhütler içeren yapay zeka paktını imzalayarak teknolojinin geleceği için ortak bir çaba içerisine girdi. Yapay zeka hızla gelişirken bu tür paktlar teknolojik ilerlemelerin güvenli ve etik bir şekilde yönetilmesine katkı sağlamayı hedefliyor.
AB Komisyonu’nun yaptığı açıklamaya göre teknoloji, sağlık, bankacılık, otomotiv ve havacılık gibi birçok sektörden toplam 116 şirket bu paktı imzaladı. Pakt AB’nin 2026 yılında yürürlüğe girecek yapay zeka yasasının devreye girmesinden önce firmaların yapay zeka ile ilgili yönetim stratejileri geliştirmesi yüksek riskli sistemleri belirlemesi ve bu konudaki farkındalık düzeylerini artırmaları için gönüllü taahhütler içeriyor.
Paktı imzalayan şirketler arasında teknoloji dünyasının dev isimleri bulunuyor. Microsoft, Google, Amazon, OpenAI, Hewlett Packard, IBM, Lenovo, Samsung, Qualcomm, SAP ve Adobe gibi küresel teknoloji liderleri bu önemli adımı destekleyen firmalar arasında yer alıyor. Ancak dikkat çekici bir unsur ise Facebook ve Instagram’ın sahibi olan Meta’nın bu paktı imzalamamış olması. Meta’nın katılmaması, teknoloji çevrelerinde çeşitli tartışmalara yol açtı ve paktın kapsamı konusunda farklı yaklaşımların olduğu sinyalini verdi.
AB Yapay Zeka Yasası’nın resmi olarak 2026 yılının Ağustos ayında yürürlüğe girmesi planlanıyor. Bu yasa yapay zeka teknolojilerinin güvenli ve sorumlu bir şekilde kullanılması amacıyla oluşturulacak geniş kapsamlı bir çerçeve niteliğinde. Pakt ise yasaya hazırlık niteliğinde bir adım olarak yapay zeka alanında faaliyet gösteren firmaların uyum süreçlerini hızlandırmayı amaçlıyor. Şirketler yasanın devreye girmesinden önce yapay zeka projelerini düzenleyici standartlara uyumlu hale getirmek için önemli bir fırsat elde etmiş durumda.