U19 Milli Takımı yenilse de üst tur biletini kaptı
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Türkiye'den iş insanı Osman Kavala ve eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı serbest bırakmasını istedi. Gelişme olmadığı takdirde aralık ayında konuyu tekrar ele alacağını belirten komite Türkiye'nin üyeliğini askıya alma konusundaysa bir adım atmadı.
Avrupa Konseyi, Türkiye’yi iş insanı Osman Kavala ve eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş‘la ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi hükümlerini uygulamaya çağırdı ancak beklentilerin tersine Türkiye’nin Avrupa Konseyi üyeliğinin askıya alınması ve benzeri herhangi bir yaptırım için karar almadı. AİHM kararlarının icrasını denetleyen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Ankara’nın tutuklu bulunan Kavala’nın derhal serbest bırakılmasını sağlamak için gerekli tüm tedbirleri alması gerektiğini söyledi. Komite bu konuyu Aralık ayında bir kez daha görüşecek.
Strasbourg’daki toplantının ardından yapılan açıklamada, Kavala’nın bir suç işlediğine dair makul bir şüpheyi destekleyecek delillerin olmadığını kaydetti. Dosyayla ilgili AİHM hükümlerini, bu hükümler temelinde alınan önceki kararlarını ve AİHM kararlarıyla ilgili Türkiye’nin yükümlülüklerini hatırlatan Komite, Kavala hakkında geçen yıl başlatılan ihlal prosedürü kapsamında herhangi bir yaptırım planı ise duyurmadı.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, AİHM kararına rağmen Kavala’yı serbest bırakmayan Türkiye hakkında geçen yıl ihlal süreci başlatmıştı. Bu süreç çerçevesinde AİHM Büyük Dairesi’nin bir kez daha Kavala’yı serbest bırakmayan Türkiye’nin ihlali sürdürdüğü yolundaki kararından sonra Bakanlar Komitesi, Ankara’ya karşı üyeliği askıya alma, hatta üyelikten atılma da içinde olmak üzere alınacak yaptırımları görüştüğünü duyurmuştu.
Açıklamada Anayasa Mahkemesi’nin Kavala’nın başvurusunu incelemek için harcadığı yaklaşık bir yıl beş aylık sürenin, kişisel özgürlüğünün tehlikede olduğu göz önüne alındığında, yeterince hızlı olmadığı belirtildi.
Strasbourg’daki toplantıya Adalet Bakan Yardımcısı Niyazi Acar’ın katılmasını memnuniyetle karşıladıklarını belirten Komite, “Kavala’nın derhal serbest bırakılmasını sağlamaya çağıran müteaddit kararlarına rağmen Kavala’nın tutukluluğunun devam etmesinden derin üzüntü duyuyoruz” dedi.
Komite, 16-17 Mayıs 2023 tarihlerinde İzlanda’da yapılan Devlet ve Hükümet Başkanları toplantısında kabul edilen Reykjavik Deklarasyonunda, kararların uygulanmasında güçlükler yaşanması halinde siyasi diyaloğun güçlendirilmesi çağrısını hatırlatarak, Türk makamları da dâhil olmak üzere tüm üye devletlere, Genel Sekretere, diğer ilgili Avrupa Konseyi organlarına ve Gözlemci Devletlere diyaloğu mümkün olan en üst düzeyde sürdürmeleri çağrısını yineledi.
Ancak Komite, Kavala’nın serbest bırakılmaması halinde, mevcut AİHM kararların uygulanmasında ilerleme sağlamak için en uygun yolu bulmak amacıyla, kullanabilecek olası ilave tedbirleri görüşmeye devam etmeye karar verdiğini bildirdi.
Komite, Demirtaş dosyasında ilerleme olmaması halinde konunun Aralık 2023’te Strasbourg’daki toplantıda yeniden ele alınacağı kaydetti.
Bakanlar Komitesi, Kavala ve Demirtaş hakkındaki AİHM hükümleri temelinde Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) gerekli tüm önlemleri alınmasını talep etti. Açıklamada, Komite, hukukun üstünlüğü konusunda ciddi sorunlara rağmen yetkililerin davayla ilgili “HSK bağımsızlığı ve tarafsızlığına ilişkin önceki argümanlarında ısrar etmelerinden bir kez daha derin üzüntü duymuştur” denildi.
Yine açıklamada özellikle Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun yapısal bağımsızlığı konusunda Avrupa Konseyi’nin ilgili standartlarından ilham alması istendi.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Türkiye’yi bir kısmı 2007’den beri ödenmemiş olan adil tazminatı, tahakkuk eden faiziyle, daha fazla gecikmeden ödemeye davet etti.
Kıbrıs’ın kuzeyindeki mülklerine erişemeyen kişiler için verilen bu kararı koşulsuz olarak yerine getirmesi beklenen Türkiye henüz bu konuda adım atmış değil. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi hakları ihlal edilen kişiler için 40 milyon euro ve kararın ilk verildiği tarihten bu yana tahakkuk eden yaklaşık 20 milyon euroluk faiz ödemesi konusunda Türkiye’yi mahkum etmişti. Bakanlar Komitesi de bu mahkemenin kararlarının uygulanıp uygulanmadığını denetlemek için üç ayda bir toplanıyor ve son toplanmasında tekrar bu kararı hatırlatıyorlar.
Davada iddia makamı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 1 No’lu Protokolü’nün mülkiyetin korunması hakkındaki 1. Maddesinin ihlal edildiğini, Kuzey Kıbrıs Türk Kesimi’nde mülkiyete erişimin sürekli olarak engellendiğini savunuyor. Davacılar ayrıca Türkiye’yi, Sözleşme’nin 8. maddesi uyarınca başvuranların konutlarına saygı gösterilmesi hakkını ihlal etmeyle de itham ediyor.
Bakanlar Komitesi’ni açıklamasında, “Bireysel mağdurları tazminattan mahrum bırakmakla kalmadığını, aynı zamanda Türkiye’nin Avrupa Konseyi üyesi olarak uluslararası yükümlülüklerine de açıkça saygısızlık ettiğine” dikkat çekildi.
Euronews’ün haberine göre Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 2022 verileri gösteriyor ki mahkemeye en fazla başvuru Türkiye’den yapılmış. 45.500 başvuru içerisinde bekleyen davaların yüzde 74’ünü Türkiye, Rusya, Ukrayna, İtalya ve Romanya’dan gelenler oluşturuyor. 2022’deki davaların yüzde 26.9’unu Türkiye menşeli davalar oluşturuyor.