Japonya’da ‘akiya’ salgını: Dokuz milyon ev boş

Japonya'nın yaşlanan nüfusu ve azalan doğum oranları kullanılmayan ev sayısını dokuz milyona çıkardı. Evlerin bakımının yapılamaması depreme karşı daha dayanıksız, değersiz ve eski yapıların ülkeyi sarmasına neden oluyor.

Dünya 8 Mayıs 2024
Bu haber 7 ay önce yayınlandı
Akiya evlerinden birine örnek. Fotoğraf: Shutterstock

Asya’nın düşük evlilik ve doğum oranlarından muzdarip ülkelerinden biri de Japonya. Güney Kore ve Çin bu listeye çok yeni girmişken Japonya uzun yıllardır azalan doğum oranlarıyla mücadele etmeye çalışıyor ve başarılı olduğu da söylenemez. Bunun yansımaları uluslararası basında daha çok “yetişkin bezlerindeki artış üzerinden” ele alınsa da ortada büyük bir boş ev sorunu olduğu görülüyor: Ülkedeki boş ev sayısı dokuz milyona ulaşmış durumda. Yani Ankara ve İzmir’deki insanların hepsine yetecek kadar ev boşta.

İçişleri ve İletişim Bakanlığı’nın derlediği verilere göre ülkedeki konutların yüzde 14’ü boş durumda. Nomura Araştırma Enstitüsü ise ülkedeki akiya evlerin sayısının 11 milyonu bulduğunu ve son 10 yılda ülkedeki evlerin yüzde 30’unun bu evlerden oluştuğunu söylüyor. Bu verilere iki evi olanlar ve sahipleri yurtdışında çalıştığı için geçici olarak boşaltılmış mülkler dahil. 4.4 milyondan fazla ev kiraya verilmeye hazır olsa da uzun zamandır boş ve merkezden uzak yerlerde. Bunlardan 3.8 milyonunun durumu bilinmiyor ve sadece 330 bini satılığa çıkarılmış.

Terk edilmiş evlerin adı var

Japonya’da terk edilmiş evlere “akiya” deniyor. Bu ifade eskiden kırsal alanlarda kalmış, terk edilmiş konutları ifade ediyordu. Ama artık başkent Tokyo ve eski başkent Kyoto’da akiyaların sayısı arttı. CNN International’a konuşan uzmanlar sayıları giderek artan mülklerin geleneksel akiya evlerinin aksine harabeye bırakılmadığını, hükümet ve toplum için başka sorunlar teşkil ettiğini vurguluyor. Bu durum, bir yandan yaşlanan nüfusla diğer yandan da düşük doğum oranlarıyla boğuşan hükümet için sorun yaratıyor. Uzmanlar sorunun başka ülkelerde görülen “fazla ev inşa etme” sorunundan kaynaklanmadığını, bizzat nüfusun azalmasının bir belirtisi olduğunu söylüyor.

2022’deki son nüfus sayımında Japonya’nın nüfusu yaklaşık 800 bin azalarak 125.4 milyona gerilemişti. Resmi verilere göre 2023 yılında yeni doğanların sayısı üst üste sekizinci kez düşerek rekor seviyeye ulaştı. Japonya’da doğum oranları yıllardır 1.3 civarında seyrediyor. Halbuki istikrarlı bir nüfusa sahip olmak için gerekli olan sınır 2.1. İçişleri ve İletişim Bakanlığı 15 yaş altındaki çocuk sayısının üst üste 43’üncü yılında da azalarak 14 milyona geriledi. Tüm bunlar çok fazla ev ve çok az insan sorununun bir süre daha devam edeceği anlamına geliyor.

Deprem ve tsunamilere karşı tehlike yaratıyor

Sorunlar arasında nüfusları azalan kasabaların canlandırma girişimlerinin tıkanması, bakımlarının yapılamaması nedeniyle evlerin potansiyel bir tehlike haline gelmesi ve deprem, tsunami gibi felaketlere çok açık olan ülkede kurtarma ekiplerinin afet anında işini zorlaştırma gibi riskler taşıyor. Çünkü deprem ya da tsunami meydana geldiğinde boş evlerin yıkılıp tahliye yollarını kapatma olasılığı taşıyor.

Tokyo Şehir Üniversitesi’nde mimarlık fakültesinde profesörlük yapan Yuki Akiyama örneğin ocak ayında İşikava’nın merkezindeki Noto Yarımadası’nı vuran 7.5 büyüklüğündeki depremde de boş evlerin sorunlara yol açtığını söyledi. Depremin meydana geldiği bölgenin akiya evlerle dolu olduğunu söyleyen Akiyama bunun deprem sırasında bölge sakinleri için deprem sonrasında da yeniden yapılanma süreci için zorluklar yarattığını söyledi.

Akiyalar genelde nesiller boyu aktarılan evlerdir. Halbuki Japonya’da doğum oranı düştüğü için pek çok kişinin evlerini miras bırakabilecekleri bir varisi kalmadı. Çocuğu olanların da şehirlere ya da başka ülkelere taşınmış, kırsal bölgelere dönmeye niyeti olmayan gençlere bırakılacağını söylüyor.

Bazı evlerin kime ait olduğu bile bilinmiyor

Yerel yöneticilerin kötü kayıt tutmaları nedeniyle bazı evlerin sahiplerinin kim olduğu bilinmiyor. Kayıtların düzgün olmaması hükümetin hızla yaşlanan kırsal toplulukları canlandırmasını zorlaştırıyor, daha hareketli bir yerde yaşamak isteyen gençlerin de pazarlık peşinde koşan yatırımcıların da kasabalara çekilmesi zorlaşıyor. Mülklerin dokunulmadan kalması, bölgede geniş ölçekli değişiklikler yapılamamasından kaynaklı kasabaların değerini de düşürüyor.

Japonya’nın vergi politikaları nedeniyle bazı ev sahipleriyse mülklerini kentsel dönüşüme sokmaktansa ellerinde tutmayı daha az maliyetli buluyor. Zaten evlerini satmak isteseler bile alıcı bulmaları da kolay olmuyor. Kanda Üniversitesi’nin Uluslararası Çalışmalar bölümünde okutman olan Jeffrey Hall CNN International’a terk edilmiş evlerin çoğunun toplu taşıma araçlarına, sağlık hizmetlerine ve hatta marketlere çok uzak olduğunu belirtiyor.

Yabancıların evleri alması o kadar kolay değil

Öte yandan çoğu yabancılardan oluşan bir grubun ucuz Japon evlerini satın alarak misafirhanelere ya da kafelere dönüştürdüklerini gösteren videolar son zamanlarda sosyal medyada viral oldu. Ancak bunun da bazı zorlukları olduğu anlaşılıyor. Hall, gerçekte bu evlerin çoğunun yabancılara satılmadığını, satılacak olsa bile idari işlerin uğraştırıcı olması ve Japoncayı çok iyi konuşup okumayan biri için kolay geçmediğini söylüyor.

Akiyama, akiya evlere en açık bölgeleri tahmin etmek için yapay zeka algoritması geliştirdi ancak sorunun sadece Japonya’da değil ABD’de ve Avrupa’daki bazı ülkelerde de görüldüğüne dikkat çekiyor. Bununla birlikte Japonya’nın geleneksel mimarisinin durumu daha da kötüleştirdiğini söylüyor. Japonya’daki evlere uzun ömürlü oldukları için değer verilmediğini ve insanların genellikle tarihi binalarda yaşamaya değer vermediklerini söyledi, evler ne kadar yeniyse fiyatların o kadar da yüksek olduğunu anlattı.

Asya'yı Pasifik'te savaş değil, düşük doğum oranları bitirecekAsya’yı Pasifik’te savaş değil, düşük doğum oranları bitirecek

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.