Baltık ülkelerinin odağı Ankara ve Moskova
Ermenistan geçen yıl Roma Statüsü'nü imzalayarak Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne taraf olmasının önündeki engeli kaldırmıştı. Ermenistan artık mahkemeye resmen taraf olduğu için topraklarına ayak bastığı anda Rus lider Putin'i tutuklamakla yükümlü.
Ermenistan geçen yıl Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’da 24 saat süren operasyonunun tetiklediği göç dalgası sırasında Rusya’nın “hatalı karar” olarak nitelendirdiği bir yola adım attı: Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) kurucu anlaşması olan Roma Statüsü’nü oy çokluğuyla kabul etti. Ekim ayında Roma Statüsü’nü kabul eden Ermenistan bugün resmen Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne taraf oldu.
Ermenistan Roma Statüsü’nü 1999’da imzalamış, Anayasa Mahkemesi 2004’te aldığı kararla statüyü Ermenistan Anayasası’na aykırı bulmuştu. Hükümet 2022’de statünün incelenmesi amacıyla yeniden Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunmuştu.
Erivan’ın uluslararası hukuk işlerinden sorumlu temsilcisi Yeğişe Kirakosyan Fransız haber ajansı AFP’ye UCM Roma tüzüğünün Ermenistan için 1 Şubat’ta resmen yürürlüğe girdiğini açıkladı. Lahey’deki mahkeme geçen mart ayında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında tutuklama kararı çıkarmıştı. Sebep olarak Ukrayna’da savaş bölgesindeki çocukların yasadışı yollarla Rusya’ya getirilerek burada evlat edindirilmesi gösterilmişti. UCM’ye taraf ülkelerin mahkeme kararı uyarınca Rus lideri tutuklaması gerekiyor, dolayısıyla Erivan’ın da mahkemeye taraf ülke olarak Putin’i tutuklama yükümlülüğü var.
Kirakosyan “UCM’ye katılmak Ermenistan’a topraklarında işlenen savaş suçlarını ve insanlığa karşı işlenen suçları önlemek için kritik bir araç sağlıyor. Kararımız her şeyden önce Azerbaycan’ı ilgilendiriyor” dedi. Kirakosyan açıklamasıyla iki ülke arasında 30 yıldır çatışma konusu olan Dağlık Karabağ’a işaret etti.
Azerbaycan’ın geçen yılki operasyonunun ardından Karabağ’daki 120 bin Ermeni’nin neredeyse tamamı “etnik temizlik” korkusuyla Ermenistan’a göç etti. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev operasyonun hemen ardından ilk Karabağ Savaşı’na dahil olmamış kişilerin herhangi bir sorun yaşamadan Dağlık Karabağ’da yaşamaya devam edebileceğini açıklamıştı, ancak bölgede yaşayan Ermeniler bunu ikna edici bulmadı.
AFP’ye konuşan analist Vigen Hakobyan “Ermenistan Rusya için böyle hassas bir konu olan UCM’ye katılarak Batı’dan güvenlik garantisi alabileceğini umuyordu. Ancak görünürde Batı’dan gerçek bir güvenlik garantisi alamadığı gibi Rusya ile ilişkilerini de gerdi” değerlendirmesi yaptı.
Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov Ermenistan’ın Roma Statüsü’nü kabul etmesinin “yanlış karar” olduğunu belirtti, Rusya Dışişleri Bakanlığı bunu “dostça olmayan bir adım” olarak nitelendirdi. Batılı ülkeler “Rusya’nın arka bahçesi” olarak görülen Ermenistan’ın mahkemeye taraf olmasını mutlulukla karşıladı. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen Ermenistan’ın Roma Statüsü’nü onaylamasının ardından Putin’i kast ederek “Kremlin’deki otokrat için dünya giderek küçülüyor” dedi.
Rusya’nın Ermenistan’da daimi askeri üssü var. Ayrıca Ermenistan eskiden Sovyetlerin parçası olan Orta Asya devletlerinin yer aldığı Moskova öncülüğündeki Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü’nün de (KGAÖ) üyesi. Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan Erivan’ın yıllardır sorun yaşadığı Azerbaycan’ı işaret ettiği ve Moskova’yı hedef almadığı yönünde Rusya’ya güvence vermeye çalışsa da Dağlık Karabağ krizi öncesinde İtalyan gazetesine verdiği mülakatta Rusya’nın Ukrayna savaşı nedeniyle çok meşgul olduğunu ve kendisine bile silah yetiştirmekte zorlandığını belirtmişti.
Erivan ayrıca Azerbaycan’ın 19 Eylül’deki operasyonundan hemen önce 11 Eylül’de Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile ortak tatbikatında Kremlin’in tepkisini üzerine çekmişti.
ABD ve haliyle NATO’nun Rusya’yı hemen her yanında jeopolitik bir sıkışıklığa itme isteği yadsınamaz. Dolayısıyla Rusya’nın savaş nedeniyle Ukrayna’ya dönen odağı, bir bakıma Batı’nın Kafkasya’da atmayı beklediği adımlarına temel hazırladı. ABD ve Batı Rusya’yı Kafkasya’da da yalnızlaştırmak ve oranın jeo-ekonomik ve jeo-stratejik olanaklarından yararlanmak istiyor. Özetle ABD “Rusyasız Güney Kafkasya” istiyor, ancak Avrupa Birliği Ukrayna Savaşı’ndan önceki Rusya ile uyumlu sessiz stratejisine devam edecek mi, bu soru ise hala cevaplanmayı bekliyor.