Fenerbahçe’yi ayakta tutan dört kolon: Livakovic, Çağlar, Becao, Amrabat

Galatasaray’a karşı alınan 3-1’lik yenilginin sebebi kimdi? Orta sahanın kötü performansı mı? Savunmada formda Becao’yu oynatmayan Mourinho mu? Yönetiminin yedinci senesinde Kadıköy’de dördüncü kez Galatasaray mağlubiyeti gören Ali Koç mu? İlk golden sonra sesi azalan taraftar mı?

Fenerbahçe camiası cumartesi gününden beri bu soruları soruyordu. Herkes birilerini bir şeyleri suçluyordu. En çok da yönetim baskı altındaydı. Yedinci yılına giren henüz haziran ayında yeniden başkanlığa seçilen Ali Koç özellikle sosyal medyada büyük bir tepkiyle karşı karşıyaydı. Fenerbahçe taraftarı 1 milyondan fazla istifa tweeti atarak bıkkınlığını ortaya koyuyordu. Hal böyle olunca Union Saint Gilloise’a karşı oynanan UEFA Avrupa Ligi maçında olası puan kaybı felaket senaryosundan halliceydi. Puan kaybına varmadan maçın başında yenecek bir gol dahi her şey mahvedebilirdi.

11’inde özellikle ön tarafta rotasyona giden Mourinho’nun maç planı ilk aşamada yine işe yaramamış gibi görünüyordu. İlk dakikalarda Fenerbahçe kalesi, ligdeki son dört maçında gol atamayan Union SG tarafından abluka altındaydı. Üst üste pozisyonları önleyen isim geçen sezonun en çok eleştirilen isimlerinden Dominik Livakovic’ten başkası değildi. Sandro Zufic’in kaleci antrenörü olarak kulübe dahil olmasından sonra performansı yükselen kaleci, belki pamuk ipliğine bağlı sezonu demir gibi iradeyle ayakta tutuyordu. İlk 20 dakika kendi yarı alanından çıkamadı Fenerbahçe, bir tane bile şut atamadılar.

Fenerbahçe nefesi Avrupa’da Livakovic’le aldı

23. dakika itibariyle rakip yarı alana ilk kez yerleşen Kanarya’da savunmacıların yanına gelip oyun kuran Sofyan Amrabat en güvenilir ayak gibiydi. Öyle ki Galatasaray karşısında belki de Fenerbahçe kariyerinin en kötü maçını oynayan Fred ve sürekli pas hatası yapan Sebastian Szymasnki topun rakip kaleye taşınmasında güven vermiyorlardı. Neyse ki bu görevi yeni takımında yalnızca üçüncü kez forma giyen Faslı futbolcu layıkıyla yerine getiriyordu. Beş dakikalık baskı dahi Fenerbahçe’nin ne kadar kaliteli bir takım olduğunu gösterdi. Öyle ki Fenerbahçe, bir duran top ardından golü buldu. Cengiz pası Sebastian’a verdi, o ortaladı, sezonun en formda isimlerinden Becao adeta Mourinho’ya “Bu formanın talibi değil sahibiyim” diyerek kafayla indirdi, Çağlar Söyüncü şık bir vuruşla tamamladı.

Çağlar topu alıp formasının altına koyarak geçtiğimiz yazın başında evlendiği eşine golü adarken Fenerbahçe taraftarı da derin bir nefes alıyordu. Golden baskısını bir süre sürdüren Fenerbahçe daha sonra ritmini yitirse de ilk yarıyı önde kapatıyordu. İkinci yarıya da iyi başlayan Kanarya her ne kadar ataklarından f0rmsuz golcüsü Youssef En Nesyri nedeniyle gol çıkaramıyor olsa da pozisyonlara giriyordu. Bir yandan kalesini savunan Kanarya’da Sofyan Amrabat 63’te 60 pas atarak hem oyun kurulumu hem de savunma anlamında ne kadar büyük katkılar sunabileceğini kanıtlıyordu. Rodrigo Becao ve Çağlar Söyüncü rakip takımı karşılama konusunda maharetlerini ortaya koyarken Brezilyalı stoper tarihi bir performansa imza atıyordu. Becao Fenerbahçe formasıyla bir Avrupa Ligi maçında 15 ikili mücadele ile altı hava topu mücadelesi kazanan ve üç top kapan ilk oyuncu oluyordu.

Ülke puanında iki ileri bir geri

Dominik Livakovic özellikle karşılaşmanın başında oyunda tuttuğu takımı için duraklama anlarının başında kurtardığı penaltıyla rahat nefes aldırıyordu. Her ne kadar saniyeler sonra şanssız bir gol yese de gecenin unutulmaz performanslarından birini sergileyerek sahadan ayrılıyordu. Becao, takımın şu an için en formda stoperi olduğunu Mourinho’ya bir kez daha kanıtlıyordu. Çağlar attığı golle özgüven depolarken Amrabat da ne kadar doğru bir transfer olduğunu gözler önüne seriyordu.

Fenerbahçe için krizin çıkışı bir Avrupa Ligi galibiyetiyle mümkün gibi görünmüyor. Mourinho dokunuşunun önümüzdeki milli arayla beraber daha net hissedilmesi gerekiyor. Şu kesin ki kritik Antalyaspor ve Twente maçlarından önce camianın ayakta kalması için Livakovic, Becao, Çağlar, Amrabat’tan oluşan taşıyıcı kolonlar büyük rol oynuyor.