Sevgili günlük…

14 Temmuz 2025

13 Temmuz, İstanbul

Xanax günleri. 

Sıradan bir pazar. Öğle saatleri. 

Çoğunlukla vakit geçirdiğim kafe o kadar dolu ki herhangi bir şeye odaklanmam mümkün olmadığı için, bir sokak yukarıdaki Safi’ye geldim. Sanırım kendime ihtiyacım var biraz. 

Demir Özlü’nün Berlin günlüklerini okudum geçenlerde. Günlük ayrı bir edebiyat türü olarak pek kabul gören bir şey değil. Başka eserleriyle tanınan, bilinen yazar ya da sanatçıların tuttuğu günlükler ilgi görüyor daha çok. İnsanların merak duyguları rol oynuyor bunda da. Sevdikleri ama tanımadıkları sanatçı ve edebiyatçıların günlük hayatlarına dahi olma arzusu sanırım daha çok. 

Kafka’nın günlükleri nasıl şaşırtmıştı beni. Yazdığı öykü ve romanlardan bambaşka bir insan çıkmıştı karşıma o günlüklerdeki satırlarda. Eserleri ve günlükleri arasında bu kadar büyük farklılığa hiçbir yazarda rastlamadığımı söyleyebilirim. Bu arada Camus’nün günlüklerine sadece göz attım. Baştan sona okumadım henüz. YKY’nin yayınladığı Andre Gide’in günlükleri de başucumda okunmayı bekliyor. 

Bir arkadaşım, sözüne, gözlemlerine çok güvendiğim bir dostum bu sabah beni takdir eden, beğendiğini söyleyen herkese kötü davrandığımı söyledi. Şaşırttı bu beni. Aslında hiç de yapmak istediğim bir şey değilken böyle davranıyorsam bendeki hangi arızaya denk geliyor acaba bu?

Bu sabah Instagram’da karşıma çıkan bir postta, eğer gerçekten doğruysa yapılan alıntı, hayatı teyit etti neredeyse. “Bu yaşıma geldim, hâlâ hayal kırıklığına uğruyorum,” diyor filozof. “Küçükken güven duygusu peşinde koşuyoruz,” diye devam ediyor. “Yetişkin olduğumuzdaysa acının.” Âşık olmak acı çekmenin en garantili yolu gibi. Buna rağmen herkes âşık olmanın peşinde koşup duruyor. Nasıl büyük bir ihtiyaç demek ki. 

Bugünden itibaren 10Haber sayfalarında bir şiir dosyamdan şiir yayınlama başladım. ‘Bilinçdışı Mırıltılar’ dosyanın adı. Her hafta bir tane. Şimdiye kadar 12 şiir var dosyada. Birbirleriyle ilintili bir miktar felsefi ve daseinanalitik olmasına gayret ettiğim dizeler, şiirler. Belli bir bütünlüğüne ulaşınca yayınlamak da istiyorum. 

Bu arada şiirleri okuyanların hemen bu dizeleri şairin günlüğü gibi okumaları tehlikesini de göz aldığımı söylemek zorundayım. Her eser az ya da çok yazarından bir şeyler içerir. Ama hiçbir yazar, şair de özel hayatının teşhircisi değildir. Böyle bir özel hayat pornografisi peşinde değildir. Derdi çok satmak değilse eğer. Çünkü her türlü pornografi, acının pornografisi bile çok satıyor. 

Günün süsü e. e. cummings’ten: nobody, not even the rain, has such small hands.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.