Kuzey Kore’den bir gövde gösterisi daha: Nükleer yakıt tesislerinin fotoğrafları yayınlandı
Güney Kore'de sıkıyönetim ilan edildiğinde Kuzey Kore yorum yapmadı. Sessizliğini şimdiye kadar koruyan ülke dün ilk kez resmi gazetede sıkıyönetim haberini geçti ve Yoon'un Güney Kore'yi "pandemonium"a, yani cehennemin merkezine çevirdiğini yazdı.
Kuzey Kore geçen hafta Güney Kore’deki başarısız sıkıyönetim ilanıyla ilgili ilk kez dün konuştu. Yapılan yorum epey edebiydi, Güney Kore Cumhurbaşkanı Yoon Suk Yeol’un ülkesini “pandemonium”a sürüklediği vurgulandı. John Milton’un Kayıp Cennet’inde geçen Pandemonium, cehennemin merkezinin adı.
Yapılan haberde Güney’deki karmaşanın Koreler arası ilişkileri nasıl etkileyebileceğine dair herhangi bir ipucu verilmedi. Ama Kuzey Kore karşıtı politikalara sahip Yoon 2022’de cumhurbaşkanı seçildiğinden beri iki taraf arasındaki ilişkiler son yılların en dip noktasını gördü. Öyle ki Kuzey Kore Devlet Başkanı Kim Jong Un, Güney’i “düşman ülke” ilan etti.
Kuzey Kore’nin resmi gazetesi Rodong Sinmun Güney’deki sıkıyönetimin çok da önemli olmadığını göstermek istercesine açıklamayı gazetenin altıncı sayfasında verdi. Haberde Yoon’un 3 Aralık’ta meclisi askerlerle kuşattığı ama gücü ele geçirmekte başarısız olduğu, o günden bu yana da protestoların Güney’in dört bir yanını sardığını ve ortaya siyasi kaos çıktığı kısaca özetlendi.
Yazıda “Kukla Yoon Suk Yeol’un faşist silahlarını ve süngülerini kendi halkına doğrultması kukla Güney’i pandemonium’a çevirdi” dendi. Muhalefet milletvekillerinin mecliste Yoon’u görevden alma girişiminin iktidar partisinin boykotu nedeniyle başarısız olmasına da değinilen yazıda, bu yüzden halkın sokaklara döküldüğü de not düşüldü.
Güney’deki siyasi boşluk, Kuzey’in bundan fayda sağlayıp sağlamayacağı konusunda endişe yarattı. Nihayetinde iki ülke arasındaki ilişkiler iyice kızıştı. Güney’deki aktivistlerin Kuzey’e sürekli propaganda içerikleri göndermesine karşılık Kuzey de Güney’e içi çöp dolu binlerce balon gönderdi. Sonra Güney de buna sınırdan hoparlörlerle propaganda yayınları yapmaya başlayarak karşılık verdi.
Aslında ilişkiler hep böyle değildi. Şu anda muhalefette olan Demokrat Parti döneminde iki ülke arasında sınırda herhangi bir çatışma çıkmaması için anlaşma yapılmış, dönemin Güney Kore Cumhurbaşkanı Moon Jae In ile Kim üç kez görüşmüştü. Zaten Yoon da Demokrat Parti’nin “Kuzey Kore’yle ilişkileri iyi tutma” politikasından rahatsız olduğunu dile getirerek muhalefeti “Kuzey Kore sempatizanı” ilan etmişti.
Muhalefet bu hafta sonu bir kez daha Yoon’u görevden almayı deneyecek. Eğer bu kez başarılı olursa Anayasa Mahkemesi kararını verene kadar Yoon görevden uzaklaştırılacak. Görevden tamamen alınmasına karar verilirse Güney Kore yeni liderini seçmek için yine sandığa gidecek.
Güney Kore Anayasası devlet başkanına “savaş, silahlı çatışma vb. ulusal acil durumlarda” sıkıyönetim ilan etme yetkisi veriyor ama aynı zamanda meclise çoğunluk oyuyla böyle bir kararnameyi geçersiz kılma yetkisi de tanıyor. Bu durumda Yoon ortada sıcak savaş ya da silahlı çatışma yokken sıkıyönetim kararını keyfi olarak almış görünüyor.
Muhafazakâr Yoon göreve geldiğinden beri halka kendini sevdirmeyi başaramadı. Ekonomi politikalarını uygulayamadığı gibi eşinin Dior çanta yolsuzluğu da gündemdeydi. Şimdi görevden alınırsa Demokrat Parti’nin iktidara gelmesi muhtemel. Zaten geçen yılki meclis seçimlerini de büyük farkla Demokratlar almıştı. Böyle bir durumda Kuzey ile diyalog yolu yeniden açılabilir. Kaldı ki ABD’de de Donald Trump’ın Beyaz Saray’a gelecek olması 2018’deki o diplomasi yolunun bir kez daha açılması için uygun koşulları sağlıyor.