CSO sezonu Janoska Ensemble ile kapatıyor
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) Şefi Cemi'i Can Deliorman, dünyanın en prestijli orkestralarından Mariinsky'de bir yıldır konserler yönetmeye devam ediyor. Deliorman son olarak yönettiği orkestrayla piyanist İlyun Bürkev'e eşlik etti.
CSO şefi Cem’i Can Deliorman, Rusya’nın St. Petersburg şehrindeki tarihi Mariinsky Tiyatro Orkestrası’nı geçen seneden bu yana konuk şef olarak yönetiyor. Deliorman geçen zaman zarfında 13 konserde, repertuarın zorlu ve büyük eserleri ile Türk eserlerine de sıklıkla yer veriyor ve Türk solistleri konserlerinde ağırlıyor. Şefin bu sezon yönettiği 15 Kasım’daki ilk konserinde, dünya sahnelerinde tanınan genç piyanist İlyun Bürkev solist olarak katıldı ve genç sanatçı Rus müzikseverlerle buluştu.
Şef Cem’i Can Deliorman’ın 22 Kasım akşamı Mariinsky Orkestrasını yönettiği konserinde, Antonin Dvorak’ın ‘8 Numaralı Senfonisi’ ile Cesar Franck’ın ‘Re Minör Senfonisi’ sanatseverlere sunuldu. Deliorman iki konseri sonrası Rusya’da yayınlanan Opera dergisine bir röportaj verdi. Röportajda, “Türk şef Cemi’i Can Deliorman’ın Mariinski Tiyatro Orkestrasının konsolunda görünmesi ilgi çekici. Yeteneğinin zirvesindeki Türk şef, müzik camiasında tanınıyor” denildi.
Cem’i Can Deliorman, röportajında, Türkiye’nin en önemli kültür kurumlarından biri olan CSO’nun 200 yıllık bir geçmişe sahip olduğunu belirterek, orkestranın Avrupa’nın çoğu ünlü orkestralarından daha eski olduğunun da altını çizdi. CSO’nun kuruluş öyküsünden de bahseden Deliorman, orkestranın büyük ve süreklilik arz eden bir geleneği olduğunu kaydetti. Deliorman, “Ankara’nın orkestraya adanmış harika bir izleyici kitlesi var. Çok sayıda konser veriyoruz ve ünlü şefleri orkestramız ile sahne almaya davet ediyoruz”
Rus dergisindeki röportajda, “Ruslar, Türkiye’de dinlenmeyi severler. Tatil köylerini çok iyi bilirler, ama ülkenin müzik yaşamına çok daha az aşinadırlar. Türkiye, turistlere klasik müzik ve opera alanında ne sunabilir?” sorusuna Deliorman, şöyle yanıt verdi:
“Şef Valeri Gergiev ile yapmaya çalıştığımız şey, iki ülke arasındaki kültürel değişimi ve etkileşimi genişletmektir. Bunlar sadece yakın gelecek için değil, çok uzun vadeli iş birliği için de planlardır. Türkiye’nin kültürel yaşamı her bölgenin ayrı ayrı çok zengindir. Antik amfi tiyatrolarda yapılan planlı müzik festivallerimizde farklı tarzlarda müzikler sunuluyor. Antalya’da Rus turistlerin de katıldığı konserler de yönettim. Hepsi ilgiyle yabancı konuklarımız tarafından takip ediliyor.”