İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nden AKM’de Gala Konseri
AKM dün gece Verdi'nin başyapıtı 'Messa da Requiem' ile yankılandı. İDOB'un bu özel konserinde İtalyan bas Ferruccio Furlanetto da sahnedeydi. Yaşayan en önemli solistlerden Furlanetto konser öncesinde Leyla Gencer'i anlattı.
1974’te Claudio Abbado’nun yönetimindeki orkestra ona eşlik ettiğinde hayatı tamamen değişecekti. Verdi’nin ‘Macbeth’inde sahne aldığı o ilk performansının üstünden tam 50 yıl geçti. İtalyan bas Ferruccio Furlanetto 50 yıl sonra bu kez İstanbul’da bir başka Verdi başyapıtıyla sanatseverlerin karşısındaydı. İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin sahnelediği ‘Messa da Requiem’ için Türkiye’ye gelen solistle konser öncesi prova sırasında buluştuk.
Verdi’nin bu ölümsüz eserini 150. yılında yeniden seslendirecek isimlerden biri olan Furlanetto ile konser öncesi AKM Ana Sahne’de selamlaşıp konuşmaya başladık. Üstündeki rengârenk hırka sıcakkanlılığın bir yansıması gibiydi. Samimi ve bir o kadar da bilge tavrıyla anlatmaya başladı operaya ilk adım atışını. Sonrasında konu Leyla Gencer’e geldi.
“Çok şanslıydım” diyerek başlıyor anlatmaya Ferruccio Furlanetto. Bu sözü konuşmamız esnasında sık sık farklı nedenlerle tekrarlayacaktı. Doğru zamanda, doğru yerde ve doğru insanlarla karşılaştığını söylüyor. 50. yılını kutladığı sanat hayatında Claudio Abbado, Riccardo Muti ve Herbert von Karajan gibi büyük şeflerle çalışmanın ona çok şey kattığını vurguluyor. Kader ağlarını 1901’de hayata veda eden Verdi’yle örmüş gibi. İtalya’nın Parma kentindeki müziğe ilk adımlarını atıp ilahiler söylemeye başladığı kilisede yüz yıl önce Giuseppe Verdi müzisyen olarak çalışmış. Solist olarak sahneye adımını attığında da yine Verdi’nin eseri ‘Macbeth’te yer almış. Tüm bunları anlatırken yineliyor, “çok şanslıydım.”
Sözü dün akşam kendisine İDOB Orkestrası’nın eşlik ettiği ‘Messa da Requiem’e getiriyorum. Yine aynı sözle başlıyor anlatmayı “Ben çok şanslıyım. Çok şanslıyım bu büyük eseri 150. yılında böylesi güzel bir şehirde seslendiriyorum” diyor. Giuseppe Verdi’nin dindar bir kişilik olmamasına rağmen böylesi duygu yoğunluğu yüksek bir eser bestelemesinin dikkat çekici olduğunu belirten Furlanetto ‘Messa da Requiem’in benzerlerinden de ayrıştığını söylüyor. Diğer Requiem bestelerine göre bunu çok daha heyecan verici bulduğunu söyleyen İtalyan solist, bestenin müzik tarihinde çok özel bir yerde durduğunu sözlerine ekliyor.
İstanbul’da bu özel eseri, tam da 150. yılında sahnelemekten mutluluk duyduğunu belirten Ferruccio Furlanetto, şehre daha önce 1990’larda İtalyan şef Riccardo Muti ile geldiğini söylüyor. Furlanetto’nun bahsettiği tarih, 25. İstanbul Müzik Festivali’nin gerçekleştiği 1997 yılı. O tarihte de yine AKM’de sahne almış Furlanetto. Üstelik La Scala Filarmoni Orkestrası’yla. O günleri şu sözlerle hatırlatıyor: “Yine buradaydım ama daha eski bir salondu.”
La Scala Filarmoni Orkestrası’yla İstanbul’da sahne aldığı o günleri anlatan Ferrucio Furlanetto’ya Leyla Gencer’i sormak artık farz oluyor. Adını duyar duymaz önce bir duraksıyor; “Ah Leyla” diye iç geçirdikten sonra anlatmaya devam ediyor. “O gerçek bir tanrıçaydı. Sahnede attığı her adımla herkesi büyülüyordu. İnanılmaz bir sesti” Furlanetto hep söylediği gibi “Çok şanslıydım” deyip devam ediyor anlatmaya “Çok şanslıydım ki onunla aynı sahneyi paylaştım, onu tanıdım, arkadaş oldum. Opera için çok büyük bir değer”
La Diva Turca’yı Ferruccio Furlanetto’dan dinledikten sonra üstüne edilecek fazla bir söz kalmıyor. Bana, Leyla Gencer’i sorduğum için teşekkür ediyor Furlanetto. Türkiye’deki genç opera sanatçılarına bol şans ve azim diliyor. Ses renklerine uygun besteci ve eser seçmelerini öğütlüyor son olarak. Bu güzel sohbeti bir fotoğraf karesiyle ölümsüzleştirip Furlanetto’yu son provasıyla baş başa bırakıyorum. Benim için artık sırada konser var.
Cuma günü Konser Kurdu’nda duyurduğumuz üzere dün gece İstanbul için adeta bir opera gecesiydi. Ben tercihimi AKM’deki bu etkinlikten yana kullansam da aynı saatlerde CRR Konser Salonu’nda da genç kuşağın ümit vadeden sesi Pene Pati sahne alıyordu. Müzikseverler iki konser arasında kararsız kalır mı diye düşündüm. Ancak hem AKM doluydu hem de aldığım haberlere göre CRR Konser Salonu’ndaki konser de büyük ilgi görmüştü.
İstanbul Devlet Opera ve Balesi, İtalya Büyükelçiliği ve İtalyan Kültür Merkezi’nin işbirliğiyle gerçekleşen konserde soprano Evren Ekşi, mezzosoprano Ezgi Karakaya, tenor Aydın Uştuk da sahnedeydi. Andrea Francesco Solinas yönetimindeki İstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestrası ile Paolo Villa yönetimindeki İDOB Korosu bu görkemli konserde solistlere eşlik etti.
İtalyan misafirler aralarında heyecanlı bir şekilde konuşurken Türkler de telefonla konuşarak konser partnerlerini bulmaya çalışıyordu. Derken beklenen uyarı geldi: “Lütfen konser esnasında alkışlamayın.” Arasız gerçekleşen konserde bu uyarıya riayet eden seyirci teşekkürü hak ediyor. Böylece hem müzisyenler hem de müzikseverler çok daha konsantre bir 85 dakika geçirdi. Konser boyunca Latince sözlere sahip Requiem’in Türkçe ve İngilizce çevirisi üstyazı olacak şekilde perdeye yansıtıldı.
Solistler, orkestra ve koroyla dolu sahnede herkesin dikkati Ferruccio Furlanetto’nun üstündeydi. 75 yaşındaki solist, performansıyla büyük beğeni topladı. Görkemli konser sonrası haliyle en büyük alkış operanın bu büyük yıldızınaydı. Furlanetto seyirciye alkışlarla karşılık vererek sahneden ayrıldı. Konser çıkışı hem Türkler hem de İtalyan misafirler hallerinden bir hayli memnundu.