Dünyadan hava manzaraları: Japonya yine tayfuna teslim, Fransa yanıyor
24 yaşındaki Fransız öğrenci Mathieu'nün Türkiye'deki başarısız sakal ekiminin ardından intihar etmesi Fransız basınında öyle ilgi çekti ki gazeteler Türkiye'ye sağlık turizminin avantajlarıyla dezavantajlarını teraziye koyup tartıyor.
24 yaşındaki Fransız öğrenci Mathieu’nün mart ayında Türkiye’de yaptığı başarısız sakal ekimi aylar süren buhrandan sonra onun sonunu getirdi. Mathieu Türkiye’deki bir kliniğe 1300 euro vererek sakal ekimi yaptırmıştı. İstanbul’a geldiği gibi ameliyatı olmuş, ertesi gün hastaneden çıkmıştı. Ancak eve dönüp de sonuçtan memnun kalmayınca kliniği daha derinlemesine araştırmaya karar vermişti. Bir de ne görsün? Sakal ekimini yapan asistan aslında emlakçıymış. Daha sonra Belçikalı bir doktor yüzündeki sorunu düzeltse de gördüğü o kusur zihnine mıh gibi yapıştı. Çünkü tam da buna neden olan psikolojik bir rahatsızlık olan dismorfofobisi vardı. Mathieu haziran ayında intihar etti. Olay ancak geçen hafta Fransız gazetelerinde yer buldu.
Fransız gazetesi Le Parisien Türkiye’deki saç, sakal ekimi, yani güzellik operasyonlarını mercek altına aldı. Bunun için daha önce Türkiye’ye gelip bu operasyonlardan yaptıranlarla konuşan gazete Türkiye’de işlem yaptırmanın hem avantajlarını hem de dezavantajlarını tarttı. Gazetenin başlığı zaten açıklayıcı: “Saç ekiminin eldoradosu Türkiye, ama dikkatli olmak şart.”
Salomé Vincendon’un kaleme aldığı yazıda “Türkiye’deki yüzlerce klinik çok düşük fiyatlara saç ekimi hizmeti sunuyor. Aralarında çok iyi profesyoneller olsa da dolandırıcılık da epey yaygın” diyor. Vincendon Türkiye’deki saç ekimi fiyatlarının Fransa’dakine kıyasla yüzde 70 daha ucuz olduğunu söylüyor. Üç bin euroya, hatta iki bin euroya bu işlemi yaptırabilmek mümkün. Ancak Fransız Plastik ve Estetik Cerrahlar Derneği (Sofcep) Genel Sekreteri Michel Rouif, Le Parisien’e “Türkiye’de çok yetkin saç ekimi uzmanları ve çok iyi klinikler var” diyor. Vincendon hemen ardına “Ancak internetteki yüzlerce önerinin arasında dolandırıcıyla işinin ehlini birbirinden ayırt etmek bazen zor olabiliyor” diye ekliyor.
Vincendon hayal kırıklığına uğrayanlardan birinin de 27 yaşındaki Paul olduğunu söylüyor. İki yıl önce ameliyat ve otel konaklaması dahil 2300 euroluk bir sağlık paketi satın alarak İstanbul’a gelmiş. Birçokları gibi o da internetteki olumlu yorumlara bakarak rastgele bir klinik seçmiş. Paul, Vincendon’a bu kliniği seçmesinde söz konusu yerin “ciddi bir görüntüsü” olduğunu düşünmesinin yattığını söylüyor. WhatsApp’ta bilgi alışverişi yaptıktan sonra bir akşam İstanbul’a iniyor, ertesi gün ameliyatını oluyor, bir sonraki gün de Fransa’ya dönüyor.
Ancak sonraki haftalarda o da sonuçtan memnun kalmamış; saçları çok düz bir çizgide eklendiği için doğal olmayan bir görüntü oluşmuş ve saçın yoğunluğu da çok sık değilmiş. Ayrıca saç ekimi için kafasının arkasından alınan dokular sonucu oluşan yara izleri de cabası. Paul, Le Parisien’e şöyle anlatıyor: “Bana etkileyici sonuçlar gösterip ‘Endişelenme sende de aynısı olacak’ dendi.” Sonuç olarak eldeki parasını böyle bir saça harcadığı için “kendinden iğrenmiş” ve Fransa’daki başka bir doktora giderek sorunu düzelttirmiş.
Vincendon’a göre Türkiye’de yapılan düşük maliyetli operasyonlara yönelik en sık tekrarlayan eleştiri çok fazla doku alınması. “Binlerce saç teli, kapatılacak alana taşınmak üzere alınıyor. Ancak alınan saç telleri yeniden çıkmıyor, bu nedenle çok dikkatli olmak gerekiyor. Çünkü hastanın daha sonra değişiklik yaptırmak isteyebileceğinin hesaba katılması gerekiyor.
Clinique des Champs-Élysées’nin İstanbul’dan dönüp de mutsuz olan hastalarla sık sık uğraştığını söylüyor. Enstitünün Başkanı Tracy Cohen Sayag, bu yıl saç tedavisi için gelen üç bin kişinin yüzde 20’sinin genelde Türkiye’de işlem görmüş kişiler olduğunu söylüyor. Hastaların bazılarından dokuların çok agresif bir şekilde alındığını, bazılarında da uygun yöntemler kullanılmadığı için tahrişin meydana geldiğini anlatıyor.
Sayag bazı hastaların da sadece kontrole geldiğini söyleyerek “Saç ekimi yapılan yerde hemen büyüme olmaz, dört ila altı aylık süreç söz konusudur. Bu nedenle hastalar herhangi bir şüpheleri varsa endişelenebilirler” diyor. Eğer bir sorun çıkarsa insanların tekrardan Türkiye’ye gelmesinin kolay olamayacağını söyleyen Michel Rouif “Bir komplikasyon iyi yönetilebilir ama kötü yönetilen bir komplikasyon felakete dönüşebilir” diye konuşuyor. Ayrıca Vincendon’a konuşan profesyoneller, orijinal ameliyatta neler olduğunu bilmediği için başka bir cerrahın olası bir soruna müdahalesinin zor olabileceğine dikkat çekiyor.
Vincendon’a konuşan profesyoneller ayrıca ameliyattan önce hastaların sağlık görevlileriyle konuşması gerektiğini vurguluyor. Böylece ameliyat edilecek bölge canlı olarak görülebilir. Ancak yabancı hastalar Türkiye’deki kliniklerde bunu çoğunlukla fotoğraflar aracılığıyla yapıyor. Uzmanlar ayrıca ameliyat sonrası hastalarla iletişimin devam etmesinin psikoloji açısından da gerekli olduğunun altını çiziyor. Rouif özellikle estetik cerrahi alanında psikolojik yardımın da önemli olduğunun altını çiziyor ve “Saç ekimi kuaföre gitmeye benzemez” diyor.
Le Parisien deneyimin her zaman kötü olmayacağının altını da çiziyor. Örneğin 53 yaşındaki Eric’in başvurduğu klinik mucize vadetmediği için çok büyük bir beklentisi olmamış. Türkiye’deki sağlık görevlileri onu kelliğin boyutunu hesaba katarak bunun iki aşamada yapılması gereken bir işlem olduğu konusunda hemen uyarmış. İşlem sonrası komplikasyon görülmediği gibi bir yıl boyunca ayda bir kez muayenesini olmuş. Eric ameliyatını 2900 euroya olmuş ve Türkiye’den memnun ayrılmış. Ancak bunun dokuz saat süren çok ağır ve yorucu bir işlem olduğunun altını çiziyor.
Vincendon son olarak uzman tavsiyelerine de yer veriyor. İyi kliniği nereden bulacaklar? Gösterişli reklamlara ve düşük fiyatlara temkinli yaklaşın. İşlemi yapacak kliniğin kaç yıldır faaliyet gösterdiğine dikkat etmek ve daha önce orada ameliyat olmuş kişilerle görüşmek de alınabilecek önlemlerden.