Netanyahu kabine ve koalisyonun çapraz ateşinde: Onlar bile ‘yeter yahu’ diyor
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Ortadoğu mesaisi yoğun bir şekilde sürüyor. Birleşik Arap Emirlikleri'nden Katar'a geçen Fidan buradaki basın toplantısında Batı'nın tutumunu eleştirerek savaşın sonucunun "ya kalıcı bir barış ya da daha büyük bir savaş olacağını" söyledi.
Hamas’ın saldırısı sonrası İsrail’in Gazze bombardımanı üç haftadır devam ediyor. Dünyanın büyük kısmı savaşın kara operasyonuna taşınarak insani krizi artırmaması için ateşkes çabası veriyor. Bu kapsamda dünya liderleri ve dışişleri bakanları son üç haftadır Ortadoğu’ya çeşitli ziyaretlerde bulunuyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan onlardan biri. Fidan Katar ziyaretinde İsrail ve Filistin arasında varılacak tek sonucun “ya kalıcı bir barışa ya da daha büyük bir savaş” olacağı vurgusunu yineledi.
Önce Birleşik Arap Emirlikleri’ne gidip Devlet Başkanı Al Nahyan ile bir araya gelen Fidan dün Katar’a geçerek Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ile görüştü. Temaslarının ardından da Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman ile ortak basın toplantısında konuştu.
Gazze’de sivil ayrımı gözetmeden okul, hastane ve camileri hedef almanın “insanlığa karşı işlenen bir suç” olduğunu söyleyen Fidan İsrail’in kara operasyonunu başlatmasının “vahşeti katliama çevireceğini” söyledi.
İsrail pazartesi günü Gazze’ye tank ve piyade birlikleriyle karadan girdi. Bu girişin rehineleri aramak için olduğu belirtildi. Ancak Savunma Bakanı Yoav Gallant, Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi ve İsrail ordusu sözcüsü Daniel Hagari kara operasyonuna hazır olduklarını söyleyip savaşın her an yeni aşamaya taşınabileceği mesajı veriyor.
Halevi “Hamas’ı tamamen tasfiye etmek istiyoruz. Güneydeki kara operasyonlarına iyi hazırlandık” açıklaması yapmıştı. Hagari de savaşın sonraki aşaması için “ordunun hazır ve kararlı” olduğunu, talimat beklediklerini söylemişti.
Fidan “Diğer Gazze kuşatmalarına nazaran bu sefer daha büyük yıkım ve ölüm yaşandığını görüyoruz. Özellikle elektriğin kesilmesi, temel insani malzeme girişinin önlenmesi daha büyük bir insani felakete yol açıyor. Gittikçe daha büyük bir risk senaryosunun içine düşüyoruz” dedi. Birleşmiş Milletler Filistinli mültecilere yardım ajansı UNRWA da yakıt yardımı yapılmazsa bugün faaliyetlerinin durabileceğini duyurdu. O haberin detaylarını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.
“Gazze’de toplu cezalandırmaya dönen saldırıları hiçbir şekilde kabul etmiyoruz” diyen Fidan İsrail’i bu yanlıştan bir an önce dönmeye çağırarak ateşkes ve insani koridorun önemine dikkat çekti. Fidan savaşın devam etmesiinin muhtemel sonuçlarını da yorumladı: “Ya daha büyük bir savaşa ya daha büyük bir barışa gideceğiz.” Fidan sözlerini “Kimileri bu yangına körükle gidiyor. Mevcut durumu önleyemezsek tüm dünya daha kötü bir yere gidecek” diye sürdürdü.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde Rusya’nın sunduğu ateşkes önergesine başta ABD olmak üzere Almanya ve Fransa da hayır oyu vermişti. Bu arada ABD’nin Doğu Akdeniz’e USS Ford ve Eisenhower savaş gemilerini konuşlandırdığı biliniyor. Washington İsrail’in Gazze’ye karadan girmesinin hemen ardından deneyimli askerlerini kent savaşlarında danışman olarak İsrail’e gönderdiğini söylemişti.
Hamas’ın Gazze’nin altında yıllardır geniş bir tünel ağı oluşturduğu biliniyor. Bu tünellerden biri imha edilse bile örgüt yenisini yapıyor. Kent savaşının başlaması İsrail’in Hamas’ın yıllar içinde kurduğu pusu ve tuzaklarla karşı karşıya kalması anlamına gelebilir.
Öte yandan şimdiye kadar ABD Başkanı Joe Biden ve Dışişleri Bakanı Antony Blinken, İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ve İtalya Başbakanı Giorgia Meloni İsrail’e gidip İsrail hükümetiyle dayanışma halinde olduklarını dile getirdiler. Hatta Blinken bu ziyaretlerinden birinde “Bir Yahudi olarak buradayım” minvalindeki söylemiyle Arap liderleri tarafından tepkiyle karşılanmış, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman Blinken ile planlı görüşmesini bir gün erteleyerek Blinken’ı Suudi Arabistan’da bekletmişti.
Fidan Türkiye’nin uluslararası topluluğa çağrısını “İki devletli çözüm için başta Batılılar olmak üzere ciddi çalışmalara başlanmalı. Özellikle Batılıların gerçekçi, rasyonel baskıda bulunması gerekiyor. Aksi takdirde bölgemiz daha büyük risklere gebe” sözleriyle duyurdu.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yoğun bir liderler diplomasisi yaptığını söyleyen Fidan “Cumhurbaşkanımız bu akan gözyaşı ve savaşın durması için yoğun bir gayret içerisinde” dedi. Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında yapılan telefon görüşmesinde cumhurbaşkanının Rus mevkidaşına “Batı’nın sessizliği Gazze’deki insani krizi büyütüyor” dediği aktarılmıştı.
Bununla birlikte Erdoğan savaşın başından bu yana Ortadoğu’ya hiç gitmedi. AKP TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada da İsrail’e gitme gibi bir planı olduğunu, ancak savaşta yaşananlardan sonra bu plandan vazgeçtiğini duyurdu. Şimdiye kadar Kahire’deki Liderler Zirvesi de dahil olmak üzere tüm ziyaretleri Fidan gerçekleştirdi. Erdoğan’ın ise hem İsrail hem de Filistin tarafıyla telefon görüşmeleri gerçekleştirdiği biliniyor.
Erdoğan İsrail ziyareti planının iptalini gerekçesini “İsrail devletiyle bir sorunumuz yok, ama İsrail’in uyguladığı mezalimi, devlet değil örgüt gibi hareket etme tarzını asla tasvip etmedik, etmeyeceğiz” diyerek açıkladı.
Şeyh Muhammed ise basın toplantısında Katar’ın Hamas’ın savaşın ilk gününde alıkoyduğu esirlerin serbest bırakılması konusunda umutlu olduğunu söyledi. “Taraflar arasında anlaşma sağlayabilirsek, yakın zamanda bir ilerleme kaydedeceğimizi umuyorum” diyen Şeyh Muhammed, müzakerelerin devam ettiğini söyledi.
Katar ve Mısır, rehinelerin serbest bırakılması için İsrail, ABD ve Hamas arasında savaşın başından beri arabuluculuk yapıyor. İsrail’in Ulusal Güvenlik Danışmanı Tzachi Hanegbi, daha önce X’ten yaptığı bir paylaşımda Katar’ı överek, söz konusu Körfez ülkesinin “insani çözümlerin kolaylaştırılmasında önemli bir taraf ve ortak” haline geldiğini söyledi.
Şu ana kadar ikisi ABD’li, ikisi İsrailli olmak üzere dört rehine serbest bırakıldı.