Trump: Sadece ilk gün diktatör olacağım
Seçim günlüğüne hoş geldiniz. Harris-Trump münazarasına bir gün kalmışken konu yine silah kontrolü düzenlemelerine ve kürtaja geldi. Öte yandan NYT'nin yeni anketinde Trump bir ay sonra yeniden öne geçti. İşte günün özeti...
Herkese merhaba. Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump ile Demokratların adayı Kamala Harris’in ilk kez yüz yüze gelmesine bir gün kaldı. ABC News’teki münazaraya bu kadar az vakit kalmışken her iki aday dün izin hakkını kullandı. Bununla birlikte Trump’ın yardımcısı Ohio Senatörü JD Vance Los Angeles’te bağış toplama etkinliğine katıldı. İki aday da köşeye çekilmişken konuşacak ne bulacaksın ki, diyebilirsiniz. Ama konu Amerika seçimleri olduğunda ve yarışın sonuna iki aydan az vakit kalmışken konuşulacak konu bitmez.
Bugün sizinle hem New York Times’ın yeni anketini konuşacağız, hem de silah kontrolü konusunda Cumhuriyetçilerle Demokratların bir kez daha karşı karşıya gelmesini ele alacağız. Bir de tabii Harris’in kürtajla ilgili yayınladığı yeni video var. Onu mercek altına alacağız.
🔎Gözleriniz sizi yanıltmıyor. New York Times’ın Siena College ile işbirliği içinde yaptığı bu genel anket Trump’ın kıl payı da olsa önde olduğunu gösteriyor. New York Times bile sonuca “şaşırtıcı” diyor. Yaklaşık bir aydır yarışı Harris önde götürüyordu. En azından taraflı görülmeyen anket sonuçlarında durum öyleydi. Harris’in geçen ay anketlerde az da olsa Trump’a fark atabilmesinin sebebi Demokratların Ulusal Kongresi’nin ve ABD Başkanı Joe Biden’ın yarıştan çekilmesinin yarattığı coşkuydu. Bu coşku söndüğünde Harris oyları elinde tutamasa bile Trump’ın bu kadar çabuk öne geçeceği tahmin edilen bir şey değildi.
🤔Neden değişimi ilk yakalayan bu anket? Ağustosun sonundan beri anket şirketleri geniş kapsamlı anket yapmıyor. Bunun sebeplerinden biri İşçi Bayramı’ydı. Diğer ve muhtemelen daha etkili sebep ise münazara bu kadar yakınken geniş çaplı bir anket yapmanın gereksiz görülmesi.
Ankete göre Trump’ın avantajları neler? Ankete göre seçmenlerin yüzde 46’sı Trump hakkında olumlu görüşe sahip. Bu da onu 2016 ve 2020 seçimlerinden daha popüler kılıyor. Ayrıca seçmenler ülke içindeki sorunları Harris’tense Trump’ın çözebileceğini daha çok düşünüyor. En şaşırtıcısı da ankete katılan seçmenlerin Trump’ı merkezde görmesi. Sadece üçte biri onun aşırı sağda olduğunu düşünüyor. Oysa Harris için durum çok daha farklı. Seçmenlerin neredeyse yarısı Harris’i siyasi eksenin aşırı solunda kaldığına inanıyor. Evet, Trump göçmenler için “haşere” diyecek kadar ileri gidiyor, 2020 seçimlerinin sonucunu da kabul etmiyor. Ama Rusya ile işbirliğine dayalı ilişkiyi desteklemek ve serbest ticarete karşı çıkmak gibi normalde Demokratlardan beklenen politikaları desteklediği de ortada.
Bir diğer konu da değişim isteyenlerin olması. Tamam Biden yarıştan çekilme kararını alarak Demokratlar içinde bir coşku uyandırdı ama yarışta olmaması ekonominin düzeldiği ya da düzeleceği anlamına gelmiyor. Ayrıca Harris’in göçmen krizine karşı nasıl adımlar atacağı ya da adım atacağı da tartışmalı bir konu. Ankete katılan seçmenlerin yüzde 61’i Trump’ın değişimi temsil ettiğini düşünürken sadece yüzde 40’ı Harris için aynı düşüncelere sahip.
Geçen hafta Georgia’da 14 yaşındaki bir genç okuduğu liseye silahlı saldırı düzenleyerek iki matematik öğretmenini ve iki yaşıtını öldürdü. Gencin silahlı saldırı düzenleme konusunda daha önce de tehditler savurduğu ortaya çıkmıştı. Yani “Kötülük geliyorum” demişti aslında, ki zaten çocuğun annesi de o gün oğlundan “özür dilerim” mesajı alınca bir şeylerin yolunda olmadığını anlayıp okulu aramış ve acil bir durum çıkacağı konusunda idareyi uyarmış. Sonuç olarak 14 yaşındaki bir çocuk elinde AR-15 tipi yarı otomatik bir tüfekle dört kişiyi öldürebildi. Önce adayların bu konudaki yorumlarını kısaca hatırlayalım:
👉Donald Trump: Çarşamba günü sosyal medyadan “Kalplerimiz Winder’daki trajik olaydan etkilenen kurbanlar ve sevdikleriyle. O değerli çocuklar, hasta ve dengesiz bir canavar tarafından yaşamlarının çok erken aşamalarında aramızdan alındı” dedi.
👉Kamala Harris: Aynı gün New Hampshire’da düzenlenen bir etkinlikte konuşan Harris “Ülkemizdeki silah şiddeti salgınına bir an önce son vermeliyiz. Biliyorsunuz, bu şekilde olmak zorunda değil” diye konuştu.
👉JD Vance: Olaydan bir gün sonra perşembe günü Phoenix’te düzenlenen bir etkinlikte “Bundan hoşlanmıyorum. Kabul etmek de hoşuma gitmiyor. Bunun hayatın bir gerçeği olmasından hiç hoşlanmıyorum. Ama bir psikopatsanız ve manşetlere çıkmak istiyorsanız okulların ne kadar kolay hedefler olduğunu fark ediyorsunuz. Dolayısıyla okullarımızda güvenliği artırmamız gerekiyor” dedi.
🔴Burada parantez açalım. Vance’in yorumu Demokratların cephesinde büyük tepki topladı. Harris, “Okul saldırıları hayatın bir gerçeği değildir. Böyle olmak zorunda değil. Çocuklarımızı korumak için adımlar atabiliriz ve öyle de yapacağız” dedi. Walz ise cumartesi günü Washington’da katıldığı bir LGBTİ+ ağırlıklı bir yemekte “Bazılarının gay olması hayatın bir gerçeğidir. Hayatın gerçeği olmayan nedir biliyor musun? Çocuklarımızın okullarında vurularak öldürülmesi. Bu hayatın gerçeği falan değil. Adamlar kitapları yasaklıyor ama savaş silahlarının okullara girmesinde sakınca görmüyorlar” dedi. Harris-Walz kampanyasının sözcüsü Ammar Moussa, “Donald Trump ve JD Vance daima silah lobisini seçecek. Seçimde alınacak kararlardan biri de bu” dedi.
👉Tim Walz: O da olaydan bir gün sonra Pensilvanya’da düzenlenen mitingde Amerikan Anayasasının vatandaşlara silah sahibi olma hakkı veren ek 2. maddesini savunarak başladı konuşmasına, “Bu maddeyi savunuyorum. Ancak ilk sorumluluğumuz çocuklarımızı güvende tutmak” dedi. Konuyu “özgürlük mücadelesi” olarak niteleyen Walz, “Bir silah sahibi, eski asker, avcı olarak konuşuyorum. Önerdiğimiz tedbirlerin hiçbiri Ek 2. Madde’de elde ettiğiniz hakları ihlal etmiyor. Oysa tedbirler olmazsa sonuç çocuklarımızın okula gidip öldürülmesi oluyor” diye ekledi.
🔎Yakınlaşalım: Silah kontrolü tartışmaları aslında eskiye dayanan bir konu. Aranızda “Cold Case” izleyen var mı bilmiyorum ama bu dizi 2003’te yayınlanmaya başladı ve ilk sezonunda silah kontrolünün neden gerekli olduğunu anlatan bir bölüm vardı. O bölümü izlediğimde çok şaşırmıştım ama aslında şaşıracak bir şey yoktu. Bill Clinton döneminde yani 1994’te tehlikeli silahların federal düzeyde yasaklanması onaylanmıştı. Ama yasağın süresi 10 yıl sonra, 2004’te dolmuştu. O yasa yarı otomatik tüfekler, av tüfekleri ve tabanca gibi ordunun kullandığı silahların özelliklerine sahip 19 silah çeşidinin satışını yasaklamıştı. Şimdi Demokratlar bu yasayı yeniden gündeme getirmeye çalışıyor ama Cumhuriyetçilerin direnişiyle karşı karşıyalar.
❌Cumhuriyetçiler neden karşı? Bunun birkaç sebebi var, ilki Walz’ın da değindiği gibi, bireylerin silah taşıma hakkını koruyan Ek 2. Madde. Cumhuriyetçiler bu hakkın “Amerikan özgürlüğünün” bir parçası olduğuna inanıyor. Bir diğer sebebi de silah sahibi olmanın hem kendini hem de aileyi koruyan bir şey olarak görülmesi. Bu argümana göre silah kontrolü düzenlemeleri, (kaçakçılıkla çok kolay ulaşabileceklerinden) suçlulara işlemeyeceği için sıradan insanları savunmasız kalabilir. Ama en büyük sebebi Ulusal Tüfek Birliği (NRA) gibi güçlü silah lobilerinin Cumhuriyetçiler üstünde büyük bir etkiye sahip olması.
👀Adaylar silah kontrolü skalasının neresinde? Trump, Biden yönetiminde yürürlüğe giren silah düzenlemelerini kaldırma sözü verdi ve toplu katliam yapanların “akıl sağlığı sorunu olduğunu” savunuyor. Kendi iktidarında silahları kısıtlamak için hiçbir şey yapmadığını söylese de bu doğru değil. 2017 Las Vegas saldırısından sonra yarı otomatik tüfekleri güçlendiren geri tepme önleyicileri yasakladı. Hatta bu yasak Biden yönetiminde kaldırıldı. Vance ise ateşli silahlara ulaşmayı kısıtlamanın okul saldırılarını durdurmayacağını düşünüyor. Kendisi de silah sahibi olan Vance, ateşli silahlarla ilgili düzenlemeleri yapan kurumun kaldırılmasını destekliyor.
Harris silahların yasaklanması için çabalayan tarafta. Ayrıca mahkemelerin topluma tehdit olarak gördüğü kişilerin silahlarına elkonmasını mümkün kılan eyalet düzeyindeki “kırmızı bayrak” yasalarını da destekliyor. Walz bir zamanlar silah sahibi olma hakkının güçlü bir savunucusu olsa da (o dönem NRA’nın övgüsünü kazanmıştı) sonrasında hem saldırı silahlarının hem de bu silahların teçhizatlarının yasaklanmasına dair yasaları destekler oldu.
Harris’in kampanya ekibi cumartesi günü YouTube’dan Trump’ın kadınların kürtaj hakkını koruyan Roe v. Wade kararının iptalinde oynadığı rolden gurur duyduğunu söylediğini hatırlatan ve başkan Trump olursa kadınları doğum konusunda bekleyen sorunları anlatan bir reklam yayınladı.
🗣️Ne diyor: 30 saniyelik reklam, Trump’ın 2016 yılındaki bir görüntüsüyle başlıyor. Kürtaj yapmak isteyen kadınlara “ceza verilmesi” gerektiğini söyleyen Trump’ın bu yıl dile getirdiği “Yıllarca Roe v. Wade’i feshetmeye çalıştılar, bense başardım. Bunu yapmış olmaktan gurur duyuyorum” sözler ekrana geliyor. Dış ses videonun devamında Trump seçilirse doğum kontrol araçlarına ulaşımın zorlaşacağını, kürtajın ülke genelinde yasaklanacağını, hatta Trump’ın kadınların hamilelik sürecini takip edeceğini söylüyor.
🔎Yakınlaşalım: Trump 2016’daki açıklamasından sonra pişman olmuş, konuşmasından birkaç saat sonra çark etmişti. Tabii sonra videoda gördüğünüz gibi Roe v. Wade kararını fesheden yargıçları atadığı için gurur duyduğunu da defalarca söyledi. Trump’ın kürtajın federal düzeyde yasaklanması konusundaki tutumu da çelişkili. Başta 15 haftalık federal yasağın kulağa hoş geldiğini söylemiş, sonra da ülke genelinde kürtaj yasağına imza atmayacağını söylemişti. Doğum kontrolüyle ilgili kısıtlamaları desteklemediğini ama eyaletlerin işine karışmayacağını da açıklamıştı.
🔴Neden önemli? Biraz önce bahsettiğimiz anket, 45 yaşın altındaki kadınların kürtajı ekonomiden daha büyük bir sorun olarak gördüğünü gösteriyor. Bunu daha önce de belirtmiştik, konu sandığa gitmek olduğunda kadınlar erkeklerden çok daha proaktif. Özellikle kararsız eyaletler olan Michigan, Pensilvanya ve Wisconsin’deki seçmenlerle ağustosta yapılan bir anket, katılımcıların kürtaj konusunda Harris’e açık ara farkla güvendiğini göstermişti.
👉Trump’ın olmadığı bir senaryoda MAGA yani Amerika’yı Yeniden Yücelt hareketi ayakta kalabilir mi? New York Times’dan David French bu sorunun cevabını aramış.
👉Amerikan halkı iki ay sonra sandığa gidecek. Peki ya bu adayların artıları eksileri neler? Lance Morrow, Wall Street Journal için kaleme almış.
👉Cumhuriyetçilerin Reagen’dan Trump’a nasıl bir dönüşüm geçirdiğiniyse Max Boot’un Atlantic’teki yazısından okuyabilirsiniz.