El Nino etkisini göstermeye başladı: Art arda sıcaklık rekorları geliyor
Avrupa Birliği'ndeki bilim insanları, sıcaklık kayıtları tutulmaya başladığından beri bu yılın dünyanın en sıcak yılı olacağını söylüyor. Ayrıca bu yılı özel kılan bir diğer şey de küresel sıcaklığın ortalama 1.5 derecenin üstüne çıkacak olması.
Eldeki veriler bu yılın kayıtlara geçecek en sıcak yol olacağının neredeyse kesin olduğunu gösteriyor. Bu rekoru artık her yıl kıracakmışız gibi görünüyor ama bu yıl bir ilke de imza atıyoruz: Ortalama sıcaklığın sanayi öncesi sıcaklık seviyelerinin 1.5 derece üstüne çıktığı ilk yıl olacak.
Avrua Birliği’ne bağlı Kopernik İklim Değişikliği Servisi’nin kasım ayı verileri, ay boyunca dünya genelinde ortalama yüzey sıcaklığının sanayileşme öncesi seviyelerin 1.62 derece üstüne çıktığımızı gösteriyor. 2024 yılının 11 ayının verilerinin netleşmesinin ardından bilim insanları bu yıl ortalama sıcaklıkların sanayi öncesi dönemin 1.60 derece üstünde olmasını bekliyor. Bu da geçen yıl kırılan 1.48 derecelik rekorun bu yıl da aşılacağı anlamına geliyor.
Servisin kayıtları 1940 yılına kadar uzanıyor. Buna ek olarak 1850’ye kadar giden küresel sıcaklık kayıtlarıyla da çapraz kontrol yapılıyor.
Servisin başkan yardımcısı Samantha Burgess “2024 yılının kayıtlara geçen en sıcak yıl ve 1.5 derecenin üstüne çıkan ilk takvim yılı olacağını kesin bir şekilde söyleyebiliriz. Paris Anlaşması’nın tamamen ihlal edildiğini söyleyemeyiz ancak iklim planının bir an önce uygulamaya sokulmasının daha kritik hale geldiğini söyleyebiliriz” dedi.
196 ülkenin imza attığı Paris İklim Anlaşması, iklim değişikliğinin tetikleyeceği felaketleri azaltmak amacıyla küresel ısınmayı 1.5 derecenin altında tutma sözü veriyor. Ancak anlaşmaya göre bu sözün tutulmadığını sıcaklık değerleri 10 yıl üst üste sanayi öncesi dönemin 1.5 derece üstünde olursa anlayabileceğiz. Yani 2024 bir uyarı işareti diyebiliriz.
Ne var ki ülkelerin iklim sorununa yaklaşımı, uzun vadede 1.5 derece sınırının altında kalmanın giderek daha uzak bir hayal haline geldiğini gösteriyor. Geçen yılın sonlarında COP28 iklim zirvesine katılan ülkeler “kademeli olarak fosil yakıtlardan uzaklaşma” sözü vermişti. Oysa o zamandan bugüne zararlı gazların salımında azalma olmadığı gibi artmaya da devam etti. Oysa küresel ısınmayı 1.5 derece ile sınırlandırmak için fosil yakıt kullanımının 2030 yılına kadar yüzde 45 oranında düşmesi gerekiyor. Kısa süre önce düzenlenen COP29 iklim zirvesinde kömür, petrol ve gazdan uzaklaşma sürecinin nasıl işleyeceği konusunda anlaşmaya varılamadı.
Bu böyle devam ederse iklim değişikliğinin etkilerini çok daha yoğun bir şekilde görmeye başlayacağız. Zaten bu yıl Avrupa’dan Amerika’ya birçok felaket meydana geldi. Bu yıl özellikle Kuzey ve Güney Amerika’da orman yangınları çok daha şiddetliydi. Şiddetli kuraklıkların yol açtığı yangınlar ABD’nin batısını, Kanada’yı, Amazon ormanlarını ve dünyanın en büyük sulak alanlarından Pantanal’ı etkisi altına aldı. Öte yanda da ABD’nin Florida eyaletinin çevresi ve İspanya çok şiddetli yağmur ve kasırgalarla sarsıldı, yüzlerce kişi hayatını kaybetti.
Kopernik Atmosfer Takip Servisi’nden bilim insanı Mark Parrington “2024 yılında özellikle Bolivya’da, Pantanal’da ve Amazon’un bazı bölgelerinde çıkan yangınların büyüklüğü tarihi seviyelerdeydi. Kanada’daki orman yangınları geçen yılki şiddette olmasa da yine büyüktü” diyor. Haftalarca süren yangınlar hava kirliliğini de artırdı.
Sigorta şirketi Swiss Re’ye göre olağanüstü hava koşulları ekonomik zararı da artırıyor. Bu yıl tahmini ekonomik kayıplar 320 milyar dolara ulaşarak yüzde altı arttı. Bu meblağ, son 10 yılın ortalamasından yüzde 25 daha yüksek.