Beş yıllık deneyin ardından rasyonele döndük mü?
Prof. Daron Acemoğlu yüksek risk taşıyan ekonomisi nedeniyle Türkiye'ye yatırım gelmesinin zaman alacağını söyledi. Teknolojinin demokrasideki etkisine dikkat çeken Acemoğlu 'Türkiye önce Güney Avrupa'yı yakalamalı, sonra Çin'le rekabet eder' dedi.
ABD’nin ünlü üniversitesi Massachusets Institute of Technology (MIT) ekonomi profesörü Daron Acemoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ABD’deki yatırımcı temaslarının ardından yaptığı açıklamanın aksine Türkiye’nin yatırım çekme potansiyelinin yüksek olduğunu düşünmüyor.
İş Bankası tarafından düzenlenen Atatürk Vizyonuyla Gelecek Yüzyıla Bakış Konferansı’nda bir konuşma yapan Acemoğlu, Türkiye’nin yüksek risk taşıyan bir ekonomik ortamda olduğunu belirterek, “Risk ne kadar yüksek olursa doğru yatırımların gelmesi zaman alır” dedi. Ayrıca enflasyonun kontrol altına alınmasının yatırımcılar için önemini vurguladı. Acemoğlu, teknolojinin demokrasi üzerindeki etkilerini dikkate almanın gerekliliğini de ifade ederek “Türkiye önce Güney Avrupa’yı yakalamalı, sonra Çin’le rekabet eder” diye konuştu.
Türkiye’nin eğitim ve beşeri sermayeye yatırım yapması gerektiğini vurgulayan Acemoğlu, büyümenin sürdürülebilir olması için istihdamın artırılması gerektiğine dikkat çekti. Yapılan araştırmaların ülkelerde artan demokrasinin yatırımlar, sağlık ve eğitime katkıda bulunarak büyümeye çok net pozitif etkisi olduğunu ancak Türkiye de dahil tüm dünyada toplumun istediği şartların giderek bozulması nedeniyle demokrasilere desteğin azaldığını söyledi. Acemoğlu, “Şu anda Türkiye’de görüyorsunuz, gazetelerde olsun, gençlikte olsun insanların demokrasiye olan desteğinde bir sallanma var. Bu bir tek Türkiye için değil, Avrupa’da da aynı şey, Amerika’da da aynı şey, Asya’da da aynı şey (var). Yani demokrasi baharı bitti, demokrasi son baharındayız. Umarım kışına girmeyiz” dedi.
Otomasyon, küreselleşme ve sosyal medyanın şu anda dünyayı etkileyen en temel konulardan olduğuna işaret eden Acemoğlu, “Demokrasi krizinin sonucu da aynı şekilde teknolojiyle ilgili. Otomasyona mı bir tek yatırım yapacağız yoksa otomasyon yerine işçi ücretlerini artıran teknolojilere yatırım yapmayı becerebilecek miyiz? Küreselleşmeyi nasıl yeniden organize edeceğiz? Ve sosyal medyayı demokrasinin karşılığı yerine demokrasinin yardım eden bir süreç haline getirebilir miyiz?” diye konuştu.
Türkiye’nin de yeni teknoloji akımları ve teknolojinin getirdiği sonuçlarla karşı karşıya olduğunu belirten Acemoğlu, teknolojiye yatırımda ciddi anlamda geri olan Türkiye’nin büyümesinin ise tüketim ve inşaattan geldiğini vurguladı.
Acemoğlu, “Tüketim tabii çok iyi bir şey, insanların tüketmeye ihtiyacı var. Ama aynı zamanda yatırım lazım. Türkiye’deki inşaat sektörüne olan yatırım oranını başka hiçbir ülkede göremezsiniz… Aynı zamanda sürekli sağlıklı bir büyüme olması için ücretlerin artması lazım. Türkiye’deki ücret artışı ne yazık ki çok istikrarlı değil ve bunun sonucu olarak da Türkiye çok eşitsiz bir ülke” dedi.
Demokrasinin ve dinamik bir ekonominin gelişmesi için devlet ve toplumun arasında bir güç dengesi olması gerektiğini söyleyen Acemoğlu, bu dengesizliklerin gelecek 20 yıl için daha önemli olacağını ve gelecek 20 yılın kritik bir süreç olduğunu vurguladı. Acemoğlu, “Türkiye’nin ekonomik olarak, bilimsel olarak, siyasi olarak bu (teknolojik) akımlara hazır olması lazım ve bence bunun şu anda başlaması lazım” diye konuştu.
Merkez Bankası’nın para politikaları hakkında da konuşan Acemoğlu, “Merkez Bankası’ndan erken bir gevşeme beklemiyorum çünkü Türkiye’nin ihtiyacı bu değil” dedi. Küresel faiz oranlarının geleceğine dair de öngörülerde bulunan Acemoğlu, “Dünyada faizler düşecek ancak eski sıfır faizli günlere geri dönülmeyecek” diyerek, bu konuda dikkatli olunması gerektiğini belirtti. Dünyada düşük faiz döneminin bittiğini ve Türkiye’de de zaten faizin yüksek olduğu bir ortam olduğunu belirterek, bütün dünyada teknoloji ile ilgili yapılması gereken yatırımların ve adaptasyonların yüksek faizlerin olduğu dönemde yapılacağına dikkat çekerek bunun bir zorluk olduğunun altını çizdi.
Acemoğlu, “Yani (hem Türkiye hem de) tüm dünya ekonomileri için çok daha kolay adaptasyon zamanı artık bitti. Ve daha da kötüsü, hem Türkiye’de hem dünyada bütçe açıkları da artık artmaya başladı… Bütçe açıkları yüksek olduğu için ve bu tüm adaptasyonlar, tüm yatırımlar için devletin daha da önemli bir rol oynaması gerektiği için aslında bir zorluk daha var, (bu da) sosyal güvenlik ağını artırmak” dedi.
Sosyal güvenlik ağını artırmak, yeni yapay zekaya olan yatırım, yeni iklimle ilgili olan enerji teknolojilerine yatırım, başka bir şekilde ülkelerin altyapısındaki iyileştirmeler dahil hepsinin artık bu yüksek faiz ortamı ve değişen küresel ortamda çok daha zor olacağını belirten Acemoğlu, 2017 yılından beri küreselleşmenin şekil değiştirdiğine, bunu ABD’nin azalan ithalatının dünyadaki dengeleri değiştirmesi üzerinden açıkladı.