Viagra Artık Çok Artis

2 Şubat 2025

Netflix’te milyarder Bryan Johnson’ın Hep Yaşa: Bir Adamın Ölümsüzlük Arayışı belgeselini seyretmeyen kalmadı. Teknoloji hızla ilerliyor, yapay zeka insan zekasını sollamak üzere, Bryan Johnson gibi milyarderler gençleşmek için sabah akşam damarlarına anti-aging serumları basıyor… Ama benim anladığım kadarıyla asıl mesele şu: Erkeklerin asıl derdi yaşlanmak değil, yaş alsalar bile performanslarını kaybetmemek! Saç dökülür, karın büyür, bel tutulur ama esas mesele başka bir şeyin çalışmaya devam etmesi!

Yaşlanmaya meydan okuyan girişimci Bryan Johnson biyolojik yaşını düşürmek için milyonlarca dolar harcıyor, her gün kaç yaşında göründüğünü hesaplıyor ve tabii ki ereksiyon kalitesini de ölçmeden günü kapatmıyor! Yetmiyor, bir de 17 yaşındaki oğlundan kan plazması alıp kendine enjekte ediyor. Hani anti-aging uğruna neler yapılmaz derler ya, Bryan tam anlamıyla bu işin çıtasını arşa çıkarmış durumda! Ama işin ilginci, bunca çabaya rağmen erkeğin genç kalma takıntısı hâlâ aynı merkezde dönüyor: Beyin yaşlanabilir, kalp yorulabilir ama önemli olan başka bir organın formdan düşmemesi!

Bu noktada sorulması gereken asıl soru şu: Erkekler yaşlanınca mı cinsel performans kaygısına düşüyor, yoksa her yaşın kendi içinde bir “şimdi ne olacak?” sorusu mu var? 20’lerinde “İlk izlenim önemli!” kaygısı, 30’larında “Yoğun iş hayatı etkiliyor mu?” derdi, 40’larında “Biraz stresli bir dönem…” bahanesi ve 50’den sonra “E biz hâlâ genciz ya!” ispat çabası… Yani mesele yaş değil, zihindeki “performans baskısı!”

Peki ya eşler? Aynı yaş grubundaki kadınlar ne yapsın? Doğal süreçleri kabullenip hayatın tadını çıkarmaya çalışırken, yanlarındaki adamlar hâlâ “Ben gençliğimi geri alabilirim!” çabasında! Kadınlar için menopoz sonrası hormon değişimlerinden bahseden birileri mutlaka çıkar ama erkekler, testosteron seviyelerini analiz ettirip, olmadı Gençlik İksiri 2.0 diye kan enjekte ettirmeye başlıyor. Hadi yaşlanmaktan korkuyorsun, bari eşinle birlikte yaşlan! Yıllardır yan yana yürüdüğün insanla el ele kırlaşmak yerine, aynanın karşısında “Ben daha 30 gösteriyor muyum?” diye sorarak nereye kadar?

Neyse ki bilim burada devreye giriyor! Viagra’nın yeni versiyonu geliyor ve bu sefer göze batmadan, sessiz sedasız işini yapacak! Artık küçük mavi hapı suyla yutmak yok; yerine ağzınızda eriyen, sakız gibi bir film! Viatris isimli ABD’li ilaç şirketi, Viagra ODF adı verilen bu çaktırmadan kullanılabilir versiyon için İngiltere’de marka başvurusu yaptı. Evet, doğru duydunuz! İlaç kutusunu cepten çıkarıp su aramak tarih oluyor. Bundan sonra cüzdanınıza bir kredi kartı, bir de “olası senaryolar için” Viagra filmi atıverirsiniz, kimse anlamaz bile!

Manchester Üniversitesi’nden Prof. Allan Pacey, bu yeni versiyon için “İnsanlar cüzdanlarında mı taşımayı tercih eder, yoksa hâlâ eski usul kutularla mı dolaşır, bilemem ama ben hangisini seçeceğimi biliyorum” diyor. Açık konuşayım, ben de biliyorum hocam! Özellikle Türkiye gibi “komşu görmesin, elaleme rezil olmayalım” kaygısının yüksek olduğu ülkelerde, bu icat büyük devrim yaratır! Düşünsenize, artık “eczanede biri görür mü?” stresi yok, “hapı yuttum, su lazım” derdi yok!

Velhasıl kelam, Bryan Johnson yaşlanmamaya çalışadursun, Viagra’nın yeni formu yaşlanan erkeklerin hayatını kolaylaştırmaya geliyor. Ama unutmayın beyler, ne kadar gençleşmeye çalışırsanız çalışın, birlikte yaşlanmayı kabul eden kadınlar bu yarışı baştan kazanıyor. Hayat kısa, film çabuk eriyor, bari eşinizle birlikte yaşlanın!

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.