Erdoğan-Abbas görüşmesi: Filistinlilerin topraklarına çöken, çalan, gaspçı, sözde ‘yerleşimciler’…

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Filistin Yönetimi Başkanı Abbas Ankara'da bir araya geldi. Erdoğan Harem-i Şerif'e girişin kısıtlanmasının "ağır sonuçları olacağını" söyleyerek yerleşimcileri ağır suçladı. Abbas ise Filistin'in bölünemez olduğunu söyledi.

Dünya 6 Mart 2024
Bu haber 9 ay önce yayınlandı
Erdoğan ve Abbas el sıkışırken. Fotoğraf: AA

İsrail’in Mısır’ın başkenti Kahire’deki görüşmelere heyet göndermemesiyle ateşkes çabaları çıkmaz sokağa girerken Batı Şeria’daki Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas Ankara’nın yolunu tuttu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde görüştü. Bir buçuk saatlik görüşmenin ardından iki lider ortak basın açıklaması yaptı.

Bu Abbas’ın geçen yıl temmuzdaki ziyaretten bu yana Türkiye’ye ilk gelişi oldu. O zaman Erdoğan’ın gündemi Gazze’nin kontrolünü elinde tutan Hamas’ın lideri İsmail Haniye ile Abbas arasındaki ilişkiyi düzeltmekti. Bunun için iki lideri yan yana getirmişti. Ancak o görüşmeden üç ay sonra Hamas’ın İsrail’e düzenlediği sürpriz saldırı sonucunda İsrail Gazze’ye savaş ilan etti. Bugün Erdoğan ve Abbas’ın ana gündemini Gazze ve Batı Şeria’ya giden yardımlar oluşturdu.

Filistin Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre 7 Ekim’deki saldırılardan bu yana Batı Şeria’da 419 Filistinli öldürüldü, 4 bin 650 Filistinli de yaralandı. 7 bin 340 Filistinli ise İsrail askerleri tarafından tutuklandı. Gazze’deki durum çok daha kritik… 30 binden fazla insan öldü, 70 binden fazla insan yaralandı, 2 milyondan fazla insan evini terk etmek zorunda kaldı. Önümüz Ramazan ama ateşkese her iki taraf da mesafesini koyuyor.

Şimdiye kadar Türkiye’den Gazze’ye 37 bin ton yardımı gerek gemilerle gerek uçaklarla bölgeye ulaştırdı. Refah Sınır Kapısı kritik hastalar için açıldığında yaklaşık bin yaraları Türkiye’ye getirildi. Erdoğan konuşması sırasında son dönemde İsrail’in Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı Filistinli mültecilere yardım ajansı UNRWA’yı hedef alarak itibarını zedelemeye çalışmasına tepki göstererek “Ajansı itibarsız hale getirmeye yönelik propagandalarına prim verilmemeli, ajansın mevcudiyetine halel getirilmemelidir” dedi.

İsrail ilk olarak UNRWA’nın 12 çalışanının 7 Ekim saldırılarında Hamas ile beraber hareket ettiğini iddia etmişti. Pazartesi günü ise ajansa bağlı 450 çalışanın Hamas ve diğer direniş gruplarına bağlı olduğunu söyledi.

Erdoğan konuşması sırasında İsrail’i, İsrail’e arka çıkan Batılı ülkeleri ve Filistin konusunda örgütlü şekilde hareket edemeyen İslam alemini eleştirdi. “İsrail, Gazze halkını sadece açlık ve susuzlukla değil, aynı zamanda masum insanların tepelerine bomba yağdırarak da vahşice katlediyor” diyen Erdoğan “Tam 151 gündür son asrın en büyük barbarlıklarından birine şahit oluyoruz. Batılı güçlerin de sınırsız desteğiyle Netanyahu ve gözü dönmüş yönetimi Filistin halkına yönelik apaçık bir soykırım uygulamaktadır” dedi.

AA’nın haberine göre son birkaç günde Gazze’de 16 çocuk hayatını kaybetti. Bu çocukların basına yansıyan görüntüleri ise içler acısıydı. Yanakları çöken, bir deri bir kemik kalan çocuklar… UNICEF özellikle yardımların ulaşmasının çok daha zor olduğu Gazze’nin kuzeyinde çocukların yüzde 16’sının akut besin yetersizliğiyle karşı karşıya olduğunu söylüyor. ABD, Ürdün gibi bazı ülkeler İsrail’in prosedürlerinden kaçmak için havadan paraşütlerle yardım indirmeye başladı. ABD Başkanı Joe Biden ve ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris insani yardım için bastırmaya başladı.

Netanyahu ve ‘cinayet ortakları’

Ne var ki uluslararası arenada (Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ve Güvenlik Konseyi gibi) ABD’nin İsrail desteği aynı şekilde devam ediyor. ABD altı haftalık ateşkesin hâlâ imzalanmamasından da Hamas’ı sorumlu tutuyor. Erdoğan “Netanyahu ve cinayet ortakları döktükleri her damla kanın hesabını hukuk ve maşeri vicdan önünde mutlaka verecektir” dedi.

Erdoğan sözlerinde garantörlük sorumluluğunu üstlenmeye her zaman hazır olduklarını da belirtti. Uluslararası bir barış konferansının tertip edilmesi ve bir yol haritasının kabul edilmesi gerektiğini belirten Abbas “Bu çabalar bağlamında biz Türkiye’nin rolünü önemsiyoruz” diye konuştu.

Batılı devletlerin “Holokost günahları” yüzünden İsrail’e destek verdiklerini söyleyen Erdoğan İslam alemini ise “vahdet olamadığı,” yani tek yürek halinde hareket edemedikleri için eleştirdi. İsrail’in yemek sırasında bekleyen Filistinli sivilleri katletmesini “şımarıklık” ve “hukuk tanımazlık” olarak değerlendiren Erdoğan “Sözde ‘yerleşimciler’ adı verilen, aslında Filistinlilere ait topraklara çöken, çalan gaspçıların eylemleri, çözümün önündeki en büyük engellerden biridir” sözlerini dile getirdi.

Yerleşimcilerin aşırı sağcı İsrail hükümetindeki en büyük destekçileri Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich. Geçen ay bu bakanlar Batı Kudüs’te bir toplantıda yerleşimcilerin Gazze’ye geri dönmesi için bastırmıştı. İsrail 38 yıllık işgalinin ardından 2005 yılında Gazze’deki askerlerini ve yerleşimcilerini geri çekmişti. Bu bakanlara göre İsrail’in güvenliğini Gazze’ye girmelerine izin verilecek “yerleşimciler koruyabilirmiş.”

İsrailli bakanlar aşırı sağcı konferansta Netanyahu'ya bastırdı: Yerleşimciler Gazze'ye dönsünİsrailli bakanlar aşırı sağcı konferansta Netanyahu’ya bastırdı: Yerleşimciler Gazze’ye dönsün

Erdoğan: Harem-i Şerif’e giriş kısıtlanırsa sonucu çok ağır olur

Erdoğan’ın gündeminde Mescid-i Aksa ve çevresi olan Harem-i Şerif de vardı. Burası 2003’ten bu yana çok sık aralıklarla İsrailli askerler ve yerleşimcilerin baskınına uğruyor. Şimdi Ramazan yaklaştığı için Mescid-i Aksa’nın akıbeti de merak ediliyor. Erdoğan konuşması sırasında “Radikal İsrailli siyasetçilerin, Müslümanların Harem-i Şerif’e girişinin kısıtlanması yönündeki talepleri tam anlamıyla bir hezeyandır. Böyle bir adım atılmasının sonuçları şüphesiz çok ağır olacaktır” dedi. Geçen yıl nisan aylarında gerçekleşen Mescid-i Aksa baskınlarında Türkiye dahil pek çok ülke İsrail’i kınamaktan öteye geçememişti.

Bu arada Netanyahu Harem-i Şerif için kararını açıkladı. Netanyahu’nun ofisinden yapılan açıklamada İsrail’in Ramazan ayının ilk haftasında Harem-i Şerif’te ibadet edilmesine izin verilecek kişi sayısının geçen yıllarla aynı tutulacağını belirtti. Açıklamada Ben-Gvir başta olmak üzere aşırı sağcıların talep ettiği kısıtlamaların uygulanmayacağı vurgulandı. Açıklamada “Her hafta güvenlik ve emniyetle ilgili durum değerlendirmesi yapılacak ve buna göre bir karar alınacaktır. Ramazan Müslümanlar için kutsaldır, her yıl olduğu gibi bu yıl da Ramazan’ın kutsallığı korunacaktır” dendi.

Gazze’deki savaş Filistin Yönetimi’ni nasıl etkiledi?

Bu noktada biraz Abbas ve Filistin Yönetimi’nin savaştaki konumundan da bahsetmek gerekiyor. Erdoğan’ın konuşmasında “iki devletli çözüm”den bahsedilse de Hamas ve Filistin Yönetimi’nin bozuk ilişkisi geçmedi. Halbuki Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Erdoğan’ın Filistinli gruplar arasındaki ilişkilerde nasıl gelişmeler yaşandığı konusunda bizzat Abbas’tan bilgi alacağını belirtmişti.

Gazze’deki savaş uzun zamandır kendinden söz ettirmeyen Hamas’ın tekrar konuşulur olmasını sağladı. Savaşın başından bu yana Filistin Yönetimi’nin esamesi okunmazken Hamas iyi ya da kötü tüm dünyada mutlaka haber oluyor. Abbas ise Batı Şeria’da yaşı, iktidarın yolsuzlukları ve diyalog yoluyla iki devletli çözüme ulaşma konusunda yol kat edilememesi (Hamas’ın saldırısından önce Filistin Politika ve Anket Araştırmaları Merkezi’nin yaptığı kamuoyu yoklamasına göre Filistinlilerin yüzde 80’i Filistin Yönetimi’nin yolsuzluğa bulaştığını düşünüyor, yüzde 62’si ise Filistin Yönetimi’ni yük olarak görüyor) nedeniyle desteği büyük ölçüde kaybetmişken, bir de bu savaşın getirdikleriyle baş etmek zorunda.

Ve savaş kaçınılmaz olarak bir de soru doğurdu: Savaştan sonra Gazze’yi kim yönetecek? İsrail için sorunun cevabı basit, “güvenlikten emin olmak” amacıyla Tel Aviv’in sorumluluğunda bir yönetim. ABD’nin aklında ise daha farklı bir plan var: Gazze’yi Filistin Yönetimi’ne devretmek.

Abbas basın toplantısındaki konuşmada Filistin halkının ne Gazze’den ne de Batı Şeria’dan sürgün edilmesini kabul etmeyeceklerini belirterek “Gazze Filistin topraklarının ayrılmaz bir parçasıdır ve hiçbir şekilde işgal devletinin planlarının kabulü mümkün değildir. Barış ve güvenlik İsrail işgalinin son bulmasıyla mümkündür” dedi.

Dünya ateşkesi Mısır'da ararken Abbas Türkiye'ye geliyor: Masada neler olacak?Dünya ateşkesi Mısır’da ararken Abbas Türkiye’ye geliyor: Masada neler olacak?

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.