Dört gazeteci hedefte: Hem mahkeme hem Meclis kürsüsünden benzer sözler
Bahçeli'nin PKK lideri Öcalan'ın Meclis'te örgütü lağvettiğini açıklamasını istemesinden sonra siyaset ısındı. Erdoğan terörsüz Türkiye'den bahsetti ama Öcalan'a hiç değinmedi. Gazeteci de 'görüş ayrılığı mı var' dedi ama cevap alamadı.
MHP lideri Devlet Bahçeli Meclis açılışında DEM Parti sıralarına gitti, milletvekilleriyle tokalaştı. Bu beklenmedik hareket siyasette yeni bir sayfanın açılışının da habercisiydi, nitekim Bahçeli de bunun siyasi nezaketin ötesinde olduğunu söyledi. Aradan kısa bir zaman geçmişti ki Bahçeli partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamayla ters köşe yaptı. Çünkü Bahçeli PKK lideri Abdullah Öcalan’ın İmralı’dan Meclis’e getirilmesini, DEM Parti grup toplantısında örgütü lağvettiğini açıklamasını istedi. Daha sonra 5 Kasım’da da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın görev süresinin bir dönem daha uzatılması çağrısı yaptı.
Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli sözlerinin arkasında olduğunu söyledi ve “MHP dün söylediklerini bugün tekzip edecek zaaf emaresi göstermeden, milli birlik ve kardeşliğin müdafaasından yanadır” dedi. Terörün bitirilmesinin milli bir ülkü olduğunu söyleyen Bahçeli oy hesabı yapmadıklarını geleceği düşündüklerini ifade etti. “Vatan tehdit altındayken oy ve seçim endişesiyle başımızı kuma gömmek bizim kitabımızda yazmayan alçalma halidir” diyen Bahçeli kimsenin kararlılıklarını köreltmesine müsaade etmeyeceklerini belirtti.
MHP lideri “Kürt kardeşlerimizle kucaklaşarak milli kardeşlik hukukunu, Türkiye’nin düşmeyecek kudret mevzi haline getirmek, geleceğe ve geçmişe sadakat nişanemizdir” dedi.
Bahçeli konuşmasını şöyle sonlandırdı:
“Terör ve bölücülük sorunuyla daha fazla yaşamamız, katlanmamız imkansızdır. Bölücü terör örgütü PKK için son yaklaşmıştır. Hiçbir terörist için emniyetli bir alan kalmamıştır. Terör örgütünü kaynağında imha etmek milli beka meselesidir. Hem siyaset alanında boy gösterip, hem de teröristlere sırt dayamak başı ezilmesi gereken bir çelişkidir.
Silah varsa, siyaset yoktur. İhanet varsa demokrasi yoktur. MHP, dün söylediklerini bugün tekzip edecek zaaf emaresi göstermeden milli birlik ve kardeşliğin müdaafasından yanadır. Yaptığımız ve söylediğimiz her şeyin arkasındayız. Aziz milletim, vatan tehdit altındayken oy ve seçim endişesiyle başımızı kuma gömmek bizim kitabımızda yazmayan alçalma halidir. Terörün bitmesi milli ülküdür. Kürt kardeşlerimizle kucaklaşarak, milli kardeşlik hukukunu, Türkiye’nin düşmeyecek kudret mevzi haline getirmek, geleceğe ve geçmişe sadakat nişanemizdir.
Enternasyonal Marşı söyleyen, orak çekiçli gelecek tasarlayan, PKK’nın, DEM ve seleflerinin kayığına binenlerin yakamızdan ve yarınlarımızdan tarla kongreleriyle düşen maskaraların, mücadelemizi kundaklamasına, kararlılığımızı köreltmesine müsaade etmeyeceğiz. Esenyurt, Mardin, Batman, Halfeti belediye başkanlarının görevden uzaklaştırılmasından sonra CHP ile DEM’in nasıl da tek yumurta ikizine dönüştüğü belgelenmiştir. DEM’in otobüsüne binip fitne ve fesat çığırtkanlığı yapan CHP Genel Başkanı siyasi istikbalini PKK’nın emellerine devretmiştir.”
Toplantı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bahçeli bir muhabirin Cumhurbaşkanı Erdoğan’la arasında görüş ayrılığı olup olmadığını sormasının ardından sinirlendi. Muhabir “Cumhurbaşkanı Erdoğan ile aranızda çözüm süreci konusunda bir görüş ayrılığı var mı” diye sordu. Bahçeli de “Bir defa basın mensubu kardeşlerim, Türkiye’yi tahrik edici, yanlış bilgilerle ayrımcılığı körükleyici davranışlardan vazgeçin. Geçemiyorsan mesleğini bırak!” yanıtı verdi.
Aslında soru bir süredir gündemdeydi. Çünkü Bahçeli’nin Öcalan çıkışından sonra Erdoğan sadece terörü bitirmek için Cumhur İttifakı’nın tarihi bir fırsat penceresi açtığını söylüyordu. Terörsüz Türkiye hedefinden bahseden Erdoğan Öcalan’la ilgili hiç konuşmadı.
Bahçeli’nin DEM Parti’yle tokalaşmasına Dervişoğlu yorumu: O elin gerçek sahibi Erdoğan