ABD Seçim Günlüğü: ‘Tüp bebeğin babası’ Trump ve toplu sınırdışı etme planının detayları

Seçim günlüğüne hoş geldiniz. Bugün Trump'ın kadın konulu programda "Ben tüp bebeğin babasıyım" demesini ele alıyor, milyarderlerden Trump'ın kampanyasına akan parayı konuşuyoruz. Toplu sınırdışı planı da menümüzde.

Dünya 17 Ekim 2024
Bu haber 2 ay önce yayınlandı
Trump ve Fox news'de katıldığı kadın konulu program.

Amerikan seçimine şunun şurasında 19 gün kaldı. Gerçi bazı yerlere seçim havası şimdiden geldi. Dün Iowa, Kansas, Oregon, Rhode Island ve Tennessee’de erken oy verme işlemi başladı. Salıncak eyaletlerden Georgia’da salı günü başlayan erken oy verme işleminde rekor sayıda seçmen oy kullanmıştı. Bu rekorun hangi tarafa yarayacağını ancak seçimler sonuçlandığında öğrenebileceğiz tabii. En azından biz bir kişinin (Jimmy Carter) oyunun kime gittiğini çok iyi biliyoruz.

💥Bu haftayı size tarif edecek olsam herhalde “medya bombardımanı” diyebilirdim. Adaylar ikinci bir münazaraya yeşil ışık yakmasa da her ikisi de sağa sola demeçler veriyor, söyleşiler gerçekleştiriyor. Mesela Demokratların adayı Kamala Harris dün ilk kez Fox News’e çıkıp sorulara cevap verdi. Bunun ne kadar önemli olduğunu CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in A Haber’e çıkması örneği üstünden anlatmıştık (Kritiğini bugün, olmadı yarın mutlaka yaparız). Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump’ın da ondan aşağı kalır yanı yoktu. O da Fox News’te kadınlar hakkında konuştu da konuştu.

‘Tüp bebeğin babası’ Trump

Trump salı günü kadın sorunlarına odaklanan ve dün Fox News’te yayınlanan bir programa katıldı. Programın ilginç olacağını zaten biliyorduk. Bugünkü başlığımızı da sağ olsun Trump çıkardı: Tüp bebek yönteminin babası… “Biz gerçekten tüp bebek partisiyiz” diyen Trump “Çocuk sahibi olunmasını istiyoruz. Demokratlar bize bu konuda saldırmaya çalıştı ama biz tüp bebek yöntemine onlardan da çok destek veriyoruz” dedi.

❓Ne kadar doğru: Amerikan Kongresi’nde tüp bebek için son dört ayda iki kez oylama yapıldı. İkisinde de Cumhuriyetçilerin ret oyu kullanması nedeniyle sonuç alınamadı. Oysa Cumhuriyetçilerin kabul etmediği yasa tasarılarından biri tüp bebeğin sigorta kapsamına alınmasıydı. Bu Trump’ın da vaatleri arasında yer alan bir konu.

💬Kampanya ekibi ne diyor: Trump’ın kampanya sözcüsü Karoline Leavitt “tüp bebeğin babası” ifadesinin sohbet sırasında yapılan bir şaka olduğunu söyledi. Leavitt Cumhuriyetçilerin reddettiği yasa tasarılarını Trump’ın destekleyip desteklemediği sorularına ise cevap vermedi.

⛔Yasaklar yasaklar: Alabama Yüksek Mahkemesi bu yıl embriyoların da çocuk olduğuna hükmederek embriyoların yok edilmesine neden olan herkesin cinayetten suçlanabileceğine karar verdi. Türünün ilk örneği olan bu karar tüp bebek yönteminin önüne duvar koymakla eşdeğer, çünkü tüp bebek sürecinde çok sayıda embriyo oluşturuluyor. ABD Sağlık ve İnsan Hizmetleri Bakanlığı 2020 yılında ülke genelinde 600 binden fazla embriyonun dondurulmuş halde depolandığını ve büyük kısmının muhtemelen hiçbir zaman canlı doğumla sonuçlanmayacağını söylemişti.

Genelde bu embriyoların akıbeti ya bebek isteyen başka çiftlere bağışlanmak oluyor ya araştırmalarda kullanılmak ya da yok edilmek. Alabama’nın aldığı kararla bu embriyolar üstüne çalışmak da yok etmek de hukuki sorun haline geliyor. Doktorlar başımız ağrımasın diye bu işten kaçabilir. Oysa Trump kendi ağzıyla da söylüyor; tüp bebek çocuk sahibi olamayan aileler için bir şans.

🗣️Harris ne diyor: Trump’ın sözlerine Detroit’ten cevap veren Demokrat “Trump Amerika’da her üç kadından birinin kendisinin sebep olduğu kürtaj yasağının uygulandığı eyaletlerde yaşamasının sorumluluğunu kabul etmeli. Sorumluluk alması gereken şeylerden biri de çocuk sahibi olmak için dualar eden, çalışıp didinen çiftlerin de artık tüp bebek tedavisinin risk altında olması nedeniyle hissettiği hayal kırıklığı. Seçtiği kelimeler kafanızı karıştırmasın. Yaptıklarıyla Amerika’daki kadınlara ve ailelere çok zararı dokundu” dedi.

🤦‍♀️Buyurun buradan yakın: Programda ilginç bir an daha yaşandı. Sunucu kürtaj yasağı nedeniyle ölen (hikayesini anlatmıştık) Amber Thurman’ın ailesinin Trump’ın programından hemen önce basın toplantısı düzenlediğini söyleyince Trump “İyi reyting alacağız he” dedi. Doktorlar kürtaj yasağı nedeniyle müdahale etmeyi reddettiği için Thurman 20 saat boyunca acı çekmişti. Doktorlar ancak kadın organ yetmezliği yaşadıktan sonra harekete geçme kararı almıştı, ama iş işten geçmişti bile.

NOT: Trump kadınlar için düzenlenen programın yarısında göçmen sorunundan bahsetti. 

Trump göçmenleri nasıl sınırdışı edecek?

Trump göçmenleri toplu halde sınırdışı edeceğini söyleyip duruyor. Peki bu nasıl mümkün olacak? Geçen hafta Colorado eyaletindeki Aurora kentinde konuşan Trump planının detaylarını bizlerle de paylaştı: Savaş zamanlarında “düşmanları” gözaltına almak için kullanılan 226 yıllık bir yasayı kullanacak.

🔎Yaklaşalım: Trump’ın bahsettiği yasa 1798 tarihli Yabancı Düşmanlar Yasası. Eski başkan seçilirse “Amerikan topraklarında faaliyet gösteren tüm yasadışı göçmen suç şebekeleri”ni hedef almak için bu yasaya başvurmayı planladığını söyledi. Böyle bir durumda Amerika’da yasal olarak kalan göçmenler ve onların ABD’de doğan çocukları bile durduk yere gözaltına alınabilir. Trump bu vaadine bir ad bile vermiş: Aurora Operasyonu.

⏳Asırlar öncesine gidelim: Yabancı Düşmanlar Yasası Amerika’nın ikinci Başkanı John Adams tarafından imzalanmış bir yasa. Amacı yabancı devletlerle savaş halindeyken göçmenlerin gözaltına alınıp sınırdışı edilmesine olanak tanımaktı. Bu yasaya göre ille savaş olmasına da gerek yok. ABD topraklarının yabancı bir ulus ya da hükümet tarafından işgal edilmesi ya da yağmalanması, buna teşebbüs edilmesi ya da böyle bir tehdit olması da yine göçmenleri sınırdışı etmek için geçerli sebepleri yaratıyor.

🤔Hiç uygulandı mı: Şimdiye kadar üç kez uygulandı: 1812 Savaşı, Birinci ve İkinci Dünya Savaşı. Mesela Birinci Dünya Savaşı’nda bazı Alman ve İtalyan göçmenler gözaltına alınmıştı. Normal şartlarda ABD vatandaşlarının bu yasa kapsamında tutuklanmaması gerekir, ama göçmenlerin ABD vatandaşı olan çocukları da yasa kapsamına alınabilir.

Minicik bir detay: Trump toplu sınırdışı etme eylemlerini meşrulaştırmak istiyorsa önce suç şebekesi olduğunu söylediği grupları yabancı ulus ilan etmeli. Bu arada yasada yer alan “işgal” ifadesinin de modern çağda göçe işaret ettiğini söylemeyi Cumhuriyetçiler çok seviyor.

Bu da ‘para babası’ Elon Musk

Bir zamanların Demokratı, şimdilerin Cumhuriyetçisi ABD’li milyarder Elon Musk sıradan bir destekçi olmaktan çıktı, her şeyini ortaya koyarak son üç ayda Trump’ın kampanyasına 75 milyon dolar bağışladı. Yani o artık sıradan bir bağışçı değil, mega bağışçı!

🔎Yaklaşalım: Musk mart ayındaki açıklamasında herhangi bir seçim kampanyasına bağış yapmak gibi bir planı olmadığını söylemişti. Ama sonra Trump’ın kampanyasına çok yüksek meblağlar yatıracağına dair birtakım söylentiler aldı başını gitti. Hatta bu iddiaları körükleyen Trump oldu, Musk’ın kendisine bağış yapacağını söyledi. Normalde her soruya ve eleştiriye laf yetiştiren Musk o zamanlar da bu para mevzuunda sessizliğini korumuştu. Ama şimdi görüyoruz ki “Battı balık yan gider” diyerek tüm bahsini Cumhuriyetçilerden yana oynamaya karar vermiş.

🥹Var bir hayali: Musk’ın teknoloji alanında birbirinden çok farklı dallara ilgi duyduğunu biliyoruz. Sosyal medya platformu var, beyin çipleri üstüne çalışan nöroteknoloji şirketi var, uzay şirketi, elektrikli araç ve yapay zeka şirketi var. Çok yönlü bir adam ama bir sorunu var: Bürokrasi. Onun hızına ne Federal Havacılık İdaresi (FAA) ne de ABD Gıda ve İlaç Ajansı (FDA) yetişebiliyor. SpaceX ve Neuralink bir hata yaptığında bunu çok hızlı düzeltirken düzenleyici kurumlardan çıkması gereken izinler sürekli bürokrasiye takılıyor. Bu sorundan yaka silken Musk “Verimlilik Bakanlığım olsa da gereksiz bürokrasiye son versem” diye pusuda bekliyor. Trump da Musk’a “maliyet azaltma bakanlığı”nı verme planı yapıyor gibi. Yarışı Trump alırsa bir bakmışız FAA ve FDA ortadan kaybolmuş.

❓Sırada ne var: Musk siyasete girmeye o kadar hazır ki pazartesiye kadar Pensilvanya’da bir dizi konuşma yapacağını söyledi. “Konuşmalarından birine katılmak isterseniz katılım ücreti olmadığını bilin” diyen Musk “İfade özgürlüğünü ve silah taşıma hakkını desteklediğimizi anlatan dilekçemizi imzalamanız ve seçimlerde oy kullanmanız kâfi” dedi.

🌊Başkaları da var: Biz Musk’a değindik, ama şu son üç ayda İsrail asıllı iş kadını Miriam Adelson, Trump’a 95 milyon dolar destek vererek Musk’ı bile geçti. En çok bağış yapan üçüncü isim de 49 milyon dolarla iş insanı Richard Uihlein. Milyarder iş insanı Timothy Mellon bu kampanya döneminde toplamda 125 milyon doları MAGA ‘ya yatırdı. Bu seçim günlüğünü uzatmamak için kısa kesiyorum, ama önümüzdeki günlerde sizinle Adelson üstünden Trump’ın İsrail politikasını konuşuruz. Sözüm olsun.

Kıssadan hisseler

🗳️Jimmy Carter da oyunu kullandı: Bu ay 100 yaşına basan eski Başkan Jimmy Carter dün oyunu Georgia’da kullandı. Bir Demokrat olarak oyu tabii ki Harris’eydi. Uzun zamandır bakımevinde kalan Carter oy vereceği günü iple çekmiş.

⚫Siyah iş insanları da devrede: Siyah erkeklerin bir kısmı Demokratlara sırtını döndü ve Trump’a oy vermeye hazırlanıyor. Obama’nın sert çıkışından sonra siyah iş insanları da açık mektupla Harris’i desteklediklerini açıkladı. Mektupta Harris’in ekonomi planlarının siyah işçilerin ve ev sahibi olmak isteyenlerin hayatını iyileştireceğini söylediler. İmzacılar arasında American Express’in eski CEO’su Kenneth I. Chenault, BET Media Group’un CEO’su Scott M. Mills ve Starbucks’ın yönetim kurulu başkanı Mellody Hobson var.

✒️Bir Putin hikayesi: Salı günü Chicago Ekonomi Kulübü’nde konuşan Trump başkanlığı sona erdiğinden beri Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşüp görüşmediği sorusunu geçiştirdi. Malum duayen gazeteci Bob Woodward yeni kitabı “War”da Trump’ın görev süresi dolduktan sonra bile Putin ile görüşmeye devam ettiğini yazmıştı. Trump soruyu geçiştirmiş olsa da Putin ile görüşmesinin akıllıca olacağını sözlerine ekledi.

🎥The Apprentice oyuncuları konuşuyor: Trump filmi beğenmemiş, seçim öncesi karalama kampanyası olarak yorumlamıştı. Trump’ı canlandıran ABD’li oyuncu Sebastian Stan ise tam tersini düşünüyor. Oyuncuya göre Trump’ın kendilerine teşekkür etmesi lazım: “Dürüst olmak gerekirse Trump minnettar olmalı. Sanırım ona hayatıyla ilgili oldukça karmaşık, üç boyutlu bir bakış açısı sunduk ve başka kimsenin bunu yaptığını hatırlamıyorum.” Ben de Stan’e bir konuda katılıyorum. Trump’ın gençliğini gayet yakışıklı bir adam canlandırmış. Bu konuda yönetmen bir takdir hak ediyordu bence.

🎶Biraz da müzik

Günlüğümüzün bülteninde fırsat buldukça müzik de paylaşıyoruz. “Seçimle müzik ne alaka” diyebilirsiniz. Ama bakın, Trump bile mitingine ara verip şarkı dinlemiş, ara ara yeni dansların kilidini açmış. Trump’ın Güney Dakota’daki mitinginden bu görüntüler. Eski başkan klimaların açılmasını isteyince Güney Dakota Valisi Kristi Noem yüksek enflasyona gönderme yapmak için “Bu ekonomide klima masrafını karşılayamazlar muhtemelen” dedi. Trump ise konuyu değiştirerek “Başka soru olmasın. Sadece müzik dinleyelim. Bu işi bir müziğe dönüştürelim. Kim soru duymak ister ki zaten” diye konuştu.

O sırada miting alanında James Brown’ın It’s A Man’s Man’s World, Village People’ın YMCA, Sinead O’Connor’un Nothing Compares 2 U ve Luciano Pavarotti’nin Ave Maria’sı falan çalmaya başladı. Şahsen bu konuda Trump’a katılıyorum, içimiz dışımız siyaset oldu. Biraz da müzik canım.

ABD Seçim Günlüğü: Trump'ın gençliğine yolculuk 'The Apprentice'ABD Seçim Günlüğü: Trump’ın gençliğine yolculuk ‘The Apprentice’

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.