Türk medyası yeni bir kavgaya hazırlanıyor, Nefes geliyor, Sözcü kızgın

Sözcü gazetesinden ayrılan bir ekibin hazırladığı yeni gazete Nefes 12 Aralıkta çıkacak ama daha çıkmadan Sözcü ile arasında bir kavga başladı bile. Sözcü patronu Burak Akbay gazetesinin taklit edildiği iddiasında.

Gündem 7 Aralık 2024
Bu haber 3 hafta önce yayınlandı

Her şey Metin Yılmaz’ın 17 yıldır sürdürdüğü Sözcü gazetesi Genel Yayın Yönetmenliğinden birkaç ay önce ayrılmasıyla başladı.

Metin Yılmaz ile gazetenin uzun süredir yurt dışında yaşayan patronu Burak Akbay arasında bir anlaşmazlık vardı, bu basit bir yönetim anlaşmazlığı değil, bir ucu CHP içi tartışmalara kadar uzanan bir fikir anlaşmazlığıydı.

Metin Yılmaz uzaktaki bir patrona ve patronun başında sallanan yargı tehditlerine, bazen de patronun bizzat kendisine rağmen  gazeteyi bunca zaman başarıyla ayakta tuttuğunu düşünüyordu.

Burak Akbay ise gazetenin tiraj ve gelir kaybetmesi, bu arada kurulan SözcüTV’nin para kazanamamasından sonra yeni arayışlar içindeydi, gazetesinde bazı değişiklikler yapma fikri vardı.

Bu anlaşmazlıklar sonunda Metin Yılmaz gazetedeki görevini bıraktı, giderken onunla birlikte yazı işleri ekibinden bir grup da ayrıldı. Metin Yılmaz onlara bir başka gazete çıkarmayı vaat ediyordu.

Nefes’in finansörü kim?

Uzun süre bu gazetenin hangi bünyede nasıl çıkacağı konuşuldu, ortaya bir sürü iddia atıldı, ama hiçbiri doğru çıkmadı. 

Sonunda bir şirket kuruldu, Somut Yayıncılık Bilişim AŞ. Şirketin sahibi olarak avukat İsmail Yılmaz gözüküyor. Yaygın inanışa göre gerçekte arkada başka bir finansör var ama o kişinin kimliği özenle saklanıyor.

Türkiye’de iktidara mesafeli bir gazete veya web sitesini finanse etmek hem ciddi sermaye gerektiren, hem de sermaye sahibinin başını iktidarla belaya sokabilecek bir şey. O yüzden Nefes’in gerçek sahibinin adını gizlemek istemesi belki anlaşılır bir şey ama hükümet isterse o ismi kolayca bulabilir aslında, o yüzden bu biraz nafile bir çaba ve medya etiği açısından da oldukça tartışmalı bir durum.

Yazarların çoğu Sözcü’den

Sermaye de bulunduktan sonra Metin Yılmaz ve arkadaşları harekete geçti ve transferlere başladı. Yazı kadrosuna Metin Yılmaz’ın eski gazetesi Sözcü’den dört önemli isim birden katıldı. Deniz Zeyrek, Aytunç Erkin, Murat Muratoğlu ve Soner Yalçın Sözcü’ye veda etti, Nefes’e geçtiler.

Nefes ayrıca Memduh Bayraktaroğlu, Can Ataklı, Ümit Zileli gibi isimleri de kadrosuna kattı.

12 Aralık’ta çıkıyor

Gazete bir aksilik olmazsa 12 Aralık Perşembe günü bayilerde olacak. İlk açıklama gazetenin 15 Aralıkta çıkacağı yönündeydi ama çıkış tarihi 12 Aralık’a geri çekilmiş.

Ancak Nefes daha çıkmadan başlıca rakibi olduğu anlaşılan Sözcü gazetesiyle arasında bir kavga çıktı bile.

Nefes gazetesi ekibi Kasım ayı sonunda Bursa’nın Mudanya ilçesinde buluştu ve burada gazete için reklam filmi çekildi. Bu çekimler sırasında gazetede çalışanların elinde Nefes’in bir prova baskısı vardı.

Burak Akbay prova baskıyı görünce…

Bu prova gazeteyi Nefes kadrosundan pek çok isim kendi sosyal medyasında paylaştı. Provada gözüken sayfa düzeni ve Nefes logosu Sözcü’ye benziyordu (Nefes’i hazırlayan ekip bunun prova olduğunu, gerçek gazetenin logosunun da tasarımının da farklı olacağını söylüyor).

İşte bu benzerlik Sözcü’nün patronu Burak Akbay’ı kızdırdı. Akbay avukatları aracılığıyla bir açıklama yaparak Nefes’in Sözcü’nün ‘marka hakkına tecavüz’ ettiğini öne sürüp Nefes’in reklamlarına izin verilmemesini istedi, ‘Aksi halde yasal yollara başvurmak durumunda kalabiliriz’ dedi.

İhbar mektubu yazdı: Reklamını yayınlamayın

Burak Akbay adına yapılan açıklamanın tam metni şöyle:

“Sözcü Gazetesi’nden ayrılanların kurduğu NEFES isimli oluşum/gazete prova baskılarında, gazete ismi hariç, Sözcü Gazetesi’nin mizanpaj, logo, karakter, renk, görsel tasarım, yazı stilinin benzerinin kullanıldığı ve hatta Sözcü gazetesinde daha evvel yayınlanan haberlerin kopyalanarak, iltibas ve/veya iktibasa sebebiyet verildiği müvekkil tarafından değerlendirilmektedir. Bu durum, söz konusu yayının Sözcü gazetesinin bir yayınıymış gibi gerçeğe aykırı şekilde algılanmasına yol açabilecek niteliktedir.

Nitekim Doğan Şentürk’ün NOW TV’de sunduğu ‘Orta Sayfa’ isimli programın 29 Kasım 2024 tarihli yayınında ilgili prova baskısının gösterilmesi akabinde kamuoyu nezdinde bu haksız algıya sebebiyet verebileceği görülmüştür. Aynı zamanda Murat Muratoğlu isimli kişinin onaylı Instagram hesabında paylaştığı fotoğrafta (hikâye) yanında Ümit Zileli ile birlikte bu oluşumun (Nefes Gazetesi) prova kapağına yer verilmiş, bu durum da aynı sonuçlara yol açabilir. Ayrıca Deniz Zeyrek’in, onaylı Instagram hesabında paylaştığı fotoğrafta Nefes gazetesinin prova baskısına yer verilmiş ve söz konusu baskıda 5 Eylül 2024 tarihinde Sözcü gazetesinde yayınlanan haberin kopyasının bulunduğu görülmüştür.

Bu durum 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun ‘Marka Hakkına Tecavüz’ başlıklı 29 ve 30. maddeleri ile 5846 sayılı Fikir Sanat Eserleri Kanunu kapsamında yasaklanan eylemler başta olmak üzere birçok hukuki müeyyidelere tabi tutulan kanun maddelerini ihlal edebilecek niteliktedir.

Bu nedenle, gerekli hassasiyetin gösterilmesini, hukuka uygun davranılmasına mark fikri mülkiyet haklarımızı ihlal edebileceğini değerlendirdiğiniz mizanpaj Logo karakter, renk, görsel, tasarım, içerik ve yazı stili Sözcü Gazetesi ile aynı olan reklam, ilan, yayın, haber ve benzeri yayınlara izin verilmemesini önemle istirham ederiz. Aksi halde yasal yollara başvurmak durumunda kalacağımızı vekâleten ihbar ederiz.”

‘Son Nefes’in isim hakkını da Burak Akbay aldı

Burak Akbay bu açıklamayı yapmakla kalmadı. Akbay 25 Kasım günü vekilleri aracılığıyla kendi şirketi Estetik Yayıncılık AŞ adına ‘Son Nefes’ adıyla bir marka başvurusunda bulundu. 

Sonra 29 Kasımda Nefes’in reklam filminin çekildiğini ve gazetenin logosunun Sözcü logosuna benzediğini görünce 30 Kasımda bir başvuru daha yapıp Son Nefes’e bir de logo hazırlattı. Bu logo da Nefes logosuna benziyordu.

Sözcü de Gözcü’ye çok benziyordu

Sözcü gazetesi zamanında Aydın Doğan’a ait Gözcü gazetesinin mali sebeplerle kapanması sonrası buradaki ekibin hep birlikte Burak Akbay’ın babası Ertuğrul Akbay’ın şirketine geçmesiyle yayın hayatına başlamıştı. 

O zamanki Sözcü gazetesi de yeni kapanan Gözcü’nün bire bir eşiydi. Bu da çok normaldi, çünkü aynı ekip tarafından aynı okuru yakalamak için çıkarılıyordu.

Gözcü’den Sözcü’ye geçen ekibin başında Babıali’nin efsane genel yayın yönetmeni Rahmi Turan vardı. Rahmi Turan uzun yıllar Sözcü’yü yönetti, sonra bayrağı Metin Yılmaz’a devretti (Bugün Nefes kadrosunda olan Murat Muratoğlu, Rahmi Turan’ın oğlu).

Sözcü sert bir muhalefetten geliyor

Sözcü’nün 2007 Haziran sonunda yayın hayatına başladığı Türkiye’de çok sayıda önemli ve güçlü gazete vardı. Sözcü bunlar içinde daha halk gazetesi, daha ucuz ve daha az sayfalı bir gazete olarak yer edinmeye çalışıyordu. 

Başlangıçta hükümete karşı çok sert muhalefet yürüttü, örneğin o zamanlar gazete Başbakan Tayyip Erdoğan’dan neredeyse her gün sadece ‘Tayyip’ diye söz ediyordu, çoğu zaman ana muhalefetteki CHP’den daha sert muhalefet yapıyor, sözünü hiç sakınmıyordu.

Türkiye’nin siyasi kutuplaşma ortamında Sözcü zamanla satışını çok arttırdı. Zaman içinde gazeteye katılan Emin Çölaşan, Bekir Çoşkun, Yılmaz Özdil gibi yazarlarla ve bu arada merkez medyanın yok olmasıyla öne çıktı ve altın çağını yaşadı.

Burak Akbay yurt dışına çıkmak zorunda kalıyor

Ama 15 Temmuz darbe girişiminden sonraki ortamda gazetenin patronu Burak Akbay aleyhine çeşitli davalar açıldı. Bunun üzerine Akbay yurt dışına çıktı ve halen yurt dışında. 

Aslında hakkındaki davalar büyük ölçüde tamamlandı, ama bazıları hala Yargıtay aşamasında ve bu aşama bir türlü tamamlanmıyor, Burak Akbay da geri gelmiyor.

Sözcü artık 80 bin satıyor

2018-19’dan itibaren Türkiye’de kağıda basılı gazeteler giderek daha az satar, Türkler de günlük haberlerini daha çok sosyal medya başta olmak üzere internetten alır hale geldi. Bu durum bir zamanlar günde 700 bin satışa kadar yükselmiş olan Sözcü’yü olumsuz etkiledi, gazetenin satışı son dönemde 80 bine kadar inmiş durumda.

Şimdi Nefes bu 80 binlik satışın bir bölümünü Sözcü’nün elinden almak istiyor. Türkiye’de kağıda basılı gazete satın alan okurların önemli bir bölümü bu alışkanlığını artık kaybettiği için Nefes’in yüz binler satması pek kolay olmayacak.

Dağıtım ücretleri çok yüksek

Bir başka büyük sorun Türkiye’de dağıtımın tekelleşmiş olması ve düşen gazete satışları nedeniyle dağıtım maliyetlerinin çok artması. Artık Türkiye’de gazete ve dergi dağıtımı yapan tek bir şirket var, o da Sabah gazetesinin de sahibi olan Turkuvaz Grubunun dağıtım şirketi. 

Bu şirket eskiden gazetenin satış fiyatının yüzde 25’ini dağıtım komisyonu olarak alırdı. Ama artık eskisi kadar gazete satılmadığı için şirket bayilerine para kazandırabilmek için bu komisyonun yanı sıra bir de ‘taşıma parası’ alıyor. Kaç gazete dağıtmak istediğinize göre değişmekle birlikte gazete satış fiyatının yarıdan biraz fazlası dağıtım gideri ve komisyonu haline gelebiliyor. Üstelik bu parayı gazeteniz satılsın satılmasın dağıtım şirketine veriyorsunuz. Yani eğer Nefes gazetesinin satış fiyatı 10 lira olacaksa bunun en azından 5 lirası zaten Turkuvaz Medya’ya gidecek.

Nefes’in web sitesi geriden başlıyor

Nefes’i Sözcü ile rekabetinde zorlayacak bir başka zorluk Nefes’in web sitesinin yeni hizmete girecek olması. Oysa Sözcü’nün uzun yıllar içinde oluşmuş oldukça güçlü trafiği olan bir web sitesi var. Nefes’in o seviyeye gelebilmesi için kaçınılmaz olarak oldukça uzun zamana ihtiyacı var.

İsim hakkı sıkıntılı mı?

Nefes gazetesine kuşkusuz patent ve isim hakkı başvuruları yapıldı. Ancak basit bir internet araması bile Kocaeli’de Nefes adıyla bir yerel gazete yayınlanmakta olduğunu gösteriyor. Bu anlaşmazlık nasıl çözülecek göreceğiz.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.