Bahçeli’nin yanındaki bu iki sivili geçen cuma nerede gördük?

29 Ocak 2025 Çarşamba günü Suriye’nin yeni lideri El Şara “Zafer ” adını verdiği bir kongre topladı…

O kongre tarafından “Geçiş Dönemi Cumhurbaşkanı” ilan edilen El Şara bu sıfatla ikinci dış gezisini bugün Ankara’ya yapıyor.

Aradan 6 gün geçti…

O toplantıya ait kafamdaki sorular giderek büyüyor.

Mesela 29 Ocak “Zafer Kongresine” temsilci olarak kimler katılmıştı?

Zafer Konferansı katılım tam listesini öğrenemedik

Türkiye El Şara’ya “Atatürk formülüyle bir konferans  toplayıp Cumhurbaşkanlığı yetkisi oradan almasını” tavsiye etmişti.

Ancak konferans salonundan gelen fotoğrafta katılanların üçte ikisinin üniformalı olduğu görülüyordu.

Yani Suriye’nin çeşitli sivil kesimlerinden kaç temsilci vardı, öğrenilememişti.

Altı gündür bu sorumun cevabını arıyorum. Zafer Konferansına katılanların tam listesini bulamadım.

Ancak Zafer Kongresi’ne ait fotoğrafları dikkatle incelerken çok ilginç bir şey yakaladım.

Komutan fotoğraflarına bakarken ikisi bana tanıdık geldi

Suriye’nin SANA Haber Ajansı o gün konferansta konuşma yapanların bazılarının fotoğraflarını geçti.

El Şara dışında konuşma yaparken  fotoğrafı verilen 12 kişinin tamamı üniformalıydı.

Ama konuşanlardan ikisi dikkatimi çekti.

Çünkü onların fotoğraflarını daha önce bir yerde gördüğümü hatırlıyordum.

Biraz  zorlayınca  buldum.

Konferansta konuşma yapan üniformalı o iki Suriyeli’yi daha önce MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yanında görmüştüm.

Ama orada üniformalı değil sivil kıyafetliydiler.

Devlet Bahçeli’nin yanındaki iki sivil Şam’da üniformayla konuşuyordu

Fotoğraf geçen yılın temmuz ayında çekilmişti.

Biri Suriye Milli Ordusu (SMO) içindeki Hamza Tümeni komutanı Seyfi Polat, öteki Süleyman Şah Tümeni  Komutanı Muhammed Cesim’di…

Fotoğrafları karşılaştırdım. Şam’da konuşma yapanlardan ikisine çok benziyordu.

Ancak SANA fotoğrafını verdiği kişilerin isim ve ünvanlarını  belirtmemişti.

O nedenle tam emin olamadım.

Bu defa katılanların listesini aramaya başladım.

Bir Amerikan haber sitesinde verilen dokuz kişilik listede iki isim

“FDD’S Long War Journal” adlı Amerika kaynaklı bir sitede katılanlardan konuşma yapanların bazılarının listesini  buldum (Orada kullanılan ünvanlarıyla yazıyorum).

•Amer al Sheikh — Ahrar al Şam komutanı ve Şam Rif valisi.

•Ahmad Issa Sheikh — Sukor ve Şam tümeni komutanı ve İdlib valisi.

•Azzam Gharib — Şam Cephesi genel komutanı ve Halep valisi

•Fadlallah al Haji — Şam Lejyonu Komutanı Suriye Milli Ordusu genel kurmay başkanı

•Sayf Abu Bakr — Türkiye destekli Hamza Tümeni lideri

•Mohammad Jasem (Abu Amsha) — Türkiye destekli Süleyman  Şah Tümeni lideri

•Salem Turki al Antri — ABD Destekli Suriye Özgür Ordusu komutanı

•Jamil al Saleh — Jays al İzza komutanı

•Abu Hatem Shaqra — Ahrar al Şarkiya komutanı

Evet Devlet Bahçeli’nin yanında gördüğüm o iki kişi konuşma yapanlar listesinde  vardı.

Aynı iki kişiden Esad kaçtıktan 10 gün sonra ikinci ziyaret

Ancak konu orada bitmiyor.

Aynı ikili Devlet Bahçeli’yi bir kere daha ziyaret ediyor.

Onu da MHP’nin X hesabında gördüm.

İkinci ziyaretin zamanlaması daha da ilginç.

Çünkü bu ziyaret 18 Aralık 2024 günü gerçekleşmiş.

Yani Esad’ın kaçıp Şam’ın HTŞ’nin eline geçmesinden 10 gün sonra.

İki komutan bu defa sivil değil üniformalı

En ilginci de bu iki komutanın  bu defa Bahçeli’yi ziyarete sivil elbiseyle değil üniformalı olarak gelmesiydi.

Bir ikinci fark da şuydu:

Hamza Tugayının komutanının ünvanı da değişmişti.

Bu defa “Suriye Milli Ordusu 2.Kolordu Özel  Kuvvetler Genel  Komutanı Seyf Ebubekir Polat” olmuştu.

Yanında yine Süleyman  Şah Tümeni Komutanı Muhammet  Casim var.

Ancak FDD’nin verdiği listede Hamza Tümeni Komutanından “Suriye Milli Ordusu Özel Kuvvetler Komutanı” olarak söz edilmiyor.

Buna  karşılık listede Suriye Milli Ordusu Genelkurmay Başkanı  olarak Fadıllah Al Hacı isimli komutan görünüyor.

MHP Genel Merkezine bu ikinci ziyaret hepimize şunu gösteriyor:

Cumhur İttifakı çerçevesinde Devlet Bahçeli’yi bugüne kadar daha çok iç meselelerde aktif görüyorduk.

Demek ki dış politikada da etkili bir konumdaymış.

Hala cevabını öğrenemediğimiz soru: Bütün SMO katıldı mı?

Türkiye’ye yakın Suriye Milli Ordusu bir bütün olarak yeni Suriye ordusuna katıldı mı?

Yoksa Dışişleri Bakanı Hakan Fidan “Katılmasını telkin ediyoruz” dediği halde bazı gruplar dışında mı kaldı?

Bu listeden kuvvetli bir katılım olduğu sonucu çıkıyor.

Ancak tamamının katıldığına dair bilgimiz henüz yok.

Bakalım El Şara’nın bugünkü Ankara ziyaretinden sonra bu konuda daha fazla bilgi sahibi olacak mıyız?

Konuşan komutanlar arasında sıkıntı yaratabilecek bir isim

Bu arada listeyi tararken bir başka ilginç isme daha rastladım.

O gün Zafer Kongresi’nde konuşanlardan biri Ahrar Al Şarkiye grubunun komutanı Abu Hatem Shagra’ymış.

Bu kişi bize  yakın bir bölgede Yezidi kadınların kaçırılması nedeniyle ABD Hazine Bakanlığı tarafından savaş suçlusu  ilan edilmiş.

Ayrıca YPG’nin üst düzey yöneticilerinden bir kadının öldürülmesinde de rol almış.

O nedenle Suriye’de YPG yanlısı Kürtler sosyal medyada bu komutana karşı kampanya yapıyor.

YPG’nin Zafer Kongresi’ne davet edilmediği anlaşılıyor.

Ama galiba onların da kendilerine ait katılmama nedenleri varmış.

El Şara neden Türkiye’den önce Suudi Arabistan’a gitti

Birkaç gözlem de El Şara’nın bugünkü ziyareti için…

Şu kronolojiye bir bakalım.

El Şara Cumhurbaşkanı ünvanıyla ilk dış gezisini Suudi Arabistan’a yaptı…

Böylece Şam’dan Riyad’a ikinci “ilk” ziyaret gerçekleşmiş oldu.

Yeni rejimin Dışişleri ve Savunma Bakanları ile Yeni “Muhaberat’ın, yani istihbarat teşkilatının başkanı ilk dış gezilerini yine Suudi Arabistan’a yapmıştı.

Şimdi soru şu:

Bu kronoloji acaba Şam’daki eski sarayının yeni hakiminin öncelikli olarak Suudi Arabistan’ın yörüngesine gireceğini mi gösteriyor?

Yoksa Türkiye’nin telkiniyle mi böyle yapıyor?

Çünkü şunu iyi biliyoruz:

Türk dışişleri Suriye’nin yeni yönetimine “Hep bize bakmayın, Arap ülkelerini de yanınıza alın” tavsiyesinde bulunuyor.

Her halûkarda bugünkü Ankara ziyareti El Şara’nın en önemli ve en kritik teması olacak.

Ve Allah için Türkiye şu ana kadar gerçekçi ve serinkanlı bir politika izliyor.

Umarım bu serinkanlılık AKP’nin kongre ikliminde yine bir belagat şehvetinin kurbanı  olmaz.