Yabancı madenciler Türkiye’yi çok sevdi
Sivas'ta 2015'ten beri siyanürlü altın madeni işleten Demir Export'un düzenlediği ÇED toplantısında eski bir işçinin “Siyanür havuzu patladı” itirafına savcılık “Sanıkların doğayı koruma çabası var" diyerek takipsizlik kararı verdi.
Demir Export isimli maden şirketi daha önce Sivas’ta içme suyunu karışan arsenikle gündeme gelmişti. Maden çevresinde yaşayan birçok köylünün doğayı kirlettiğini söyleyerek kapatılmasını istediği şirket 2020’de kapasite arttırıp genişleme projesi başlattı.
Fakat köylüler projeye itiraz etti. Danıştay da şirketin aldığı olumlu ÇED raporunu nitelikli hazırlanmadığı gerekçesiyle iptal etti.
Şirket iptalin ardından Ağustos 2023’te yeniden ÇED raporu hazırlamak üzere halkı bilgilendirmek için köy kahvelerinde toplantılar düzenlemeye başladı.
Fakat bu toplantılardan birinde ilginç şeyler yaşandı. 23 Ağustos’ta yapılan toplantıda eski bir Demir Export çalışanı beş yıl şirkette çalıştığını belirtip konuşan maden yöneticisi Ayhan Bahçeli’nin sözünü kesti.
İşçi madenle alakalı korkunç bir olayı “Liç taştı. Taşmadı diyemezler. Liç’e siyanür verirler, altını o siyanür tutar havuza getirir. O yığılı toprak taştı” diye etti.
İşçi devamında taşan yığılı toprağın havuz seviyesini aşarak suya ve toprağa temas ettiğini belirterek şirketi itham etti.
İşçi ardından şirket yöneticisine dönüp “Taşmadı diyemezler, diyebilir misiniz?” diye sordu. Şirket yöneticisi Ayhan Bahçeci ‘halkı bilgilendirmek’ amaçlı toplantıda bu soruya yanıt vermedi.
Dahası o işçi yapılan denetimlerle de ilgili itiraflarda bulundu. “Bakanlık yetkilileri denetime gelmeden bir hafta önce haber verir” diyen işçi bu haber geldikten sonra maden sahasından ölü kuş toplamaya başladıklarını anlattı.
Köylüler bu itirafları araştırması için Kangal Cumhuriyet Başsavcılığı’na ‘çevrenin kasten kirletilmesi’ ve ‘görevi kötüye kullanma’yla ilgili suç duyurusu yaptı.
Savcılık ise 20 Ekim’de suçun işlenebilmesi için kanunun aradığı unsurların somut olayda gerçekleşmediğini söyleyip “Ocak içerisindeki arsenik miktarının zamanla doğal yollarla arttığı, sanıklar yönüyle suya arsenik katıldığı veya suyun bozulduğuna dair bir iddia olmadığı, içmeye özgülenmeyen sular yönünden bu suçun işlenemeyeceği, sanıkların manevi unsur yönünden kast veya taksirle bu suçu işlemeleri için yöre halkıyla da herhangi bir husumetlerinin olmadığı” diyerek takipsizlik kararı verdi.
Toplantıya katılanlar için esasen asıl sorunun su probleminin çözülmesi olduğunu belirten savcılık, sanık şirket yöneticisi Yılmaz’ın müşteki ifadelerinde de belirtildiği gibi sorunun çözümü için ‘çok çaba sarf ettiğini, bu sebeplerle yüklenen fiilin kanunda suç sayılan bir hal olmadığını’ söyledi.