Von der Leyen yeniden AB Komisyonu Başkanı seçildi

Ursula von der Leyen büyük bir çoğunlukla yeniden Avrupa Komisyonu Başkanı seçildi. Belirsizliklerle dolu bu yeniden seçim, dört merkez parti arasındaki karmaşık aritmetiğe dayanıyordu.

Dünya 19 Temmuz 2024
Bu haber 4 ay önce yayınlandı
Ursula von der Leyen, Avrupa Parlamentosu'nda (AP) güvenoyu alarak bir dönem daha Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı oldu. / Fotoğraf: AA

Ursula von der Leyen perşembe günü yapılan ve birliğin temellerini sarsan krizler silsilesinde en büyük sınavını temsil eden “ya tamam ya devam” oylamasında yeniden Avrupa Komisyonu Başkanı seçildi. Avrupa Parlamentosu’nda (AP) yapılan sorgulamanın ardından Von der Leyen 401 lehte ve 284 aleyhte oyla ikinci beş yıllık dönemi sağlayacak büyük bir çoğunluk elde etti.

Bu rahat sonuç yönetiminin kararlı bir şekilde desteklenmesi anlamına gelirken 2019’da sadece dokuz oy gibi bir farkla kazandığı son seçime kıyasla önemli bir geri dönüşe işaret ediyor.

Parlamentonun bu kararı 65 yaşındaki Alman siyasetçinin mümkün olduğunca çok destek sağlamak için parlamentonun ana gruplarıyla -bazı durumlarda birkaç kez- bir araya geldiği kapalı kapılar ardında günlerce süren yoğun müzakereleri kapsıyor.

Oturuma protestolar damga vurdu

Von der Leyen oylama öncesinde AP Genel Kuruluna hitap etti. Romanya’daki aşırı sağcı S.O.S partisinden AP’ye ilk kez seçilen bağımsız milletvekili Diana Iovanovici-Sosoaca, oturduğu sandalyeden, von der Leyen’in kürsüdeki konuşmasını üç kez bölmeye çalıştı.

Elinde Meryem Ana ve İsa Peygamber’in resmedildiği sembolü tutarak ayağa kalkan Iovanovici-Sosoaca “Tanrı’ya inanıyoruz.” diye seslendi. AP Başkanı Roberta Metsola’nın anonsuyla güvenlik görevlileri kendisini dışarıya çıkarmak üzere yaklaştığında ise Iovanovici-Sosoaca, köpek ağız maskesi taktı ve bir ceset torbası göstererek, “İnsanları öldürdünüz. Konuşmaya hakkım var” dedi.

Ardından kürsüde söz alan, yeni kurulan aşırı sağcı grup “Egemen Ulusların Avrupası”nın Polonyalı milletvekili Ewa Zajaczkowska-Hernik, von der Leyen’e bakarak yaptığı konuşmada “Çoğu Avrupalının sizin hakkınızda ne düşündüğünü doğrudan, açık bir şekilde duymanız gerektiğini düşünüyorum” diyerek protestosunu yaptı.

Zajaczkowska-Hernik “Avrupa ekonomisini ve tarımını mahvediyorsunuz. Avrupa tarım açısından bir açık hava müzesi haline geliyor. Sizin yüzünüzden biz Avrupalılar giderek yoksullaşıyoruz” diye konuştu. “Yeşil Anlaşma hakkında ne mi düşünüyoruz? Göç anlaşmasıyla ilgili ne mi düşünüyoruz? İşte düşüncemiz budur” diyen Zajaczkowska-Hernik, Von der Leyen’e bakarak “Yeşil Anlaşma”, “Göç ve İltica Anlaşması” yazılı kağıtları yırttı.

Zajaczkowska-Hernik “Yaptığınız şeyler için aslında AB Komisyonuna değil hapse gitmeniz gerekiyor. AB Komisyonu Başkanı olarak varlığınız AB’nin daha da çökmesi anlamına geliyor” dedi.

Üç merkezci grup -Avrupa Halk Partisi (EPP), Sosyalistler ve Demokratlar (S&D) ve Yenilenen Avrupa’nın liberalleri- Von der Leyen’i yeniden atamak için yeterli sandalyeye sahip olmalarına rağmen iç anlaşmazlıklar titrek bir aritmetiğe işaret etti ve Alman politikacıyı ek destek için Yeşiller ve Avrupa Muhafazakârlar ve Reformcular Partisi’ne (ECR) ulaşmaya zorladı.

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin İtalya’nın Kardeşleri ve Polonya’nın Hukuk ve Adalet (PiS) partilerinin başını çektiği aşırı sağcı ECR’ye yaptığı çağrı bunu merkezci koalisyon için tehdit olarak gören ilerici güçler için tartışmalı oldu. Von der Leyen, Meloni’nin grubuyla “yapılandırılmış bir işbirliği olmayacağı” sözünü vererek ve merkez sağ ailesinin giderek daha fazla karşı çıktığı Yeşil Anlaşma’nın hedef ve politikalarını yeniden teyit ederek bu korkuları yatıştırmaya çalıştı.

Oylamanın gizli olması nedeniyle kimlerin kimlerin lehte ve aleyhte oy kullandığını tespit etmek mümkün değil. Ancak perşembe sabahı yapılan konuşmada iklim eylemine yapılan atıflar kralın Yeşiller olduğunu gösteriyor.

Yeşiller “Yeşil Anlaşma, AB’nin sosyal açıdan daha adil hale getirilmesi ve demokrasinin korunması konularında taahhütler aldık” diyerek Von der Leyen’e desteklerini teyit etti.

Buna karşılık ECR grubu “ulusal delegasyonların büyük bir çoğunluğunun” adaya karşı hareket ettiğini söyledi. İtalya’nın Kardeşleri’nden bir temsilci ise Meloni’nin grubunun aday aleyhinde oy kullandığını doğruladı.

Çok sayıda vaatle merkez gruplardan destek

Bu arada sadece Yeşiller değil, tüm merkez gruplar Von der Leyen’den bazı vaatler aldı. Alman siyasetçinin konuşmasında konut politikasından sorumlu yeni bir komisyon üyesi ve kadın hakları için bir yol haritası gibi Sosyalistlere hitap eden fikirlerin yanı sıra, AB fonlarını alabilmek için üye devletlerin hukukun üstünlüğüne saygı göstermesini talep eden Liberallere yönelik öneriler de yer aldı.

EPP, Avrupa Savunma Fonu, Frontex’in personel sayısının üç kat artırılması ve bürokrasinin azaltılması için bir “KOBİ ve rekabetçilik kontrolü” gibi birçok önemli projesinin Von der Leyen’in kılavuzunda yer aldığını gördü. Ayrıca Von der Leyen, Akdeniz ülkeleriyle “kapsamlı ortaklıklar” geliştirmek üzere düzensiz göçü önlemek için AB tarafından finanse edilen anlaşmalar için yeni bir gündem sundu.

Von der Leyen’in kılavuz ilkeleri, EPP’nin kampanya manifestosunda yer alan ve ilericilerin şiddetle karşı çıktığı iltica prosedürlerinin denizaşırı ülkelere taşınması fikrini açıkça onaylamıyor. Ancak belgede, yürütmenin “uluslararası hukuka saygı göstererek ve göçmenler için sürdürülebilir ve adil çözümler sağlayarak düzensiz göçle mücadele etmenin yeni yolları üzerinde daha fazla düşüneceği” belirtiliyor.

Sonuç olarak Von der Leyen yasama hırsı ile siyasi gerçekçilik arasında bir denge kurmayı başardı ve merkez partilere onları yabancılaştırmadan savunacakları bir şeyler verdi. Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın tartışmalı “barış misyonu”nu da eleştiren Von der Leyen bu misyonu “düpedüz yatıştırma misyonu” olarak tanımladı ve salondan alkış aldı.

‘Avrupa kendi demokrasisini korumayı seçebilir’

Von der Leyen milletvekillerine yaptığı konuşmada “Avrupa dünyanın dört bir yanındaki diktatörleri ve demagogları kontrol edemez ama kendi demokrasisini korumayı seçebilir” dedi.

“Avrupa dünya genelindeki seçimleri belirleyemez ama kendi kıtasının güvenliği ve savunmasına yatırım yapmayı seçebilir. Avrupa değişimi durduramaz ama yeni bir refah çağına yatırım yaparak ve yaşam kalitemizi artırarak değişimi kucaklamayı seçebilir.”

AB liderlerinin tercih ettiği adayın reddedilmesi benzeri görülmemiş bir durum olurdu. İsimlerinin açıklanmaması kaydıyla konuşan diplomatlar, inandırıcı alternatiflerin olmaması nedeniyle böyle bir durumun kolay bir çıkış yolu olmayan bir “kurumsal kriz” teşkil edeceği uyarısında bulundular.

Ukrayna ve Gazze’deki savaşlar, “Çin’in haksız rekabeti” ve Donald Trump’ın Beyaz Saray’a olası dönüşü gibi değişken küresel ortam Von der Leyen’in sürekliliği olan güçlü bir başkan olarak görülmesine yardımcı oldu.

Avrupa Parlamentosu üyelerine “Her konuda aynı fikirde olmayabiliriz ama farklılıklarımız arasında köprü kurduğumuzda ve güçlerimizi birleştirdiğimizde Avrupa’nın daha güçlü olduğu konusunda hepimiz hemfikir olmalıyız” dedi ve ekledi: “Eğer bana güvenirseniz tüm bu eylemleri sizlerle birlikte gerçeğe dönüştürmekten onur duyarım.”

Bir sonraki adım, her üye devlet tarafından sunulan Komisyon üyesi adaylarıyla mülakat yapmak ve yeni yönetimin yapısına karar vermek olacak. Birçok başkent, seçecekleri kişiler için yüksek profilli portföyler talep ettiğinden bu süreç hassas olacaktır. Komisyon oluşturulduktan sonra bu yıl içinde parlamentoda onay oylaması yapılacak. Onay sonrası 27 Komiser göreve başlayacak.

AB Komisyonu Başkanı Von der Leyen'den aşırı sağcı liderlere: Putin'in piyonlarıAB Komisyonu Başkanı Von der Leyen’den aşırı sağcı liderlere: Putin’in piyonları

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.