Utanç gemisinde son durum: Bibby Stockholm lejyonella bakterisi nedeniyle boşaltıldı
İngiltere'nin tepki çeken göçmen politikası, yüzer hapishane denen Bibby Stockholm adlı geminin Portland Limanı'na yanaşmasıyla tekrar tartışmaya açıldı. Bibby Stockholm'de, 18 ay boyunca, 500 erkek sığınmacı barındırılabilecek. İçişleri Bakanlığı bunun maliyet sebebiyle uygulandığını öne sürdü.
İngiltere’de hükümetin dünya çapında tepki çeken ve tartışılan göçmen politikası, Bibby Stockholm adlı dev yüzer geminin ortaya çıkmasıyla tekrar gündeme geldi.
18 ay boyunca 500 erkek sığınmacının barındırılacağı gemi, Dorset sahilindeki Portland Limanı’na yanaştı ve tartışma başladı. İngiltere İçişleri Bakanlığı, iltica sistemi üzerindeki baskı ve sığınmacıların otellerde barındırılmasının vergi mükelleflerine yarattığı maliyeti azaltmak amacıyla bu geminin kullanılacağını duyurdu.
• En az 18 ay boyunca 500 sığınmacıyı barındıracak gemi 222 odalı
• Portland Adası’na demirledi
• AA, gemiyi yerinde görüntüledi, ada sakinlerine mikrofon uzattıİngiltere'de sığınmacıların barındırılacağı "Bibby Stockholm" adlı dev gemi, hükümetin tartışmalı göçmen… pic.twitter.com/1SzEPnPFJA
— Anadolu Ajansı (@anadoluajansi) July 21, 2023
222 odalı gemi, bölge halkı ve insan hakları grupları tarafından protesto edilirken, hükümet bu gemide bulunma şartlarını şöyle açıkladı:
İngiltere’ye yasa dışı yollarla giren, 18-65 yaş arasındaki erkekler.
Yüzer hapishane olarak nitelenen gemiye gelecek ilk 50 kişilik grubun gelecek haftalarda gemiye yerleştirilmesi bekleniyor.
Ülkede göçmen yanlısı sivil toplum kuruluşları ve insan hakları örgütleri, sığınmacıların gemilerde barındırılmasının “insanlık dışı” olduğunu savunuyor. Göçmen yanlısı 50’den fazla örgüt ve kampanya, hükümetin sığınma talebinde bulunan kişileri barındırmak üzere kiraladığı “Bibby Stockholm” gemisinin sahibi Bibby Marine şirketine açık mektup yazdı.
Mektupta, şirketin transatlantik köle ticaretiyle kanıtlanmış tarihi bağlarına değinilerek, gemide uygulanacak gözaltı benzeri koşullara işaret edildi ve şirketin kamuoyuna açık yanıt vermesi istendi.
Ada sakinlerinden bazıları güvenlikle ilgili endişelerini dile getirirken, bazıları da böyle bir yaklaşımın “sığınmacıları hapishanede tutmakla eş değer” olduğu yorumunda bulundu. Portland Adası sakinlerinden 72 yaşındaki Paula, hükümetin göçmen politikasını eleştirerek, “Savaştan kaçan insanlar buraya korku içinde geliyor ve biz de onları kilit altına alıyoruz. Bence bu yüzen hapishane” değerlendirmesinde bulunuyor.
Sığınmacılara yönelik bu yaklaşımı ‘insanlık dışı’ bulduğunu söyleyen Paula, “Hükümetimin diğer insanlara davranış biçiminden utanıyorum. Şu anda bu konu hakkında konuşmaktan utanıyorum” ifadelerini kullandı.
Adanın genç sakinlerinden Sofia ise İngiliz hükümetinin sığınmacılarla ilgilenmesi fikrinin hoşuna gittiğini dile getirerek, “Ancak muhtemelen bunu bir gemiyle yapmaktan daha iyi bir şekilde yapabilirler çünkü sanki burada mahkûmlar gibi görünüyor” dedi.
Portland Adası’nın güvenliği konusundaki endişelerini dile getiren 72 yaşındaki Peter da “İnsanlar bir yerde yaşamak zorunda. Tek sorun, buraya tekneyle bu kadar çok insanın gelmesi ve hepsinin erkek olması. Aileler nerede? Eşler ve çocuklar nerede?” diye konuştu.
Bölge sakinlerinden Peter, Portland’ın bir ada olduğunu ve kendisinin bile burada kullandığı dile dikkat etmesi gerektiğini belirterek, “Hepsi bir arada aileler ve bunun gibi şeyler. Yani denizaşırı ülkelerden gelen biri için zor olur. Buradaki insanlar için de zor olur” dedi.
Ülke basınında yer alan haberlere göre, Portland sakinleri, geminin limana yerleştirilmesi sürecinde yerel topluma danışılmadığını belirtmiş ve geminin adada bulunmasına, sağlık hizmetleri gibi yerel hizmetler üzerindeki etkisinden endişe ederek karşı çıkmıştı.
Geçen hafta yapılan bir toplantıda Dorset Meclis Üyesi Laura Beddow, Portland Limanı’nın geminin yerleştirilmesi için yanlış yer olduğunu belirtmişti. Konseyin “ciddi endişeleri” bulunduğunu dile getiren Beddow, ancak yasal süreç başlatmaları durumunda dahi bunun başarılı olma ihtimalinin düşük olduğunu söylemişti.
İngiltere İçişleri Bakanlığı’ndan 5 Nisan’da yapılan açıklamada, iltica sistemi üzerindeki baskıyı ve Manş Denizi üzerinden yasa dışı göçmen geçişlerindeki önemli artışın vergi mükelleflerine maliyetini azaltmak amacıyla, dev bir geminin sığınmacıların barınması için kullanılacağı duyurulmuştu. Açıklamada, Portland Limanı’na yanaşacak ve en az 18 ay faaliyet gösterecek dev gemide, yaklaşık 500 bekar erkek sığınmacının barındırılacağı kaydedilmişti.
Sığınmacıların talepleri işleme alınırken aynı zamanda gemide konaklayacakları ifade edilen açıklamada, gemide temel ve işlevsel barınma, yemek ve sağlık hizmetinin sağlanacağı bildirilmişti.
Açıklamada, “Bibby Stockholm” adlı geminin, sığınmacıların otellere yerleştirilmesi durumunu azaltacağına değinilerek, aynı zamanda bu uygulamanın, daha düzenli, maliyeti daha az ve sürdürülebilir bir barınma sistemi sağlayacağına işaret edilmişti.
Öte yandan, açıklamada, talepleri reddedilen ve temyiz haklarını kaybeden kişilerin İngiltere’den çıkarılacağı vurgulanmıştı. İngiltere Başbakanı Rishi Sunak da daha önce yaptığı açıklamada, düzensiz göçmenlerin otellerde konaklamasının vergi mükelleflerine maliyetinin günde yaklaşık 6 milyon sterlini bulduğunu ve bunun sürdürülemez olduğunu bildirmişti.