Gezi’nin 10. yıl anmasına biber gazlı müdahale
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, Osman Kavala 2024'e kadar serbest bırakılmazsa Türkiye'nin oy hakkının alınması çağrısını yaptı. Ancak meclis bununla yetinmedi ve kamu görevlilerini şahsen sorumlu tutan Magnitsky yaptırımlarının da uygulanmasını istedi
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Gezi davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilen iş insanı Osman Kavala’nın AİHM kararı gereği serbest bırakılmaması halinde Türkiye’ye Magnitsky yaptırımı uygulanması çağrısı yaptı. Buna göre Kavala Ocak 2024’e kadar serbest bırakılmazsa Türkiye delegasyonu en son 12 Eylül 1980 cunta döneminde yaşadığı gibi AKPM’de oy hakkını yitirecek. Üstelik Ankara’ya yönelik Magnitsky yaptırımları da gündemde olacak. Yani Avrupa ülkeleri Kavala’nın hapsedilmesinde rolü olanlarla ilgili de kovuşturma başlatacak.
AKPM Osman Kavala’nın derhal serbest bırakılması kararını 62 üyenin oy kullandığı oturumda 18’e karşı 44 oyla, üçte iki çoğunlukla aldı.
“Osman Kavala’nın derhal serbest bırakılması çağrısı” başlıklı karar tasarısı (Doc. 15841 10/10/2023) Türkiye’nin Osman Kavala’nın derhal serbest bırakılmasını öngören Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararını uygulamamaktaki ısrarı dolayısıyla Avrupa Konseyi üyesi ve gözlemci Devletlere ve Avrupa Birliği’ne Türkiye’ye yönelik aşağıdaki yaptırımları da kapsayan bir çağrının kabulünü öngörüyordu. Tasarı değişiklik olmaksızın kabul edildi.
AKPM öte yandan Avrupa Konseyi üyesi devletlere yönelik bir de tavsiye kararı kabul etti.
Avusturyalı parlamenter Petra Bayr oylama öncesi genel kurulda yaptığı konuşmada “Türkiye’nin AİHM kararını yerine getirmemekte ısrar etmesi sadece Osman Kavala ve Türkiye için değil, Avrupa Konseyi için de trajedi oldu. Bir şey yapmazsak nasıl bir mesaj göndermiş oluruz? Avrupa’da politik tutuklu olduğunu kabul mü ediyoruz? İnsan hakları geçmişte mi kaldı? Ben Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nde kalmasını, uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmesini, bu teşkilatın değerlerine ve kendi anayasasına saygı duymasını istiyorum” dedi.
Bayr, Osman Kavala’nın AKPM’nin 2012 yılında belirlediği ‘politik tutuklu’ tanımına uyduğunu da sözlerine ekledi.
Konuşmasında Osman Kavala’ya Vaclav Havel İnsan Hakları Ödülü verilmiş olmasını eleştiren AKPM Türk heyeti Başkanı AK Parti milletvekili Tuğrul Türkeş karara temel olan ve Bayr tarafından hazırlanan raporun ‘tarafgir’ olduğunu savundu. Türkeş, Türkiye’nin kararları yerine getirme oranının Avrupa Konseyi ortalamasının üstünde olduğunu söyledi. AKPM’nin CHP’li üyelerinden Yunus Emre ise Kavala’yı ‘politik tutuklu’ olarak tanımladı. Gezi Parkı davasının ‘tamamen politik’ olduğunu savunan Emre muhalefet olarak konuyu yakından takip ettiklerini söyledi.
AKPM üye ve gözlemci devletlere ‘Osman Kavala ve Türkiye’deki diğer politik tutukluların keyfi ve illegal biçimde özgürlüklerinden mahrum edilmesine katkıda bulunmuş polis memuru, savcı, yargıç ve diğer devlet memurlarını hedef alan yaptırımlar uygulanması’ çağrısında da bulundu. AKPM bu bağlamda üye ve gözlemci devletlerin ‘Magnitsky mevzuatlarını’ ya da benzer hukuksal mekanizmaları Türkiye’ye karşı devreye sokmasını istiyor.
Türkiye’nin karşı karşıya kalacağı yaptırımlar arasında en önemlisi Kavala’nın hukuksuzca hapiste kalmasına şahsi sorumlulukları nedeniyle yol açan kamu görevlileriyle ilgili ‘Magnitsky Mevzuatı’nın uygulanması ve ‘Osman Kavala’nın 1 Ocak 2024 tarihine kadar cezaevinden tahliye edilmemesi halinde Meclis’in 2024’ün ilk oturumunda Türk delegasyonunun yeterlik belgelerine itiraz etme yetkisinin devreye girmesi.’
Tavsiye kararında ise AİHM hükümlerinin Türkiye tarafından infazının Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından genel denetime alınması çağrısında bulunuluyor. Osman Kavala ve varsa diğer politik tutukluların derhal serbest bırakılması için bakanlar, büyükelçiler ya da eski siyasi sorumluların devreye girmesi isteniyor.
Tam adı Küresel Magnitsky İnsan Hakları Sorumluluk Yasası olan yasa ismini Sergey Magnitsky’den alıyor. Magnitsky, 2009’da Rusya’da gözaltındayken işkenceye maruz kaldığı, tıbbi müdahale talebinin reddedildiği, hapisteki hücresinde ölü bulunduğu belirtilen Hermitage Capital Management Fonu avukatlarındandı. Rusya Magnitsky’nin kalp krizi nedeniyle öldüğünü iddia etmiş ancak bazı insan hakları kuruluşları avukatın ülkedeki üst düzey hükümet yetkililerinin vergi kaçakçılığını ortaya çıkardığı için hedef alındığına inandığını vurgulamıştı. Devreye giren ABD ve Avrupa ülkeleri Rusya’nın gözaltı süresince gerekli önlemleri almadığını savunup sorumlu bürokratların cezalandırılmasını istemişti.
Bu kapsamda 2012’de Magnitsky’nin adını verilen yasa ABD Kongresinden geçti. İnsan hakkı ihlallerine karışan bireyleri hedef alan Magnitsky yaptırımları, vize yasağı ve mal varlıklarının dondurulması gibi önlemler öngörüyor.
Kavala konusunda AKPM’nin Türkiye’ye yönelik Magnitsky yaptırımı çağrısını uygulayıp uygulamama yetkisi üye ve gözlemci ülkelere ait.
Öte yandan Osman Kavala 1 Ocak 2024’e kadar tahliye edilmediği takdirde 2024 Kış Oturumu’nda Türkiye delegasyonu AKPM’de oy kullanma haklarından da yoksun kalacak. Yani, 9 AK Parti, 4 CHP, 2 MHP, 2 HDP ve 1 İYİ Partili vekilden oluşan Türk heyetine Avrupa Konseyi’nin en önemli organlarından biri olan AKPM’nin kapıları kapanmış olacak.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi eylül ayında da Türkiye’den iş insanı Osman Kavala ve eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı serbest bırakmasını istemişti. Türkiye’yi Kavala ve Demirtaş’la ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi hükümlerini uygulamaya çağıran konsey kararı aralık ayında yapılacak toplantıya ertelemişti. Konunun Aralık 2023’te Strasbourg’daki toplantıda yeniden ele alınması bekleniyor.
Türkiye oy hakkından mahrum bırakıldığı benzer bir süreci en son 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrasında, Mayıs 1981-Ocak 1984 döneminde yaşamıştı.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi AİHM’nin 10 Aralık 2019 tarihli Osman Kavala kararı yerine getirilmediği gerekçesiyle 2 Şubat 2022 tarihinde Türkiye hakkında ihlal prosedürü başlatmıştı.
Komite Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğini AİHM’ye sormuş; AİHM 11 Temmuz 2022 tarihinde Osman Kavala kararının yerine getirilmediğine hükmetmişti.
AKPM’nin her yıl insan hakları aktivistlerine verdiği Vaclav Havel İnsan Hakları Ödülü’ne de bu yıl Osman Kavala layık görülmüş; ödülü bu hafta başında Strasbourg’da düzenlenen bir törenle Kavala adına eşi Ayşe Buğra Kavala almıştı.