Humus’taki saldırıların ardından: Suriye’de endişe büyüyor
İç savaşın yıkıcı etkilerinin sürdüğü Sudan'da bir pazar yerine bombalı hava saldırısı düzenlendi. Hızlı Destek Kuvvetleri'nin düzenlediği tahmin edilen saldırıda 21 kişi öldü, 70 yaralı var.
Sudan’da iç savaşın etkileri bu kez Sinnar şehrini sarstı. Bir pazar yerine düzenlenen bombalı hava saldırısında 21 kişi öldü, 70 kişi yaralandı. Saldırı Birleşmiş Milletler’in (BM) uluslararası kuvvet gönderme teklifinden günler sonra geldi. Saldırıyı paramiliter grup Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (RSF) düzenlediği düşünülüyor.
Sudan’da süren iç savaş Gazze ve Rusya-Ukrayna gündemleri yüzünden yeterince yer bulamıyor ama ülkede çok büyük bir insani kriz var. Sudan iç savaşı 150 bini aşkın insanın hayatına mal oldu, 10 milyon kişi yerinden edildi. The Economist Sudan iç savaşını dünyanın en büyük insani krizi ve jeopolitik bir saatli bomba olarak niteledi.
Savaşın belirleyicileri RSF ve Sudan Ordusu. Bu gruplar bildiğimiz diğer örnekler gibi ideolojik amaç uğruna ya da etnik kimlik sebebiyle savaşmıyor. Savaş devletin kontrolünü elde tutmak isteyen bir takım “para babaları” tarafından fonlanıyor.
RSF ve ordu darbeyle geldikten sonra yaklaşık 30 yıl iktidarda kalan eski cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir’in 2019’da devrilmesinin ardından iktidarı sivillerle paylaşmış, 2021’de sivil hükümete karşı birlikte darbe düzenlemişlerdi. Ordu ve RSF, RSF’nin orduya entegrasyonuna direnmesinin ardından iç savaş patlak vermişti. Tarafların dolaylı barış müzakerelerinde kabul edilmesi mümkün görünmeyen ön şartlar ileri sürmesi, taviz vermeye yanaşmamaları ve zıt pozisyonlarda olmaları nedeniyle tansiyon iyice yükselmişti.
Sudan’da büyüyen yangını körükleyenler arasında bölgede sözü geçen devletler de var. Birleşik Arap Emirlikleri RSF’yi silahlandırırken İran ve Mısır, Sudan Ordusu’nun yanında saf tutuyor. Suudi Arabistan, Türkiye ve Katar da sürece müdahil. Rusya ve İran, Sudan’ın Kızıl Deniz kıyılarında bir askeri üs talebiyle Sudan Ordusu’nu destekliyor. Ayrıca Sudan’da yaşanan kriz, Süveyş Kanalı’nın kontrolünün Batı tarafından ele geçirilmesini de kolaylaştırıyor. Bu aktörlerin hepsinin farklı hedefleri var ama günün sonunda katkı sundukları şey dünyanın gelmiş geçmiş en “ölümcül” insani krizlerinden biri.
The Economist’in analizine göre ülkedeki çiftliklerin ve tarlaların çoğu yangınlar sebebiyle kullanılamaz hale geldi. Gıda krizi, insanları ağaçları ve yaprakları yemeye zorluyor, hastalıklar artıyor. Ülke temiz su, gıda, ilaç ve yakıt konusunda eş benzeri görülmemiş bir kıtlıkla baş etmeye çalışıyor. Kriz bu düzeyde sürerse 2027’ye kadar 6 ila 10 milyon insan açlık sebebiyle ölebilir.
İnsani krizden en çok etkilenenler dünyanın her yerinde olduğu gibi kadınlar ve çocuklar. Sudan’ın eğitim kurumları senelerdir işlevsiz. Neredeyse 19 milyon çocuk okullarına devam edemiyor. Paramiliter gruplar ve ordu, kontrol altına aldığı bölgelerde çok yaygın bir cinsel şiddet politikası güdüyor. İç savaş sırasında tecavüze ve cinsel istismara uğrayan kadınların sayısı on binleri aşmış durumda. BM temsilcisi Mona Rishmawi, cinsel saldırıların bir “savaş silahı” olarak kullanıldığını söylüyor. Savaş sebebiyle eşlerini kaybeden kadınlar göç etmeye zorlanıyor, göç yollarında saldırıya maruz bırakılıyor.
Sudan’daki çatışmalar sürerken bölgeye insani yardım ulaşması da oldukça zor. İnsanı yardım kuruluşları bölgeye insani yardım sağlamaya çalışsa da silahlı gruplar çoğu zaman su, gıda, kıyafet ya da ilaç gibi temel ihtyaçların bölgeye erişimini engelliyor, kimi zaman insani yardım envanterlerine el koyuyor.