Türkiye, Suriye ve İsrail üçgeninde organ ticareti
‘Yenidoğan çetesi’ olarak bilinen soruşturma dosyasını yürüten savcısı Yavuz Engin’in görevden alındığı iddiasını haberleştiren gazeteciler gözaltına alındı.
Türkiye gündeminden düşmeyen ‘Yenidoğan Çetesi’ ile ilgili haberler için operasyon düzenlendi, haber sitelerinin sorumlu yazı işleri müdürleri gözaltına alındı.
Bazı internet haber siteleri ve sosyal medyada “Yenidoğan çetesini çökerten kahraman savcıya dosyadan elçektirildi” haberinin paylaşılmasının toplumda adalet duygusunu zedelemeyi amaçladığı, yargı ve devletin diğer kurumlarının basın yayın yoluyla aşağılandığı, haber ve paylaşımların “yanıltıcı bilgiyi alenen yayma”, “yargı organlarında görev yapan kamu görevlilerine karşı hakaret” ve “iftira” suçlarını oluşturduğu belirtildi.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı resen soruşturma başlatırken, avukat İrem Çiçek, halktv.com.tr Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Dinçer Gökçe ile gazetepencere.com Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Nilay Can gözaltına alındı. Soruşturma kapsamında 23 haber sitesi ile 13 sosyal medya hesabının incelendiği belirtildi.
X hesabından açıklama yapan Avukat İrem Çiçek ifade için yolda olduğunu belirterek “Ortada suç yok ancak ifadeye çağırma yerine gözaltı ve yakalama var” dedi.
Çiçek şunları ifade etti:
“İfade için yoldayım! 1 yaşında oğlumun gözlerine bakıp Yenidoğan Çetesi Davasının gönüllü avukatı olmaya karar verdim. Dosyaya mağdur avukatı olarak katılma taleplerini sundum. Ayrıca ihbarlar geldi ve bebek ölümlerini gören ve vicdanını dinleyip ifade vermek isteyen hemşire ile şimdi soruşturmayı yürüten Bakırköy Örgütlü Suçlara ifade vermesi için gittik ancak bu kadar önemli bir delili dinlemek istemediler, ısrarlı taleplerime rağmen hemşirenin ifadesini almayıp yazılı başvuru yapın değerlendiririz dediler. Bu durumun şahitleri mevcut. Sonrasında hemşireyi ilk soruşturmayı yürüten cesur Büyükçekmece Adliyesi’nde Savcı Engin’e yönlendirdim sağolsun yine ilgilendi ancak yeni soruşturmaları yürütmediğini başka bir birim tarafından ifade için çağıralacağını bildirdi. İşte bu duruma ilişkin paylaşımım sonrası gözaltı kararı geldi önce Vatan sonra Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosundan Yusuf Demir’e gidiyorum. Ortada suç yok ancak ifadeye çağırma yerine gözaltı ve yakalama var! Her ne olursa olsun bu davayı da tüm detaylarıyla takip edeceğim.”
‘Yenidoğan çetesi’ olarak bilinen soruşturma dosyasını yürüten savcısı Yavuz Engin’in görevden alındığı iddia edilmişti. İddia sosyal medyada tepki yaratmıştı.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç dün akşam saatlerinde iddiayı yalanlamıştı. Ancak suçun ağır ceza mahkemesinin görev alanına girmesi nedeniyle davanın Bakırköy Başsavcılığına gönderildiğini belirtmişti. Savcıyı tehdit ile ilgili soruşturmanın aynı şekilde sürdüğünü söylemişti.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu, Yenidoğan Çetesi’ne yönelik soruşturmayı yürüten savcının dosyadan el çektirildiği iddiasına yönelik haberler nedeniyle gazetecilerin gözaltına alınması hakkında açıklama yaptı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, gazetecilerin serbest bırakılması gerektiğini belirtti.
Açıklama şöyle:
“İstanbul’da, 112 Acil Çağrı Merkezi’nde çalışan kişilerle ortak hareket ederek, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları öne sürülen 22’si tutuklu 47 sanık hakkında dava açılmıştı. Soruşturmayla birlikte aralarında eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun hastanesinin de yer aldığı 10 hastane kapatılmıştı. İlk duruşması 18 Kasım 2024’de yapılacak olan bu konuyla ilgili olarak Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin’in görevden alındığı iddiası haber olmuştu.
AA’nın haberine göre bu iddialar nedeniyle Halktv.com.tr Yazı İşleri Müdürü Dinçer Gökçe’nin de aralarında bulunduğu bazı haber sitelerinin sorumlu yazı işleri müdürleri gözaltına alındı. Savcılık haberle ilgili paylaşımların ‘toplumda adalet duygusunu zedelemeyi amaçladığını, yargı ve devletin diğer kurumlarını basın yayın yoluyla aşağıladığını’ iddia etti.
Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne göre, ‘Gazeteci, önce halka ve gerçeğe karşı sorumludur. Bu sorumluluk kamu otoriteleri ve işverenine olan sorumluluklarından önce gelir. Gazeteci, mağdurun, güçsüzün, yoksulun, ötekileştirilenin ve sesini duyuramayanların sesi olmakla yükümlüdür.’
Gazetecilerin böyle bir nedenle gözaltına alınmasını doğru bulmuyoruz. Gazeteciler olmasa kamu vicdanını zedeleyen yenidoğan çetesinin yaptıkları bu boyutuyla kamuoyuna yansımayacaktı.
Her fırsatta gazetecilerle yönelik haksız gözaltı kararlarıyla aslında toplumda adalet duygusu zedelenmektedir. Bu iddiayla ilgili olarak Adalet Bakanlığı’nın savcının görevden alınmadığına yönelik açıklaması internet sitelerinde yer almıştır.
Adalet Bakanlığı’nın haberleri tekzip etmesi yeterliyken gözaltı kararı, haksız ve hukuksuzdur. Bu olayın gazetecileri gözaltına almak için yeni bir fırsat olarak kullanıldığı izlenimini doğmuştur. Meslektaşlarımız bir an önce serbest bırakılmalıdır. Gazetecilik suç değildir. Basın ve düşünceyi ifade özgürlüğüne yönelik müdahalelerden vazgeçilmelidir.”
Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) açıklamasında da şu görüşler yer aldı:
“Sadece haber yaptıkları gerekçesiyle gazetecileri hedef alan gözaltılar kabul edilemez, normalleştirilemez, meşrulaştırılamaz! Bir haberde yanlış, eksik ya da hata varsa düzeltilebilir, bunun mesleki çerçevede yolları mevcuttur. Gazetecileri baskı ile yıldırma zihniyetine, bu iklime karşı durmaya devam edeceğiz. Meslektaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır!”
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir de gözaltı kararına tepki gösterdi.
Emir şunları belirtti:
“Yenidoğan bebekler ölürken aylarca oturup izleyenler, savcı tehdit edilene kadar kıllarını kıpırdatmayanlar; 2 gün önce savcının dosyadan el çektirildiği iddialarını haberleştirip, bakanlıktan açıklama gelince ise hemen yayına alan gazeteciler için bugün gözaltı emri veriyor! Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un, Türkiye Cumhuriyeti Hukuk Devleti’dir anlayışı AKP ilçe kongrelerinde boy göstermekten öteye gitmeyecek!”
Türkiye’yi sarsan ve birden bire ana gündem maddesi haline gelen yeni doğan çetesine 10Haber ilk günden ‘Türkiye’nin gelmiş geçmiş en vicdansız çetesi’ adını koymuştu.
Savcıların yazdığı iddianameye göre çetenin kurucusu ve lideri Dr. Fırat Sarı. Sarı kurduğu şirket adına 11 ayrı özel hastanenin yenidoğan yoğum bakım bölümlerini kiralamış ve bizzat çalıştırmaya başlamış.
İddianamede ölen 10 bebeğin “maktul,” beş kişinin “müşteki,” Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İstanbul İl Müdürlüğünün “suçtan zarar gören,” 19 hastane ve sağlık şirketi “malen sorumlu,” 47 kişi de “şüpheli” olarak yer aldı.
Doktor şüpheli Fırat Sarı’nın lideri olduğu suç örgütünün sevk ve idaresini doktor şüpheli İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir’in yaptığı belirtilen iddianamede suç örgütünün esas amacının işletmesini devir aldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf ederek doluluğunu sağlamak, hastaların basamaklarıyla oynama yaparak SGK’den üst sınırdan ödeme almak olduğu aktarıldı.
İddianamede şüpheliler Fırat Sarı ve İlker Gönen’in 10 kez “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi,” “nitelikli dolandırıcılık,” “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve 11 kez uygulanmak üzere “resmi belgede sahtecilik” suçlarından toplam 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
Şüpheli Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi,” “kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi,” “kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık,” “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis istendi.
Diğer şüpheliler hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülen iddianamede ayrıca, malen sorumlu olarak belirtilen hastaneler ve hastanelerin bağlı olduğu şirketler lehine “dolandırıcılık” suçu işlenerek maddi menfaat temin edildiğinden, tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, hastanelerin ve şirketlerin kapatılıp mal varlıklarına elkonmasına karar verilmesi talep edildi.