Filenin Sultanları’na ABD dönüşü ‘business’ yolu açıldı
Rusya lideri Putin St. Petersburg Ekonomi Forumu'nda yaptığı konuşmada Ukrayna ile müzakereye açık olduklarını yineledi. ABD'ye sert sözlerle yüklenen Rus lider Washington'un tekelci konumunu kullanarak dünyayı borçladırdığını savundu.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, iş dünyasının bir araya gelip ekonomik sorunları görüştüğü St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu’nda (SPIEF) Ukrayna Savaşı, İstanbul ve Minsk müzakereleri, göç sorunu ve daha birçok konuya ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Konuşmasına yeni dünya düzeni ve egemenlik anlayışına değinerek başlayan Rusya lideri ülkelerin egemenliklerini güçlendirmek için gerçek bir yarış içerisinde olduklarına dikkat çekerek şöyle dedi:
“Ekonomik ilişkiler prizmasından modern dünyada dinamik bir şekilde gelişen süreçlere bir bakın. Ülkeler arasında egemenliklerini güçlendirmek için gerçek bir yarış olduğunu görüyoruz. Aynı zamanda kısa süre önceye kadar küresel kalkınmanın liderleri olan ülkeler avuçlarının içinde kayıp giden hegemonya rollerini, hakikatle ya da sahtekarlıkla, tüm güçleriyle korumaya çalışıyorlar.”
Putin dolar sayesinde ABD’nin güç kazandığını, ancak yaptırım politikaları nedeniyle küresel ekonomik aktivitede dolara olan güveni sarstığını ifade etti. ABD’nin küresel mali piyasalardaki tekelci konumunu kötüye kullandığını belirten Putin, “Bu sömürüden büyük kazanç sağlıyorlar. Kamuya açık verilere göre ABD’nin dünya ekonomisine 54,3 trilyon dolar borcu var” şeklinde konuştu.
Rusya lideri, ABD’nin tüketiminin üretimini yılda 1 trilyon dolar aştığını ve bunun “yeni bir tür sömürgecilik” olduğunu söyledi.
Dünya Bankası verilerine göre, Rusya’nın “Satınalma Gücü Paritesi” bakımından dünyanın dördüncü büyük ekonomisi haline geldiğini vurgulayan Putin, “Ancak lider konumumuzu sürekli güçlendirmemiz gerektiğinin farkındayız. Diğer ülkeler de yerinde durmuyor” diye konuştu.
Uluslararası ticaret konusunda önemli adımlar attıklarını kaydeden Putin “Yabancı ortaklarımızla birlikte, dış ticaret anlaşmalarında ulusal para birimlerinin kullanımını, bu tür işlemlerin güvenliğini ve verimliliğini artıracağız” ifadesini kullandı.
Putin engellere rağmen Rusya’nın dünya ticaretinde önemli bir yer tutmaya devam ettiğine işaret ederek Asya ile ticareti yüzde 60, Afrika ile yüzde 69 ve Latin Amerika ile yüzde 42 artırdıklarını söyledi. ABD’nin küresel ekonomideki payının azaldığını anlatan Putin, bunun da küresel mali sistemdeki çok kutupluluğu desteklediğini dile getirdi.
Nükleer silah kullanımına ilişkin gerilimi başlatanın Rusya değil İngiltere olduğunu belirten Putin, karşılıklı nükleer saldırılar durumunda birçok kaybın olacağını, ancak bunun gerçekleşmeyeceğini düşündüğünü dile getirdi.
Rusya ve ABD’nin füze saldırısına karşı uyarı sistemlerine sahip olduğunu ifade eden Putin, Avrupa ülkelerinin nükleer saldırılara karşı hazırlıksız olduğunu vurguladı. Rusya’nın elindeki nükleer silahların, ABD’nin Japonya’da kullandığı silahlardan dört kat daha güçlü olduğunu belirten Putin, gereksiz yere nükleer savaştan söz edilmemesi gerektiğini söyledi.
Rusya’nın bir nükleer doktrine sahip olduğunu ve bu doktrinde her şeyin yazılı olduğunu belirten Putin “Nükleer silahların kullanımı ülkenin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne yönelik bir tehdit olduğunda istisnai durumlarda mümkündür. Şu anda böyle bir durum olduğunu düşünmüyorum. Böyle bir gereklilik yok” ifadelerini kullandı.
Putin nükleer doktrinin dinamik bir araç olduğuna dikkat çekerek dünyadaki gelişmeleri yakından izlediklerini ve bu doktrinde bazı değişiklikler yapmayı göz ardı etmediklerini belirtti.
Gerekirse nükleer silah denemeleri yapacaklarını ifade eden Putin, mevcut enformasyon ve bilgisayar imkanları sayesinde şu ana kadar bu denemeleri yapmadıklarını söyledi.
Ukrayna ile müzakereler konusunu ele alan Putin, tüm silahlı çatışmaların barış anlaşmaları ile sona erdiğini vurguladı. Putin, “Avrupa’dan önemli bir ülkenin eski liderlerinden biri bana, tüm bu anlaşmaların ya askeri bir zafer ya da yenilgiye dayandığını söylemişti. Biz kesinlikle galip geleceğiz.” dedi.
Moskova’nın çıkarlarını gözeten anlaşmalar yapılması gerektiğini belirten Putin, mevcut Kiev hükümeti ile anlaşma yapmanın oldukça zor olduğunu ifade etti. Putin “Ukrayna’da iktidar ve Devlet Başkanı (Volodimir Zelenski) meşruiyetini kaybetmiş durumda. Bu durum ülkenin anayasasında da belirtiliyor” şeklinde konuştu.
Ancak Kiev’in müzakere yapmayı istemesi halinde, bunu gerçekleştirecek birilerini bulabileceğini söyleyen Rus lider “Biz bu müzakerelere açığız. Ancak tekrar belirtmek istiyorum, bazı varsayımlar üzerinden değil, önce Minsk’te, sonra İstanbul’da başlattığımız müzakerelerde üzerinde anlaştığımız şartlar doğrultusunda görüşmelere hazırız” ifadelerini kullandı.
Putin Ukrayna’daki çatışmalar nedeniyle Rusya’da yeni bir askeri seferberlik gereksinimi olmadığını vurgulayarak geçen yıl seferberlik kararı olmadan 300 binden fazla kişinin gönüllü olarak asker olduğunu, bu yılın başından itibaren de 160 binden fazla kişinin sözleşme imzaladığını belirtti:
“Düşmanı kontrolümüz altına alınması gereken topraklardan çıkarıyoruz. Bu anlamda seferberliğe gerek duymuyoruz. Bu yönde bir planımız yok”
Ayrıca Putin, bu yıl Donbas ve diğer çatışma bölgelerinde Rus ordusunun 47 yerleşim birimini ve 880 kilometrekarelik alanı Ukrayna ordusundan aldığını bildirdi.
Rusya’nın Ukrayna’ya silah sağlayan ülkelerin hassas bölgelerini uzun menzilli silahlarla vurup vurmadığının sorulması üzerine Putin “Henüz silah tedarik etmiyoruz. Ancak bunu, askeri nitelikte de dahil olmak üzere, baskı altında olan devletlere ve bazı meşru yapılara sağlama hakkımızı saklı tutuyoruz” şeklinde yanıt verdi.