AK Parti ve CHP’li vekiller arasında ‘1400 sene’ tartışması: ‘Özür dileyin’
AK Parti'ye yakınlığıyla bilinen ve Beştepe kaynaklı haberleriyle öne çıkan gazeteci Hande Fırat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın MHP lideri Devlet Bahçeli'nin konuşacağını bildiğini, ama 'Öcalan' çıkışının sürpriz olduğunu söyledi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 1999 yılından beri İmralı’da tutuklu bulunan ve 44 aydır tecrit altında olduğu belirtilen PKK lideri Abdullah Öcalan için yaptığı “Gelsin TBMM’de DEM Grup Toplantısı’nda konuşsun. Örgütün lağvedildiğini haykırsın” çağrısıyla ilgili yeni detaylar ortaya çıktı.
Bilindiği üzere Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ittifak ortağının bu ve benzeri çıkışları için ‘tarihi fırsat’ nitelemesi yapıp ‘uyum içinde olduklarını’ söylese de doğrudan hiç “Öcalan” dememişti.
Hatta eski AK Parti Milletvekili Şamil Tayyar, Erdoğan’ın bu çıkışı herkesle birlikte televizyonda seyrettiğini ileri sürmüştü: “Sayın Cumhurbaşkanımızın haberi yoktu. Aralarında önceden konuşulmuş, istişare edilmiş bir konu değil. Sayın Cumhurbaşkanımız da bunu televizyon konuşmasından sonra öğreniyor. Hani bazıları senaryo yazıyor ya ‘bunlar bir araya gelmiştir’ diye.”
AK Parti’ye yakınlığıyla bilinen, özellikle 15 Temmuz 2016’da Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki FETÖ yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişiminden sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la samimiyeti artan ve Beştepe kaynaklı haberleriyle öne çıkan Hürriyet yazarı Hande Fırat’sa kısmen farklı bilgiler verdi:
“AK Parti açısından Bahçeli’nin yöntemi sürpriz olsa da, birlik ve beraberlik için yani ‘Terörsüz Türkiye’ için bir çerçeve çizeceği biliniyordu. İki liderin Bahçeli’nin evinde yaptıkları son görüşmede bu konunun ana hatları ile gündeme gelmiş olduğu belirtiliyor.
AK Parti bu çağrının Devlet Bahçeli tarafından yapılmasını bir anlamda ‘Putları kıran bir adım’ olarak niteliyor. ‘Fayda sağlarsa ne ala’ yorumu yapılsa da bazı gerçeklere de dikkat çekiliyor.”
Fırat’a göre AK Parti kanadında artık kimlik esaslı bir Kürt sorunu kalmadığı düşünülüyor.
“Konunun birbirinden ayrı iki boyutu var. Terörle mücadele ve Kürtlerin terör örgütüne desteğinin son bulması” diyen gazeteci şöyle devam etti:
“İkinci madde ile başlayalım; hedef terörün dil, propaganda, vesayet ve meşruiyet boyutlarıyla demokratik siyaset alanından ve Kürtlerle olan ilişkisinden tasfiye edilmesi.
“AK Parti’de uzatılan ele olumlu yanıt verenlerle demokratik siyasetin güçlendirilmesinin önemine vurgu yapılıyor.
Ancak bu sürecin terör örgütü ve terörle mücadele ile karıştırılmaması gerektiğinin de altı çiziliyor. Yani terörün kaynağında kurutulması politikasından taviz verilmeyecek. Üstelik en hafif deyimiyle terör vesayetini devam ettirmeyi tercih eden aktörlere karşı sert hukuki tedbirler de uygulanacak.
Bu iki boyut ise kesinlikle birbirine karıştırılmayacak.”