İsrailli rehine aileleri yakınlarını geri istiyor: Netanyahu üstüne düşeni yapmalı
İsrail ve Hamas arasında anlaşmaya varılamadı, ateşkes bozuldu. Gazze gece boyunca yeniden bombalandı. İsrail'de başbakanlık ofisi İsrail'in müzakerelere katılan heyetinin Katar'dan ayrıldığını açıkladı. Macron Katar'da, Erdoğan ise Katar yolcusu.
Katar savaşın başından bu yana İsrail ve Hamas arasında esir takası için arabuluculuk faaliyeti yürütüyor. Bu çabaları sonucunda da pek çok İsrailli rehineyle Filistinli mahkum serbest bırakıldı. Ayrıca yedi günlük ateşkes sırasında Gazze’ye daha çok insani yardım girebildi, Filistinliler kaybettikleri yakınlarını “bomba yağacak” korkusu olmadan gömebildi. Ancak aranın sonuna gelindi, cuma sabahı ateşkes bozuldu.
İsrail, Hamas’ı “rehin tutulan tüm kadın ve çocukların iadesini içeren anlaşmanın kendisine düşen kısmını yerine getirmemek”le, Hamas ise İsrail’in anlaşmayı yokuşa sürmeye çalışmakla suçladı. İsrail’in geri çağırdığı heyet istihbarat teşkilatı Mossad’dandı. Ekibi geri çağıranın da teşkilatın başındaki David Barnea olduğu belirtildi.
Görüşmelerle bilgi sahibi bir kaynak CNN International’a müzakerelerin bozulmasında İsrail’in bir grup kadın rehinenin serbest bırakılmasında ısrar etmesinin ancak Hamas’ın bunu reddetmesinin etkili olduğunu söyledi. Kaynağa göre görüşmeler çıkmaza girince Hamas erkeklerin serbest bırakılmasını görüşmek için bastırmış. Ancak İsrail bunu reddetmiş ve önce tüm kadınların serbest bırakılması gerektiğini vurgulamış.
Müzakerelerin sona ermesinden İsrail ve ABD’yi sorumlu tutan Hamas İsrail’in Gazze bombardımanı sırasında hayatını kaybeden rehinelerin cesetleriyle mahkumları takas etmeyi kabul etmediğini söyledi. Hamas’ın siyasi büro başkan yardımcısı Salih El Aruri El Cezire’ye müzakerelerin sona erdiğini doğrulayarak ateşkes sağlanana kadar başka rehine bırakılmayacağını açıkladı.
Şu anda Hamas’ın elinde bulunan rehinelerin büyük kısmının eski ya da görevli askerler olduğunu söyleyen El Aruri yetişkin erkeklerin Hamas tarafından “farklı standartlara tabi tutulacağını” da sözlerine ekledi. El Aruri “İlk günden beri söylüyoruz, Siyonist esirleri serbest bırakmanın bedeli tüm Filistinli mahkumların serbest bırakılmasıdır” dedi.
İsrailli ve ABD’li yetkililer ise Hamas’ın Nova müzik festivalinde kaçırdığı çoğu 20’li ve 30’lu yaşlardaki kadınları rehin tutmaya devam ettiğine inanıyor. İsrail ordusu cuma günkü açıklamasında Gazze’de hâlâ 17’si kadın ve çocuk, 136 rehine olduğunu söylemişti. Hamas serbest bırakmadığı kadınlardan bazılarının İsrail ordusundan olduğu konusunda ısrar ederken İsrail iddiayı reddediyor.
İsrail heyetini Katar’dan çağırırken Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron bugün Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ile Katar’da bir araya geldi.
Macron Katar’a geçmeden önce Dubai’deki Cop28 iklim zirvesinde düzenlediği basın toplantısında İsrail’in 10 yıl sürecek bir savaş başlatma riskiyle karşı karşıya olduğunu söyleyerek “Hamas’ın tamamen yok edilmesi ne demek? Bunun mümkün olduğunu düşünen var mı? Bu mümkünse savaş 10 yıl sürecek demektir” dedi. Bu da Macron’un savaşın bitirilmesine ilişkin talebini bir kez daha gözler önüne serdi.
Fransız lider daha sonra Katar’a geçti ve burada beş saat mola verdi. Ne var ki mola İsrail’in Katar’daki heyetini çekmesinin ardından geldi. Analistler Macron’un Dubai ve Doha ziyaretlerinin Fransız hükümetinin çatışmaya müdahale etmekte zorlandığının göstergesi olduğunu söylüyor. Akdeniz Ortadoğu Araştırma ve Çalışmaları Enstitüsü Başkan Yardımcısı Agnes Levallois “Fransa ve Macron bu krizdeki yerini tam olarak bulmuş değil” diyor.
Macron savaşın başında İsrail’in kendini savunma hakkı olduğunu söyleyerek hem Tel Aviv’e, hem de Kudüs’e gitmişti. Ancak savaşın ilerlemesiyle geri adım atan Macron ateşkes vurgusu yapmaya başladı.
Öte yandan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yarın Katar’da olacak. Ağırlıklı olarak Türkiye-Katar arasındaki ekonomik ilişkilerin görüşüleceği tahmin edilen ziyarette İsrail ve Hamas arasında yeniden ateşkes sağlanıp sağlanamayacağı da konuşulacak. Hamas Taylandlı rehinelerin yedi günlük ateşkeste serbest bırakılmasında Erdoğan’ın payı olduğunu söylemişti.
ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris cumartesi günü Cop 28 iklim zirvesinin üçüncü gününde Al Sani ile görüşmesinin ardından gazetecilere Katarlı ve ABD’li arabulucuların çatışmaları geçici olarak durdurmanın bir yolunu bulmaya çalıştıklarını söyledi. Harris “Rehineleri kurtarmak ve yardımları ulaştırmak amacıyla çatışmalara ara verilmesini yeniden sağlayabilmek ve ileriye dönük anlaşma yapabilmek için çalışmalarımız devam ediyor” dedi.
ABD’nin İsrail’in Gazze’deki operasyonlarını desteklediğini söyleyen Harris sivillerin çektiği acıya da değinerek “Kendini savunurken bunu nasıl yaptığın önemlidir. Çok sayıda masum Filistinli öldürüldü. Açıkçası sivillerin çektiği acının boyutu ve Gazze’den gelen görüntüler yıkıcı” dedi. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ise ABD’nin desteğini memnuniyetle karşılamakla birlikte, özellikle Harris’in savaş sonrasında Filistin Yönetimi’nün kontrolü altındaki bir Gazze görmek istedikleri sözlerine “Nihayetinde bu bizim savaşımız. Sonuçta kararları vermek bize düşüyor ve kararları biz veriyoruz. ABD’li dostlarımızı ikna etmeye çalışıyoruz ve çoğu zaman da başarılı oluyoruz. Umarım ve inanıyorum ki gelecekte de bu böyle olacak” dedi.
Ateşkes bozulduğundan bu yana İsrail ordusu Gazze’ye pek çok hava saldırısı düzenledi. Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre bu saldırılarda 200’den fazla Filistinli hayatını kaybetti, Gazze ve Batı Şeria’daki toplam ölü sayısı ise 15 bini aştı. Filistin Yüksek Öğrenim ve Bilimsel Araştırma Bakanlığı’nın açıklamasına göre ölenler arasında Filistinli bilim insanı ve Gazze İslam Üniversitesi rektörü Dr. Sufyan Tayeh de var. Açıklamaya göre saldırılarda Tayeh ailesiyle birlikte öldürülmüş.
Öte yandan Hamas’ın askeri kanadı El Kassam Tugayları da Gazze’nin kuzeyinden Tel Aviv’e roket saldırıları başlattı. Örgüt saldırıların “Siyonistlerin sivilleri hedef aldığı katliamlara” yanıt olduğunu söyledi.
İsrail ordusu, Gazze’nin ikinci büyük kenti Han Yunus ve çevresindeki bölgenin boşaltılmasını emretti ve saldırılarını, Hamas liderlerinin saklandığını iddia ettiği güneye çevirdi. Han Yunus ve güneyindeki Refah kenti gece boyunca ve bugün ağır bombardımana tutuldu. Birleşmiş Milletler, sivillerin çektiği acıların “katlanılamayacak seviyelerde” olduğunu söyleyerek savaşa son verilmesini istedi.
El Cezire için Han Yunus’tan haber geçen Hani Mahmud, İsrail’in Cibaliye mülteci kampına düzenlediği son saldırıda “onlarca insanın öldüğünü ve pek çok insanın enkaz altında kaldığını” söylüyor.
Netanyahu dün geceki basın toplantısında savaşın kaldığı yerden devam edeceğini söyledi. İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant da dakika farkıyla ayrı basın toplantısı düzenleyerek açıklama yaptı. Bu gazetecilerin de ilgisini çekti, Netanyahu’ya neden iki ayrı basın toplantısı düzenlendiği soruldu. İsrailli lider “Savunma bakanına bu akşam ortak basın toplantısı düzenlemeyi önerdim. O kendi kararını verdi. Önemli olan kamuoyunun bizi duyması” diyerek yönetimin savaştaki hedeflere ulaşmak için “birlikte çalıştığını” söyledi.
Savaşın başlamasına sebep olan sürpriz 7 Ekim saldırısı için hükümetin neredeyse her kolu sorumluluk kabul ederken Netanyahu bu zamana kadar suçu diğer yetkililere attı, İsrail halkının “istifa” çağrılarına kulak tıkadı. Bir gazeteci son anketlerde popülaritesinin düştüğüne dikkat çekerek Netanyahu’ya savaştan sonra istifasını verip vermeyeceğini sordu.
“Ben anketlerle uğraşmam” cevabı veren Netanyahu “İsrail vatandaşlarından devleti yönetme yetkisi aldım. Günlük anketlere göre çalışsaydık bir gün bile burada olamazdım” diyerek istifa etmeyeceğinin altını çizdi.