Dış ticaret açığı yüzde 44 azaldı ama hala 6,7 milyar dolar
Solingen'de 31 yıl önceki yangın ateşi dün gibi akıllardayken aynı yere yeniden ateş düştü. Türk kökenli Bulgar ailenin dört ferdi pazarı pazartesiye bağlayan gece apartmanlarında çıkan yangında hayatını kaybetti.
29 Mayıs 1993. Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya eyaletindeki Solingen kentinde Genç ailesinin yaşadığı ev kundaklandı. 28 yaşındaki Gürsün İnce, 19 yaşındaki Hatice Genç, 12 yaşındaki Gülistan Öztürk, dokuz yaşındaki Hülya ve beş yaşındaki Saime Genç saldırıda hayatını kaybetti. O zamanki kundaklama olayından neo-Naziler sorumlu tutulmuştu.
Pazarı pazartesiye bağlayan gece yine Solingen’de bir apartman kundaklandı. Bulgaristan’dan Almanya’ya gitmiş Türk bir ailenin hayatını kaybettiği öğrenildi. Bu kez saldırıda kaybedenler 28-29 yaşlarındaki anne ve babayla üç yaşında ve beş aylık çocukları ydı. Yangında dokuz kişinin de yaralandığı öğrenildi. Bilirkişi raporuna göre yangın eski binanın merdiven boşluğunda başlamış, beş dakika içinde de çatıya sıçramıştı.
Ahşap merdiven boşluğunda patlayıcı kalıntılarına rastlandığı, bu kanıtlara göre yangının kundaklama sonucu çıkarıldığı sonucuna varıldığı belirtiliyor. Yangının başlangıç noktası merdivenler olduğu için de kaçış yolu kapanmış, ev adeta bir ölüm tuzağına dönüşmüştü. Belediyeden yapılan açıklamaya göre bina sakinlerinin pencerelerden atlamaktan başka şansı yoktu. Bazıları öyle yaptı ve yaralı kurtulmayı başardı.
Sosyal Demokrat Partili (SDP) Solingen Belediye Başkanı Tim Kurzbach yangının olduğu yeri ziyaret ettikten sonra açıklamasında “Bu gece şehrimizi korkunç bir trajedi sardı. Bir ailenin tamamının ölmesi şehrimiz için yas sebebidir” dedi.
31 yıl sonra aynı bölgede yapılan saldırıda ırkçı motivasyonlarla hareket edildiğinden şüpheleniliyor. Kuzey Ren Vestfalya Entegrasyon Konseyi Başkanı Tayfun Keltek çarşamba akşamı Düsseldorf’ta yaptığı açıklamada “Maalesef bu korkakça saldırının arkasında ırkçı bir motivasyon olduğunu varsaymak zorundayız. Toplumdaki mevcut gerginlik bizi bu sonuca götürüyor” diyor. Olayı “huzur içinde bir arada yaşama temennisinde yeni bir gerileme” olarak niteleyen Keltek 31 yıl önce Solingen’de yaşanan olayı da hatırlatarak onun devamı olduğunu vurguladı.
Aşırı sağcı AfD partisi Almanya’da altın dönemini yaşıyor. Göçmen karşıtı bir parti olan AfD özellikle Almanya’nın doğusunda kendisine sağlam bir destekçi kitlesi edindi. AfD’yi destekleyenlerin bazıları “ırkçı olmadıklarını” ancak mevcut Alman siyasetçilerin ekonomik sorunları çözmekte yetersiz kaldığını belirtiyor ve hükümetin göçmenlere “gereğinden fazla destek verdiğine” inanıyor. AfD bu noktada göçmen karşıtlarının çıkış kapısı haline geldi.
Yılın başlarında partinin Alman vatandaşlığına sahip olanlar dahil tüm göçmenlerin ülkeden gönderilmesi konulu bir toplantıya katıldığı için eleştirilerin hedefine oturmuştu. Irkçılık karşıtı gruplar Nazi dönemine gönderme yaparak “Bir daha asla” yürüyüşleri düzenlemişti.
Aşırı sağ yükselişte olsa da yetkililer saldırıda ırkçı saikler olduğunu düşünmüyor gibi. Wuppertal Savcılığı’ndan bir sözcü Alman basınına yaptığı açıklamada “Evde kuşkusuz göçmenler yaşıyordu” dese de henüz saldırıyı ırkçılara bağlayacak bir kanıt bulunmadığını belirtti.
Diyanet İşleri Türk-İslam Birliği (DİTİB) ise savcılığı ve emniyet güçlerini saldırının ırkçı saiklerle gerçekleştirildiğini kabul etmedikleri için eleştirdi. Kurului “Yine Solingen, yine ölümle sonuçlanan bir yangın, yine geç saatlerce, yine yangınla. Suçun ardında belli nedenlerin ısrarlı bir şekilde takip edilmediğini söylemek tehlikelidir ve göçmenler arasında korku ve güvensizliği tetikler” dedi.
Türkiye’nin Almanya Büyükelçisi Ahmet Başar Şen Solingen’de yangının çıktığı yere gelerek başsavcıdan konuyla ilgili bilgi aldı, konunun olası ırkçı motiflerini de kapsayacak şekilde araştırılmasının takipçisi olacaklarını belirtti. AA diplomatik kaynakların olayı yakından takip ettiğini söylese de 28 Mart 23:14 itibarıyla ne Dışişleri Bakanlığı’ndan ne de Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’da Solingen’de yaşananlarla ilgili bir açıklama geldi.
Hayatını kaybedenler için yangının çıktığı binanın önünde anma töreni düzenlendi. Törene 31 yıl önceki kundaklamada beş aile ferdini kaybeden Kamil Genç de katıldı. Genç AA muhabirlerine yaptığı açıklamada beş gündür üzüntüden uyuyamadığını söyleyerek “Bu bina da bizim yanan ev gibi kundaklama sonucu ahşap olduğundan dolayı yanmış. O gece yaşananlar, çığlıklar, itfaiyelerin çalışması gözümün önüne tekrar geldi” dedi.
Birkaç gün önce de Türkiye’nin Almanya’daki Hannover Başkonsolosluğu’na PKK yandaşları da saldırı düzenlenmiş, camlar kırılmıştı. O saldırının kökeni de pazar günü Belçika’da Türkler ve PKK yandaşları arasında çıkan çatışmalardan kaynaklanıyordu.