‘Trump’a fısıldayan adam’ Rutte NATO’nun yeni genel sekreteri
Eski Hollanda Başbakanı Mark Rutte NATO Genel Sekreterliği görevini bugün Jens Stoltenberg’den resmen devraldı. Krizlerin ortasındaki dünyada NATO nelerle sınanacak?
Eski Hollanda Başbakanı Mark Rutte NATO Genel Sekreterliği görevini bugün Jens Stoltenberg’den resmen devraldı. Görevi devralmasının ardından konuşan Rutte NATO’yu geleceğin zorluklarına hazırlamaya kararlı olduğunu vurguladı. NATO Genel Sekreteri sıfatıyla yaptığı ilk konuşmasında Rutte’nin verdiği Türkiye mesajı da dikkat çekti. Rutte, hem silah satışına itirazını hem de terörle mücadelenin öneminin altınız çizdi.
Rutte’nin göreve başlaması 32 üyeli ittifak için kritik bir zamana denk geliyor. Kendisi de görevi devralırken önceliğinin Ukrayna ve Pasifik olacağını vurguladı, eski ABD Başkanı Trump’ın yeniden seçilme ihtimalinden de endişelenmediği söyledi. Rutte aynı zamanda Türkiye ile ilişkilerde terörle mücadele vurgusu yaptı. İsrail’in Lübnan harekatı da gündemdeydi. NATO Genel Sekreterliğini Mark Rutte’ye devreden Jens Stoltenberg de İsrail’in Lübnan’a başlattığı kara operasyonuyla ilgili konuştu. Stoltenberg NATO’nun Lübnan’daki durumla ilgili derin endişe duyduğunu vurgulayarak müttefiklerin hem Gazze hem de Lübnan’da gerginliği azaltma ve siyasi çözüm çabalarını desteklediğini söyledi.
Görev teslimi öncesinde konuşan Stoltenberg “NATO’nun orada belirli bir rolü yok” diye ekledi. Genel Sekreter Brüksel’deki NATO karargahında Rutte’ye görevi teslim etmesi için düzenlenen tören öncesinde basına açıklama yaptı. Stoltenberg şunları kaydetti: “Bu nedenle elbette bir İttifak olarak, oradaki tüm ortaklarımızla temas halindeyiz. Elbette düşmanlıkların mümkün olan en kısa sürede sona ermesini umuyoruz. Orta Doğu’da ve Lübnan’da gördüğümüz tırmanıştan derin endişe duyuyoruz. Bu nedenle NATO müttefiklerinin hem Gazze’deki devam eden düşmanlıklara hem de Lübnan’daki duruma yönelik gerginliği azaltma ve siyasi bir çözüm bulma çabalarını destekliyoruz.”
NATO’nun yeni Genel Sekreteri Mark Rutte önceliklerinin Ukrayna başta İttifak’ın caydırıcılığını artırma, daha fazla savunma yatırımı yapma, Uzak Doğu da dahil olmak üzere NATO ortaklıklarını geliştirme olacağını söyledi. Rutte Brüksel’deki NATO karargahında görevi Jens Stoltenberg’den devralacağı tören öncesinde basına değerlendirmelerde bulundu. “Çalışmaya başlamak için sabırsızlandığını belirten Rutte, Stoltenberg’e NATO’yu daha güçlü ve birleşik bir hale getirdiği için teşekkür etti. Stoltenberg’e hitabında yeni NATO Genel Sekreteri “İkimiz de güçlü bir transatlantik bağın ittifakımızın temeli olduğuna inanıyoruz ve sizi temin ederim ki bunun kaya gibi sağlam kalması için elimden geleni yapacağım” dedi.
Rutte görevi boyunca üç konuya öncelik vereceğini dile getirdi.
Rutte üç önceliği arasında önem ayrımı yapmanın zor olduğunu söyledi. Yeni Genel Sekreter “Elbette Ukrayna listenin başında. Ayrıca kolektif savunmamız ve caydırıcılığımız açısından daha fazlasını yapmamız gerekiyor. Daha fazla yatırım yapmalı, (müttefikler arasındaki) yetenek açıklarını kapatmalı ve NATO’nun belirlediği tüm hedeflere ulaşmaya çalışmalıyız. Üçüncüsü, Uzak Doğu da dahil olmak üzere yıllar içinde kurulan NATO ortaklıklarını gerçekten geliştirdiğimizden emin olmak için daha fazlasını yapmalıyız. Bu yüzden üçünün de eşit derecede önemli olduğunu düşünüyorum. Ancak açıkçası Ukrayna zihnimizde çok fazla yer tutuyor” diye konuştu.
Rutte, törenden sonra da açıklamalarda bulundu. Ukrayna konusunda şunları söyledi: “Şahsi tecrübemden biliyorum. Ukrayna’da çatışma cephe hatlarıyla sınırlı değil. 10 sene önce ülkemde bir trajedi yaşandı ve bir daha hiç yaşanmamalı. Ukrayna bir meşru müdafaa savaşı vermektedir ve bu da Ukrayna’nın kendini savunma hakkına sahip olduğu anlamına gelmektedir. Bildiğimiz üzere uluslararası hukuka göre bu hak sınırda sona ermez. Bu da Ukrayna’nın kendini savunma hakkını desteklemenin, saldırgan topraklardaki meşru hedefleri vurmalarının da mümkün olduğu anlamına geliyor.”
Bu konudaki nihai kararın müttefik ülkelere ait olduğunu kaydeden Rutte, “Bu bana bağlı değil. Bu, Ukrayna ile ilişkilerinde tek tek müttefiklere kalmış bir şeydir. Ayrıca tek bir silahın tek başına savaşı kazandırmayacağı konusunda da net olmalıyız” ifadesini kullandı. Rutte, ABD’den Ukrayna’ya sağlanan askeri yardımların büyüklüğüne işaret ederek, “ABD ve liderleri, Ukrayna’nın kendini savunma hakkını desteklemek için 10 milyarlarca dolar harcadılar. Açık konuşalım, ABD’nin desteği olmasaydı Ukrayna bugün muhtemelen bir ülke olarak var olamazdı” değerlendirmesinde bulundu.
Rutte, “Güneydeki etkin bölgemizde istikrarı teşvik etmek için Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Sahel bölgelerindeki ortaklarımızla etkileşimimizi artıracağız. Ülkelerimize ve halklarımıza yönelik terör tehdidiyle mücadele etmek için daha fazlasını yapmalıyız” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin terörle mücadele ve müttefikler arasında ambargoların kaldırılmasına ilişkin beklentileriyle ilgili bir soru üzerine Rutte, Hollanda Başbakanı olarak görev yaptığı süre boyunca Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile birlikte çalıştıklarını hatırlattı.
Rutte, “Yakın arkadaş olduğumuzu ve terörle mücadele konusunda hemfikir olduğumuzu söyleyebilirim. Terörle mücadelenin NATO bağlamında da ele almamız gereken bir konu olduğu açıktır” dedi. Terörle mücadelede Cumhurbaşkanı Erdoğan ile çalışmaya “açık” olduğunu dile getiren Rutte, “Bu konuda birlikte çalışmamız gerekiyor. Bunu yapacağız” diye konuştu. Rutte, müttefikler arasındaki silah satın alımlarında sınırlama olmamasının önemli olduğunu da vurgulayarak, “Bu konuda da bir hassasiyet var ve bu konuda da çalışmamız gerekiyor” değerlendirmesini yaptı. NATO müttefikleri arasında silah ambargosu yalnızca Türkiye’ye uygulanıyor.
Rutte ABD’de 5 Kasım’da yapılacak başkanlık seçimlerine de değindi. NATO’nun en büyük korkularından biri Eski ABD Başkanı ve Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump’ın yeniden seçilme ihtimali. Ancak yeni Genel Sekreter bu konuda “rahat” olduğu mesajını verdi. Zaten Rutte’ye bu denli sıcak bakılmasının nedenlerinden biri de Trump ile iyi ilişkileriydi. Olası bir Trump döneminde başkanı itidal çizgisine çekebilecek bir isim olarak Rutte öne çıkmıştı.
Trump’ın galip gelmesi ihtimaliyle ilgili herhangi bir endişe taşıyıp taşımadığıyla ilgili soru üzerine de Rutte şunları söyledi: “Endişelenmiyorum. Her iki adayı da çok iyi tanıyorum. Trump ile dört yıl çalıştım. Bizi (savunma için) daha fazla harcama yapmaya zorlayan oydu ve başardı. Çünkü gerçekten de şu anda 2017’nin başlarında göreve geldiğinden çok daha yüksek bir harcama seviyesindeyiz. Ayrıca bizi Çin konusunda da zorluyordu ve bence orada da haklıydı. Elbette Kamala Harris’in başkan yardımcısı olarak harika bir geçmişi var, çok saygı duyulan bir lider. Bu yüzden her ikisiyle de çalışabileceğim.”
Çünkü ittifak Trump’ın yeniden seçilmesi durumunda dağılma aşamasına gelmekten endişe ediyor. Eski ABD Başkanı kendi döneminde de seçim sürecinde de ittifaka eleştirilerini hep üst perdeden dile getirdi. “Üst perde” zaman zaman tehdit tonuna da ulaştı. Trump ittifak üyelerinin artırmadığı savunma harcamalarının ABD’nin omuzlarına yük olduğunu düşünüyor. Bu yüzden de savunma harcamalarını taahhüt edilenin altında tutan müttefiklere “Rusya’yı size saldırsın diye kışkırtırım” tehdidinde bulunuyor. Hatta olası bir Trump döneminde NATO liderliğinin Avrupa’ya kayma ihtimali bile söz konusu ancak Washington burada da ipleri bırakmayacağından endişe hali de sürüyor.
Stoltenberg de 10 yıl sonra görevi devrederken karışık duygular içinde olduğunu söyledi. “Harika bir halef geliyor” diyen Stoltenberg şunları kaydetti: “10 yıldır hizmet ettiğim bir ittifaktan ve organizasyondan, birlikte çalıştığım tüm insanlardan, tüm uluslardan ayrılmak zor. Elbette bunu özleyeceğim ancak birlikte çok şey başardığımızı bilerek ayrılıyorum.Bu 10 yıl boyunca, NATO’nun en büyük takviyesini yaptık. İttifak’ın doğu kanadında daha yüksek hazırlık seviyesinde, daha fazla askerle kolektif savunmamızı güçlendirdik. Tabii ki savunmaya Gayri Safi Yurtiçi Hasılalarının (GSYH) yüzde 2’sini harcayan müttefiklerin sayısı 3’ten 23’e çıktı. Kuzey Makedonya, Karadağ, Finlandiya ve İsveç gibi dört yeni üyeyi ekledik. Yani ailemiz daha büyük. Tabii ki 2014’te Ukrayna’ya yalnızca ‘marjinal’ destek sağlıyorduk. Şimdi ise Ukrayna’ya büyük destek sağlamaya, NATO’nun Almanya’daki yeni komutanlığıyla Ukrayna’ya desteği koordine etmeye geçtik. Yani dünya değiştikçe NATO değişti.”
Stoltenberg, Rutte’ye “İyi arkadaşım Mark” diye hitap ederek” NATO’ya hoş geldin” ifadesini kullandı. Mark Rutte 26 Haziran’da NATO’nun yeni Genel Sekreteri olarak atanmıştı. Stoltenberg, 4 kez uzatılarak 10 yıldır sürdürdüğü görevi bugün Rutte’ye resmen devretti.
Mark Rutte’nin göreve başlaması 32 üyeli ittifak için kritik bir zamana denk geliyor. Ukrayna’da devam eden savaş Avrupa sınırlarındaki tehdidi sürdürürken, Ortadoğu da Pasifik de kaynamaya devam ediyor. Ukrayna Ağustos başında müttefikleriyle güven tazelediği Kursk Operasyonu’nda Rusya’ya karşı üstünlüğünü kaybetti. Kursk ardından Rusya’nın nükleer doktrinini yenilemesi de Batı’nın yani NATO’nun Ukrayna’ya yardım ederken iki kez düşünmesine neden olacak. Çünkü Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin yeni nükleer doktrinde “kırmızı düğmeye basmanın” yollarını kolaylaştırdı. Eskiden nükleer güce sahip bir düşmana karşı kitle imha silahı kullanacağını söyleyen Moskova artık nükleer güç sahibi bir ülke düşmanına (Ukrayna’ya) yardım ederse de söz konusu silahları devreye sokacak. Bir yandan da Ukrayna’nın NATO üyeliği için lobi çalışmaları sürüyor. Ancak NATO’nun buna mevcut şartlar altında pek de sıcak bakmadığı bir gerçek.
Her ne kadar Rutte’nin selefi Stoltenberg NATO’nun bölgede “belirgin bir rolü yok” dese de en büyük müttefiklerden Türkiye’nin kriz bölgesine yakınlığı ittifak için önem arz ediyor. Öte yandan Çin’in yükselişi ve Pasifik’te on yıllar sonra nükleer gövde gösterisi yapması da bölgenin sınamalarından biri olacak.
Açıkçası NATO’yu zor günler bekliyor.