Gündem sıcak:
Oryantal Asena, 8 yıllık evliliğin bitmesinin hemen ardından iddialı bir sahneyle geri döndü. Haber siteleri ve sosyal medya ikiye bölündü. Kimileri “özgürleşti” dedi, kimileri “abartı” buldu. (Hadise’nin boşanma sonrası konserlere hızlı dönüşünü de hatırlayın.)
Popüler kültür bunu “küllerinden doğdu” diye pazarlıyor ama benim merakım şu: Evlilik uğruna “kendi olmaktan vazgeçmek” cinsel ve ruhsal sağlık açısından nereye kadar sürdürülebilir?
“Susarak sevgi” çalışmıyor: self-silencing (kendini susturma) ne yapıyor? 2024’te 200 evli kadınla yapılan bir araştırma, kendini susturmanın psikolojik sıkıntıyla ilişkisini doğruladı.
2025’teki çalışmalarda da,kadınlar için yükün daha ağır olduğunu ve uzun vadede “umutsuz fedakârlık” (unmitigated communion) dediğimiz, kendisini tamamen partnerin ihtiyaçlarına adama kalıbının da iyi oluşu düşürdüğü ortaya konuyor.
Son yılların en güncel literatürü net: Eş ilişkisinde kendini susturmak, yani ihtiyaçlarını, arzularını, sınırlarını söylememek; depresif belirtiyi, ilişki sıkıntısını ve cinsel tatminsizliği artırıyor.
Özet: “Yeter ki kavga çıkmasın” diye susmak kısa vadede sessizlik, uzun vadede sessiz çığlık. İşin bir de başka boyutu var. Çalışmalar, partnerin özgün algılanmasının yakınlığı, ilişkiye başlama isteğini ve ilişki kalitesini artırdığını da gösteriyor.
Özgünlük = içtenlik + değerlerle uyum + maskesiz temas. Cinsel sahaya tercümesi: “Gerçek ben” ile yatak odasına girmek, arzu ve haz için gübre gibi. Maske ve rol arttıkça arzu toprağı çoraklaşıyor. “Ben olmadan biz olunmuyor”.
Peki kilitlenmiş düğümlerde ne olacak? Uzmanlar hep iletişimin öneminden bahsediyor. Neden biliyor musunuz? Çiftler, birbirlerinin cinsel hoşlandıklarının yalnızca %62’sini bildiklerini zannediyorlar.
İpuçları konuşulmadıkça arzu körleşiyor. Yapılan bilimsel araştırmalar cinsel ve şefkat davranışlarının (dokunma, öpüşme, sarılma, fantezi paylaşımı vb.) ilişki ve cinsel tatmini beslediğini teyit ediyor. Yani iletişimin etkisi gözle görülür ve fiziksel hissedilir şekilde.
“Ben sahne isterim / Ben istemem” gibi kilitlenmiş düğümlerde çözüm belli. Biraz esnek olun. Stres altında ilişki doyumunu korumak bu kadar basit aslında.
Esneklik derken duruma uyumu ve sevdiğinize verdiğiniz değere odaklanmanızı kastediyorum. Konu kimin haklı olduğu olmamalı. Sevgi ve huzur bir orta yolu bulma gayretiyle devam edebilir.
Ayrıca “Her gün aynı ben” diye bir şey yok. Yani dün sustum diye bugün de susmak zorunda değilsin. Duygu, arzu, enerji değişir; esnek müzakere şart.
“Evlilik için kendinden vazgeçmek” doğru değil. Uzlaşmak başkadır, öz-silme başkadır.
Uzlaşma, iki “ben”in değerlerini masaya koyup ortak bir “biz” üretmesidir.
Öz-silme ise birinin görünmez olmasıdır; bilim bu senaryonun depresyon, öfke birikimi ve yatakta “donukluk” üretebildiğini söylüyor. (Hani “Yıllarca ‘tamam’ dedim, artık içimden gelmiyor” cümlesi var ya, tam da bu.)
İşte size 8 adımlık “Ben-Ol, Biz-Ol” planı:
1. Değer check-up’ı (15 dakika): “İş/üretim benim kimliğimde kaçıncı sırada? Hangi sınırım müzakereye kapalı?” Yaz. Değerini bilmeyen, pazarlık masasında kaybolur.
2. ‘Ben dili’ + ‘istek cümlesi’: “…… bana enerji veriyor, haftada X kere ….. istiyorum. Bunun ilişkimizde yaratacağı yükü birlikte planlayalım.” (Özgünlük ilişkide güveni artırır.)
3. Sessizlik detoksu: 1 hafta boyunca kendini susturduğun her anı not et; akşam 10 dakikalık “açık mikrofon”da paylaş. Amaç: sustuğun yerde ilişki kalitesi düşüyor mu, gör.
4. Cinsel menü kartı: Her biri 5–10 dakikalık 10 mikro yakınlık davranışı yaz (sarılma ritüeli, öpüşme maratonu, rüyayı anlatma, “bugün 1 yeni fantezi” oyunu gibi). Bilim, şefkat + cinsel davranış kombinasyonunun tatmini artırdığını söylüyor.
5. “Ben kimim?” mikro-genişlemeler: Self-expansion teorisine göre benliğini genişleten aktiviteler arzuya doping yapıyor. Ayda 2 “yeni ben” randevusu: yeni hobi, yeni ders, yeni şehir. (Yeni göz, eski partner.)
6. Haftalık mizah serumu: Cinsellik hakkında olumlu mizah kullanan çiftlerde hem ilişki hem cinsel tatmin daha yüksek. Yatak odasına kahkaha girsin—alay değil, şefkatli espri.
7. Pazartesi protokolü (esneklik antremanı): Haftanın yüklerini birlikte planlayın: “Bu hafta 2 gece … + 1 sabah kahvaltı randevusu + 1 yalnız kalma akşamı.” Esneklik = sevginin kasıdır.
8. Kırmızı çizgi seti: “Şu üç şey benim özümü çiziyor: (ör. üretim, ekonomik özgürlük, arkadaş çevresi). Bunlar müzakere edilemez; diğerleri planlanabilir.”
Araştırmalar, otonomi ve ilişkilenme dengesinin suskunluğun depresyonunu azalttığını ima ediyor.
Asena’nın sahneye dönüşünü ister “özgürleşme”, ister “PR” diye okuyun; bilim şunu söylüyor: İlişkide özgünlük + esneklik + açık cinsel iletişim üçlüsü, hem kalbi hem yatağı koruyor.
Evlilik için “ben”i yutmak, “biz”i büyütmüyor—aksine içten içe eritiyor. Sahnede ya da sahnesiz, kendi sesinle kal.
Çünkü iyi bir “biz”, güçlü iki “ben”den yapılır.
3 Aralık 2025 - Öfke tuzağı esas sosyal medyada değil ilişkilerde
30 Kasım 2025 - Cinsel Boşanma
29 Kasım 2025 - Evlilikte Fantezi Krizi: Ben Hazırım, Eşim Değil
27 Kasım 2025 - Sessiz devrim: Kadınlara testosteron ne kadar lazım?
23 Kasım 2025 - Seks Mitleri Çöküyor: Ne Kadar, Ne Zaman, Nasıl?