Asitli suyla intihara kalkışan Afgan kız şimdi Pakistan’dan sınırdışı edilme tehlikesiyle karşı karşıya
Gerilimin hiçbir şekilde yatıştırılamadığı Ortadoğu'da İran ve Pakistan'ın karşılıklı saldırıları bölgede tansiyonu yükseltmişti. İki ülke gerilimin azaltılması konusunda anlaşmaya vardıklarını duyurdu.
İran’ın yarı resmi Tesnim Haber Ajansı, 16 Ocak’ta “Ceyşu’l Adl” örgütünün Pakistan’daki kamplarının füze ve insansız hava araçlarıyla hedef alındığını duyurmuştu. Pakistan Dışişleri Bakanlığı ise İran’ın 16 Ocak’ta sınırdaki Belucistan eyaletinin Panjgur bölgesine hava saldırısı düzenlediğini, 2 çocuğun hayatını kaybettiğini, 3 kız çocuğunun yaralandığını bildirmişti.
Saldırının ardından Pakistan perşembe günü erken saatlerde İran’ın sınır bölgesindeki bir köye füze saldırısı düzenlemişti. Tahran yönetimi Pakistan’ın füze saldırısında 3’ü kadın, 4’ü çocuk 9 kişinin öldüğünü açıklamıştı.
İslamabad yönetimi iki ülkenin birbirlerinin topraklarındaki “militan hedeflere” ölümcül hava saldırıları düzenledikten sonra gerilimi azaltma konusunda anlaştıklarını söyledi.
İki ülkenin sınırını oluşturan Belucistan’da nadiren gerçekleşen askeri eylemler, Gazze Savaşı’yla zaten alevlenmiş olan bölgesel gerilimi daha da artırmıştı. Birleşmiş Milletler (BM) ve ABD itidal çağrısında bulunurken Çin de arabuluculuk yapmayı teklif etmişti.
Ancak arabuluculuğa gerek kalmadan Pakistan Dışişleri Bakanı Jalil Abbas Jilani ve İranlı mevkidaşı Hüseyin Emir Abdullahiyan telefonda yaptıkları görüşmenin ardından “terörle mücadele ve iki tarafı ilgilendiren diğer konularda yakın koordinasyonun güçlendirilmesi gerektiği” konusunda mutabık kaldılar.
Pakistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan görüşme özetine göre “Ayrıca durumun gerginliğini azaltma konusunda da mutabık kalındı” ifadelerine yer verildi.
Görüşmenin ardından açıklama yapan Abdullahiyan “Pakistan’daki terörist kamplarının etkisiz hale getirilmesi ve yok edilmesi için iki ülkenin işbirliği şarttır” dedi. Böylelikle birçok analistin Ortadoğu’da gerilimin giderek arttığı bu süreçte her iki tarafında da gerilimi yatıştıracağına yönelik tahminleri tutmuş oldu.
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nden Antoine Levesques “Yeni durumun sonucu iki ülkenin görünüşte ve sembolik olarak (saldırılarda) eşitlenmiş olmasıdır” dedi.
Pakistan Başbakanlık Ofisi’nden yapılan açıklamada, başkent İslamabad’da Başbakan Anvarul Hak Kakar liderliğinde, hükümete güvenlik ve dış ilişkilerde tavsiyede bulunan Ulusal Güvenlik Komitesi toplantısının düzenlendiği bildirildi. Açıklamada katılımcılara, İran ile Pakistan arasındaki mevcut durumu etkileyen siyasi ve diplomatik gelişmeler ve bunun bölgedeki güvenliğe etkisiyle ilgili bilgi verildiği aktarıldı. Pakistan ordusunun ülkenin egemenliğinin sebepsiz ve hukuksuz şekilde ihlal edilmesine karşı verdiği profesyonel yanıta övgüde bulunulan açıklamada Pakistan halkının güvenlik ve emniyetinin büyük önem taşıdığı vurgulandı.
Sınırlardaki son durum ve bu tür ihlallere karşı kapsamlı şekilde cevap vermek için gereken hazırlıklar hakkında katılımcılara bilgi verildiğine işaret edilen Başbakanlık açıklamasında “Toplantıda, iki ülkenin karşılıklı olarak diyalog ve diplomasi yoluyla küçük huzursuzlukların üstesinden gelebilecekleri ve tarihi ilişkilerini daha da derinleştirmenin yolunu açabilecekleri sonucuna varıldı” dendi.
Pakistan ile İran arasında çok sayıda iletişim kanalı bulunduğuna dikkati çekilen açıklamada, bölgesel barış ve istikrar doğrultusunda İslamabad ve Tahran’ın birbirlerinin güvenlik endişelerini gidermek için bu iletişim kanallarını kullanması gerektiği kaydedildi.
Başbakan’dan: İlişkiler 16 Ocak öncesine dönmeli
Öte yandan, Başbakan Kakar, Bakanlar Kurulu toplantısında yaptığı açıklamada, Pakistan ile İran’ın tarihsel olarak kardeşlik ve işbirliği ilişkilerine sahip olduğunu belirtti.
Kakar, İslamabad ile Tahran arasındaki ilişkilerin 16 Ocak öncesine dönmesi için adımlar atılmasının her iki ülkenin de menfaatine olduğunu vurgulayarak “Bu bağlamda Pakistan, İran tarafından gelen tüm olumlu tedbirleri memnuniyetle karşılayacak ve karşılık verecektir” diye konuştu.
Bu arada dün gün içerisinde Pakistan Başbakanı Anvarul Hak Kakar kurmayları ve istihbarat şefleriyle acil bir güvenlik toplantısı düzenledi. Kakar, saldırıların ardından İsviçre’nin Davos kentinde düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’na yaptığı ziyareti yarıda kesmek zorunda kaldı.
Saldırıların ardından arayı yumuşatma girişimini ilk olarak diplomatlar başlattı. İranlı diplomat Seyid Resul Musevi, X’ten yaptığı açıklamada, iki ülke arasındaki tansiyondan sadece “İran ile Pakistan’ın düşmanları ve teröristlere fayda sağlayacağını” söyledi.
Pakistan Dışişleri Bakanlığı Afganistan ve Batı Asya’dan Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Rahim Hayat Kureyşi, sosyal medyadan Musevi’nin duygularını paylaştığını kaydederek, iki ülke arasındaki tüm meselelerin pozitif diyalogla çözülmesi gerektiğine işaret etti. Kureyşi iki ülke arasındaki ikili ilişkileri tanımlayan güveni onarmanın önemli olduğunun, terör dahil ortak zorluklarla mücadelenin koordineli eylem gerektirdiğinin altını çizdi.
Pakistan’ın Tahran Büyükelçisi Muhammed Müdessir de ülkesiyle İran arasındaki işbirliği ve karşılıklı güvenin karmaşık bölgesel ortamda barış ve istikrar için çok önemli olduğunu vurguladı.
Ortadoğu’da gerilim tırmanmaya devam ederken iki ülkenin karşılıklı saldırılarında militan hareketlerin on yıllardır kaynadığı kurak bir bölgeyi ikiye bölen sınırın her iki tarafından da çoğu kadın ve çocuk olmak üzere toplam 11 kişinin öldüğü bildirilmişti.
İran’da terör örgütü kabul edilen Ceyşu’l Adl “Sünni Beluç halkının haklarını savunduğunu” öne sürerek ülkenin güneydoğusundaki Pakistan sınırında yer alan Sistan-Beluçistan eyaletinde zaman zaman İran’a karşı silahlı eylemler düzenliyor.
Örgüt içerisinde Beluçların yanı sıra Kürt, Arap ve Farslar başta olmak üzere İran’ın çeşitli bölgelerinden gelen Sünni savaşçılar yer alıyor. Dini söylemlerle hareket eden grup İran’da rejim karşıtı faaliyetleriyle biliniyor.