Roma İmparatoru Hadrian’ın ambarı müze oldu
Antalya Körfezi'ndeki balıkçılar, eskisi kadar çok balık tutamamaktan dertli. Bunun sebeplerinden bir tanesinin sulardaki kontrolsüz kirlenme olabileceği iddia ediliyor.
Antalya Körfezi’nde balık tutmak eskisine göre daha zor. Bunun sebeplerinden biri Kızıldeniz’den gelerek yerleşen, burada hem balıkçıların ağlarına hem de balık yavru ve yumurtalarını yedikleri için ekonomik değeri olan türlerin popülasyonuna zarar veren balon balığı.
Bir diğer sebep ise deniz kirliliği. Antalya Körfezi’nde balık popülasyonunun azaldığından dert yanan balıkçılar, körfezin kimyasal ve katı atık nedeniyle kirlendiğini, bu nedenle balık avlamanın giderek zorlaştığını belirtiyor. Balıkçılar, bugünlerde çıktıkları avlardan elleri boş dönüyor.
Antalya Balıkçı Barınağı Yeni Liman Su ürünleri Kooperatifi Başkanı Cemal Talas, özellikle Antalya Körfezi’nde balık popülasyonunun oldukça düştüğünü belirterek, “4-5 yıldır aslan balığı ve balon balıkları deniz ekosistemini bozan türlerden. Hem de bazı otellerin bıraktığı atıklardan dolayı kirlenmesinden kaynaklandığını düşünüyorum. Balık da temiz suda kalmak istiyor. Oteller ne kadar atıklarını arıtsa da çok fazla arıtıldığını düşünmüyorum” diye konuştu.
Geçimini balıkçılıkla sağlayan tekne sahiplerinin de kendisine dert yandığını belirten Talas, “5-10 sene önce çok balık tuttuklarını, bugünlerde tutamadıklarını söylüyorlar. Amatör balıkçılar da bu durumdan mustarip” dedi. 10 yıldır körfezdeki balık popülasyonunda sürekli azalma gördüğünü belirten balıkçı Lütfi Evgin de “Bunda yağış, iklimin ve atıkların çoğalmasının etkisi var. Özellikle kimyasal kirlilik. Deniz temiz görünüyor ama balık için temiz değil. 10 yıl önce 10 paket ağla 20-30 kilo balığı çok rahat tutardık. Şimdilerde iki kilo tutunca şükrediyoruz. O balıkla da ancak masrafını karşılıyorsun” dedi.
Bir başka balıkçı Mesut Özdemir de “Hava şartları, takımların pahalı olması, balıkçının geçinmesinin zorlanması para kazandırmıyor. Denizi çok kirlettik. Bazı otellerin arıtma sistemleri çok iyi değil. Kimyasal maddeleri arıtamadıkları için balık yavrularını ve yumurtalarını öldürüyor” diye konuştu. Yalçın Kubatlar da önceleri en az 20 kilo balık tuttuklarını söyledi. Son yıllarda avdan eli boş döndüklerini söyleyen Kubatlar, “Bu sene bir kere 15 kilo balık tuttum. Geçen hafta 3 gün üst üste bir buçuk kilo balık ancak tuttum. Doğa kirlendi. Plastik atıklar ve bilinçsiz avcılık bitirdi” diye konuştu.
Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nden Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, Akdeniz Üniversitesi ve Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin ortak protokolüyle denizden ve akarsulardan sürekli örnekler alıp inceleme yaptıklarını söyledi. Canlıların yaşamını etkileyecek, müsilajı tetikleyecek unsurların olup olmadığını incelemek için bunu yaptıklarını belirten Prof. Dr. Gökoğlu, “Körfeze akan suların kenarlarında ve kıyıda kontrolsüzce kirlenme görüyoruz. Ağırlıklı olarak katı atık var. Akarsularımızı kaybediyoruz. Akarsudaki bütün kirliliğin yağmurla geldiği Antalya Körfezi’ni de kaybetmeye başlıyoruz. Suları kirletenlere ağır cezalar verilmelidir” dedi.
Antalya’nın gelirinin denizden olduğunu belirten Prof. Dr. Gökoğlu, “Otellerin önüne gidiyorsunuz, sularda katı atıklar var. Zirai ilaç kutularının gelişi güzel kıyıya atıldığını gördüm. Her yer poşet, plastik atık var. O plastik atıklar balıklardan en son bize kadar geliyor” diye ekledi.