Asgari ücrette zam pazarlığı başlıyor: Ekonomik veriler masaya yatırılacak
Temmuzda asgari ücret artışı gündeme gelmeden önce "Asgari ücrette karar verici ve tavsiye kurumu değiliz' diyen Merkez Bankası Başkanı ABD'de yatırımcılara yüzde 25'lik asgari ücret artışının enflasyon görünümüyle tutarlı olacağı mesajını verdi.
Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan’ın Washington’da yatırımcılarla gerçekleştirdiği görüşmelerde 2025 para politikasını şekillendirirken asgari ücret artışı boyutunu da değerlendirmeye alacakları mesajını verdiği belirtildi.
Bloomberg haber ajansına konuşan ve Karahan’ın çarşamba günkü yatırımcılarla toplantısından edinilen bilgilere atıfta bulunan kaynaklara göre Merkez Bankası Başkanı görüştüğü yatırımcılara yüzde 25 civarı asgari ücret artışının 2025 enflasyon görünümüyle uyumlu olacağı mesajını verdi. Eğer Karahan’ın tavsiyesi gerçekleşirse yılbaşında asgari ücret 21 bin 252 lira olacak.
4 Haziran’da TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda para politikası ve enflasyon konusunda sunum yaparak milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Karahan, asgari ücrete ara zam yapılması konusundaki sert tutumunu yumuşattı. Daha önce asgari ücrete ara zam yapılmaması yönünde görüşler dile getiren ve en son hükümete yazdığı mektupta da adeta hükümete olumsuz yönde tavsiyelerde bulunan Karahan, “Asgari ücret enflasyon konusunda bir numaralı risk değil” yanıtını vermişti.
Karahan “Enflasyonda bir numaralı risk asgari ücrettir” yönünde bir açıklamasının olmadığının altını çizerek, “Asgari ücret konusunda karar verici değiliz, tavsiye kurumu da değiliz. Enflasyonda hedefleri ve tahminleri belirlerken ücretlerle ilgili birtakım varsayımlar yapmak zorundayız. Bunu yaparken de daha önce yapılan tek artış yönündeki açıklamaları baz aldık” diye konuşmuştu.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) tarafından düzenlenen toplantıda Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Asgari ücrete ilişkin bir soru üzerine Şimşek “Asgari ücret sendikaların, işverenlerin ve hükümetin müzakereleri sonucu belli oluyor, şu aşamada benim yorum yapmam uygun olmaz. Sendikaların, işverenlerin ve hükümetin rekabet gücünü belirli bir düzeyde koruma konusunda duyarlı olacaklarına eminim. Bu nedenle herhangi bir rakam hakkında konuşarak süreci önceden yorumlamak doğru olmaz” diye konuştu.
Türkiye ekonomisinde bu zamana kadar kaydedilen ilerlemeye de işaret eden Şimşek, son 12 ayda bazı alanlarda büyük ilerlemeler kaydettiklerini, bazı alanlarda hedeflerin çok ilerisinde olduklarını belirtti.
Şimşek bir numaralı önceliğin fiyat istikrarını sağlamak olduğunu ve bunun da zaman aldığını söyledi.
İkinci önceliklerinin mali disiplini yeniden tesis etmek olduğunu vurgulayan Şimşek, bir diğer önceliklerinin de cari açığı daraltarak daha sürdürülebilir bir dış denge sağlamak ve en önemlisi yapısal reformları hayata geçirmek olduğunu anlattı.
Bakan Şimşek cari açıktaki daralmanın Türkiye’nin içinde bulunduğu zorlu coğrafyaya rağmen başarıldığını belirterek, amaçlarının bunu sürdürülebilir kılmak olduğunu, bunun da yapısal dönüşümü gerektirdiğini ifade etti.
Türkiye’nin rezervlerini de yeniden inşa ettiğine dikkati çeken Şimşek, bunun bir kısmının Türk şirketlerinin ve hane halkının Türk lirasına olan artan güveniyle ilgili olduğunu aktardı.
Şimşek, vergi tabanını genişlettiklerini ve deprem dışı harcamalara güçlü bir kontrol sağladıklarını belirterek, gelecek yıl cari açığın GSYH’ye oranını yüzde 3 civarına düşürmek istediklerini anlattı.
Enflasyonu düşürmek istediklerini vurgulayan Şimşek “Merkez Bankasının enflasyonu tek haneli rakamlara düşürmesine yardımcı olmak istiyoruz. Reformlar için mali alan yaratmak istiyoruz” dedi.
Şimşek, reformların maliyetine işaret ederek dijital, yeşil ve sanayide dönüşüm gibi reformların kaynak gerektirdiğine dikkati çekti.
Dış ve iç şoklara karşı da tamponlar yaratmak istediklerini aktaran Şimşek “Gelecek yıl dönüm noktası olacak. Enflasyonu düşürme konusunda maliye politikası daha güçlü devreye girecek, önemli bir negatif mali itki olacak” diye konuştu.