22. DokuFest Prizren’in tarihi atmosferinde başladı
Brüksel'de yapılan iki ayrı toplantı da kar etmedi. Sırbistan ve Kosova arasındaki müzakereler yine sonuçsuz kaldı. Belgrad, Kosova'nın bağımsızlığını kabul etmeyeceklerinin bilinen bir durum olduğunu yineledi.
Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic ve Kosova Başbakanı Albin Kurti’nin, iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesine yönelik Avrupalı liderlerle Brüksel’de yaptıkları görüşmelerden yine sonuç çıkmadı.
Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Başbakanı Olaf Scholz, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Vucic ve Kurti ile Brüksel’de iki ayrı toplantı yaptı.
Vucic, görüşmenin ardından Sırp medyasına konuştu. Sırbistan Cumhurbaşkanı, ülkesinin Kosova konusunda yapılan tüm anlaşmaların uygulanmasını istediğini, Kosova’nın bağımsızlığını kabul etmeyeceklerini ve bunun bilinen bir durum olduğunu vurguladı. Kosova’nın Birleşmiş Milletler (BM) üyeliğine de karşı olduklarına dikkati çeken Vucic, NATO’nun Kosova’daki Barış Gücü’nün (KFOR) varlığını ve kapasitesini arttırmasını desteklediklerini dile getirdi. Ama sonrasında barış istediklerini de vurguladı.
Vucic, ne kadar ciddi davrandıklarını ve uluslararası toplumun güvenini kimin hak ettiğini dünyaya göstermek için ellerinden geleni yapacaklarını belirterek, “Tüm bölgede barış istiyoruz ve bu hususta sorumlu davranmaya devam edeceğiz” dedi.
Vucic ve Kurti gün boyunca AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve AB Belgrad-Priştine Diyaloğu Özel Temsilcisi Miroslav Lajcak ile de ayrı ayrı görüşmeler yaptı.
Kosova Hükümeti, Kurti’nin Avrupalı liderlerle yaptığı görüşmelerin ardından yayımladığı bildiride, Kurti’nin gün boyunca iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik anlaşmanın imzalanmasını talep ettiği bildirildi. Kurti’nin anlaşmanın imzalanması için AB Liderler Zirvesi’nin doğru yer olacağını ifade ettiği aktarılan bildiride, “Başbakan Kurti’nin bu cömert teklifine rağmen Sırbistan Cumhurbaşkanı Vucic, Kosova ile bir anlaşma imzalamayı reddetti ve (iki ülkenin daha önceden mutabık kaldığı) Temel Anlaşma ve uygulama ekinin üç ilkesini fiilen geçersiz kılan bir yan mektubun kabul edilmesini talep etti” değerlendirmesinde bulunuldu.
Bildiride, Kurti’nin toplantı sonunda, “Kabul etmek imzalamak demektir, yalnızca imzalamak kabul etmek anlamına gelir ve uygulamayı garanti ede.” ifadesine yer verildi.
İki ülkenin sık sık karşı karşıya gelmesindeki ana nedeninin, Sırbistan’ın, 2008’de tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Kosova’yı kendi toprağı olarak görmesi. AB arabuluculuğunda 2011’de başlatılan Belgrad-Priştine Diyalog Süreci kapsamında ise ilişkilerin normalleşmesi ve nihayetinde iki ülkenin birbirini tanıması için ortak bir yol bulmaya çalışılıyor.
2008 yılında Sırbistan’dan tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Kosova’yı aralarında Türkiye ve ABD olan 100 kadar ülke tanısa da Belgrad tanımıyor. Sırbistan, resmi olarak kontrolü altında olmamasına karşın Kosova’yı hala kendi topraklarının bir parçası olarak görüyor.
Türkiye, Kosova’nın bağımsızlığını ilk tanıyan ülke olmuştu. Kosova’yı tanımayan ülkeler arasında Rusya ve Çin ise bulunuyor.
Kosova, 1992 yılında Yugoslavya’nın parçalanmasından sonra Sırbistan’ın sınırları içinde kaldı. Ancak Sırbistan hükümeti, bu dönemde Kosovalılarca talep edilen ve nüfusunun çoğunluğu Arnavut kökenli olan Kosova halkının özerkliğini tanımadı. 1990’lı yıllarda Sırbistan hükümeti ve Kosovalılar arasında birçok şiddet olayı ve savaş yaşandı.
Kosova 1999 yılında NATO tarafından yapılan Kosova Operasyonu sonrasında Sırbistan’dan ayrı özerklik kazandı. Kosova’nın statüsü konusunda yapılan görüşmeler çıkmaza girince ülke 17 Şubat 2008 tarihinde bağımsızlığını ilan etti.
Bugün NATO hala Kosova’daki askeri varlığını sürdürüyor. İki ülke arasındaki ilişkiler geçmişe nazaran daha stabil bir hale gelmiş olsa da gerginlik hiçbir zaman tamamen sona ermiyor.