İSKİ ‘dur’ dedi: 13 bin 756 sığınmacı çifte sözleşme yapmış
Prof. Dr. Levent Kurnaz "Cumhuriyetin ilk yıllarında Türkiye'de kişi başına düşen temiz su miktarı senede sekiz bin tondu. Bugün 1,200 tona düşmüş durumda bu ve artan nüfusla üstüne gelecek olan göçle, bin metreküpün altına düşecek" dedi.
Her yıl Dünya Ekonomik Forumu’nca açıklanan Küresel Riskler Raporu Şişli’de bir oteldeki konferansta ele alındı. Öne çıkan küresel risklerin değerlendirildiği konferansta risklerin Türkiye yansımaları da gözden geçirildi. Yenilenebilir enerji, yapay zekanın etkileri, geri dönüşümün faydaları ve iklim krizi gibi konuların görüşüldüğü toplantıda özel şirketlerin genel müdürleri ve alanında uzman bilim insanları yer aldı. Konferansın ardından katılımcılar, riskleri kapalı oturumda tartışarak çözüm yolları hakkında fikir alışverişinde bulundu.
İklim krizinin öne çıktığı konferansın konuşmacılarından Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz “Bu raporda esasında gösterilen çok önemli şeyler var. Birincisi kısa vadeye baktığımızda iklimle ilgili riskler o kadar şu anda dünyanın gündeminde değil, Türkiye’nin hiç gündeminde değil. Orta ve uzun vadeye baktığımızda dünya çok ciddi bir şekilde iklimi önemli, daha doğrusu bütün çevre sorunlarına önem verir riskler kategorisine sokuyor, Türkiye’de bu yok. Biz orta vadede riskler olarak başka şeyleri katmışız; ekonomiyi, insan haklarını, serbest konuşmayı, özgürlüğü ama Türkiye başına korkunç belalar gelecek olan bir ülke. Dolayısıyla bu kadar belaları görmezden gelip sadece ekonomiye odaklanmak bir kısa vadeli problemleri, orta ve uzun vadeye taşımak oluyor Türkiye açısından. Dolayısıyla da biz geleceği çok iyi göremiyoruz. Yani biz bugün olacak olan şeyin on sene sonra da derdimiz olacağını düşünüyoruz. Ama öyle değil. Bir ikinci faktör de şu var. Burada küresel riskler olarak konuşulduğunda iki şeyi insanlar birbirinden ayırıyor. Bunlardan bir tanesi aşırı hava olayları ve iklim krizi. İnsanlar aşırı hava olaylarının iklim krizinin bir dışa vurumu olduğunu algılamıyorlar” diye konuştu.
Raporda dikkat çeken detaylara değinen Kurnaz, “Bütün yaş gruplarına baktığınızda işte bu raporun içerisinde olan 30 yaş altından 70 yaş üstüne kadar herkes aşırı hava olaylarının çok ciddi bir problem olduğunu söylüyor. Ama sadece 30 yaş altı, aşırı hava olaylarının ötesinde iklim krizinin de bir problem olduğunu söylüyor. Burada işte 30 yaşın üstüne çıktığımızda iklim krizini insanlar algılamıyorlar ve bilmiyorlar anlamı çıkıyor. Bu da iyi bir şey esasında, çocuklara anlatmışız demektir senelerdir” dedi.
Türkiye’nin küresel iklim krizinden kuraklık yönüyle etkileneceğinin altını çizen Kurnaz, “Türkiye çok ciddi bir su sıkıntısıyla karşı karşıya. Yani biz hep ‘Suyumuz bol, kaynağımız bol’ diye geçirdik hayatımızı ama esasında öyle değil. O biraz Cumhuriyetin ilk yıllarından kalan bir şey. Mesela Cumhuriyetin ilk yıllarında Türkiye’de kişi başına düşen temiz su miktarı senede 8 bin tondu. Bugün bin 200 tona düşmüş durumda bu. Ve artan nüfusla üstüne gelecek olan göçle, bu bin metreküpün altına düşecek. Bin metreküp de su fakiri demek. Yani artık Türkiye suyu olmayan bir ülke, ona göre tarım yapmamız lazım. Ona göre sanayi üretimi yapmamız lazım. Kişisel kullanımımızı buna göre ayarlamamız lazım. Bunların hiçbirini yapmayıp biz her şeyimiz varmış gibi devam ediyoruz hayata” dedi.