Hentbolda Euro 2024 şansı uçtu
Türkiye 23 milyar dolar değerindeki F-16'ları almak için gün sayıyor. Zamanında Menendez ile bir olup satışa şiddetle engel olan Senatör van Hollen satışa karşı çıkmayacağını söyledi. Van Hollen Biden'ın kendisine söz verdiğini söyledi.
Zamanında F-35 programından Rusya’dan S-400 aldığı için çıkarılan Türkiye envanterini yenilemek için ihtiyaç duyduğu F-16’ları almaya İsveç’in NATO üyeliğini onayladıktan sonra daha da yaklaştı. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Türkiye’ye 23 milyar dolar değerinde 40 adet F-16 Blok 70 savaş uçağı ile 79 F-16 modernizasyon kiti satılmasını onayladığını bildirmesinin ardından geriye bir tek, Amerikan Kongresi’nin 15 gün boyunca bu bildirime itiraz etmemesi kaldı.
Sürenin bir kısmı geride kaldı zaten. Yunan lobisi itiraz eder gibi olduğunda ABD Yunanistan’a da 8.6 milyar dolar değerinde 40 F-35 vereceğini duyurdu. Bu zamana kadar Türkiye’ye F-16 verilmesine en çok karşı çıkan ABD’li Demokrat Senatör Bob Menendez’in yolsuzluk ve Mısır’a ajanlık yaptığı suçlamalarıyla karşı karşıya kalması sonucunda geçen yıl ABD Dış İlişkiler Komitesi başkanlığından alınmasıyla etki alanının daralması da yine Türkiye’nin işine yaradı.
Türkiye’nin F-16 almasına karşı çıkan senatörlerden biri de Türkiye’nin YPG’nin uzantısı olan Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) operasyon yapmasından rahatsız olduğunu dile getiren ABD’li Senatör Chris van Hollen’di. Van Hollen zamanında Menendez ile el ele vererek Türkiye’ye F-16 satışının yapılmasını engellemişti. İki yıl önce Yunan gazetesi Kathimerini’ye konuşan van Hollen Türkiye’yi “sadakatsiz bir NATO müttefiki” olmakla suçlamış ve Türkiye’nin F-35 programından çıkarılması için “çok çaba sarf ettiğini” söylemişti.
Ancak van Hollen “Biden yönetimi bana ABD’nin Kürtlere desteğini daha yüksek sesle dile getirme konusunda söz verdi” diyerek Türkiye’nin F-16 almasına karşı çıkmayacağını belirtti.
“Yönetimden brifing sırasında aldığım güvencelere ve detaylara dayanarak Türkiye’ye F-16 satışını engellemeye çalışmayacağın” diyen van Hollen sözlerine “Fakat bu ve diğer kilit meselelere dair verdikleri güvenceler konusunda yönetimle düzenli iletişim halinde kalmaya devam edeceğim. Önümüzdeki haftalar ve aylarda Türkiye’yi yakından izlememiz gerektiği açık – eylemler sözcüklerden daha önemlidir” diye devam etti.
Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğine onay vermesinin “gecikmiş ama ileri ve önemli bir adım” olduğunu belirten van Hollen “Bununla birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriyeli Kürt müttefiklerimize karşı devam eden saldırıları, Doğu Akdeniz’deki saldırgan eylemleri ve Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’a karşı askeri saldırılarını desteklemede oynadığı rol konusunda ciddi endişelere sahip olmaya devam ediyorum. Biden yönetiminin bu konularda bana bilgi vermeye, endişelerime dair yanıtlar sunmaya zaman ayırmasını takdirle karşılıyorum” dedi.
Van Hollen sözlerine şöyle devam etti:
“Erdoğan’ın, askeri uçaklarla Yunan hava sahasındaki ihlallerini durdurduğunu görmekten memnuniyet duysam da, yönetim bana Yunanistan ile Türkiye arasında devam eden diyaloğu teşvik etmek amacıyla bu konuyu yakından izlemeye devam ettiklerini bildirdi. Ayrıca yönetimden, Azerbaycan’ı Ermenistan’a karşı daha fazla askeri eylemde bulunmaması konusunda uyarmaya devam edeceklerine ve ihtilafın daha fazla tırmanmasını önlemek için Türkiye ile birlikte çalışacaklarına dair de güvence aldım.”
Azerbaycan’ın geçen yıl Dağlık Karabağ’a 24 saatlik operasyonun ardından Karabağlı 120 bin Ermeni’nin neredeyse tamamı bölgeyi terk etti. Azerbaycan ve Ermenistan arasında 30 yıl boyunca çatışma konusu olan bir sorun Ermenilerin zorunlu olarak gördüğü bu göçle sona ermiş oldu. İki ülke şimdilerde barışı tasdiklemenin yollarını arıyor. Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın geçen aylarda Rusya’da yan yana gelmesi de barışın ayak sesleri olarak yorumlanıyor.
Öte yandan geçen yılın sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Yunanistan Başbakanı Kiryakoş Miçotakis de iki ülke arasında aslında 6 Şubat’ta başlayan normalleşmeyi resmiyete döktü. İki ülke göç meselesinden ticarete pek çok alanda işbirliği yapmayı planlıyor. İki ülke arasında yakın zamanda çözülecek gibi görünmeyen Kıbrıs meselesi gibi konular için Erdoğan “Denizi geçerken derede boğulmayalım” diyerek anlaşamayacakları konular olsa bile normalleşme sağlanması gerektiği mesajı vermişti.
Zaten Yunanistan ekonomi diplomasisinden sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Kostas Frangoyannis de Hürriyet’ten gazeteci Hande Fırat’a verdiği demeçte “AB-Türkiye ekonomik işbirliğinin yeniden canlandırılması ve kapsamının genişletilmesi ortak çıkarımıza olabilir. Yunanistan’ın bu süreçte ilerlemeyi desteklediğine dair sizi temin ederim” diyerek Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki ilişkilerin canlanmasına sıcak baktıklarını dile getirdi.