İsrail borsasında saldırıyı bilenler 100 milyon dolardan fazla para kazanmış
İsrail'in yemek kuyruğunda yardım bekleyen Filistinlileri hedef almasına yönelik tepkiler dinmiyor. Saldırının ardından 12 ülkeden siyasiler İsrail'e silah satışının durdurulması çağrısı yaptı. Hamas da müzakerelerin durabileceğine dikkat çekti.
İsrail ile Filistinli örgütler arasındaki savaş, tüm vahşetiyle devam ederken Tel Aviv dün yemek sırasında bekleyen Filistinli sivilleri hedef aldı. İsrail ordusu, Gazze kentinin güneyinde, Gazze Şeridi’ni kuzeyden güneye bağlayan Reşid Caddesi üzerindeki Nablusi Kavşağı’nda insani yardım bekleyen Filistinlileri bombalayarak ve ateş açarak hedef almış, saldırıda 112 Filistinli hayatını kaybetmiş, ilk yayımlanan verilere göre 760 Filistinli de yaralanmıştı. İngiltere merkezli Reuters ise Gazze’deki Sağlık Bakanlığına dayandırdığı haberinde yaralı sayısını 280 olarak revize etmişti.
Gazze’ye yönelik sivil ayrımı gözetmeksizin saldıran İsrail’in bu tavrı eleştirilere neden olsa da Tel Aviv tutumundan vazgeçmiyor. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden, yaşanan bu olayın beş aydır devam eden ateşkes görüşmelerini zora sokacağını söyledi ve Beyaz Saray ölümleri “son derece endişe verici” bulduğunu söyledi. Biden bu saldırının ardından bu sözleri söylese de Anadolu Ajansı (AA) Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) saldırıya yönelik tepki açıklamasının Washington tarafından engellendiğini yazdı. Fransa Dışişleri Bakanlığı’nın ardından saldırıya ilişkin yorum yapan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da İsrail’in gıda yardımı bekleyen sivil Filistinlileri hedef almasını güçlü bir şekilde kınadığını ifade etti.
7 Ekim’de Hamas’ın Aksa Tufanı Operasyonu ardından Gazze’yi işgale başlayan İsrail’in saldırılarında bu zamana kadar öldürülen Filistinlilerin sayısı 30 bini geçmiş durumda. İsrail’in insani yardımların girişine ambargo uyguladığı Gazze’de hayatta kalan Filistinliler de kıtlıkla burun buruna bir hayat sürüyor. Nadiren Gazee’ye giriş yapabilen ve kısıtlı sayıda yardım ulaştıran insani yardım tırları da büyük kuyruklarla karşılanıyor. Perşembe günü yaşanan facia da tam da böyle bir atmosferde gerçekleşti. Gazze kentinin güneyinde, Gazze Şeridi’ni kuzeyden güneye bağlayan Reşid Caddesi üzerindeki Nablusi Kavşağı’nda insani yardım bekleyen Filistinliler hedef alındı. Ancak olaya dair spekülasyonlar da açıklığa kavuşmuş değil. Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı ve görgü tanıkları İsrail’in gıda bekleyen Filistinliler üzerine ateş açtığını ifade ederken İsrail ise gıda kuyruğunda yaşanan izdihamı işaret ederek bazı Filistinlilerin de kargaşa içerisinde yardım tırları tarafından ezildiğini öne sürdü.
Almanya da bu spekülasyonların açıklığa kavuşması için İsrail ordusundan açıklama talep etti. Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, İsrail ordusundan dün insani yardım almak için toplanan Filistinlilerin nasıl öldüğünü “tam olarak açıklamasını” talep etti ve bu olayın kendisini “şok ettiğini” söyledi. Sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda Baerbock, “İnsanlar kendileri ve aileleri için yardım malzemesi beklerken öldürüldü. Gazze’den gelen haberler beni şok ediyor. İsrail ordusu bu kitlesel panik ve silahlı saldırının nasıl gerçekleşmiş olabileceğini tam olarak açıklamalıdır. Kurbanların ailelerine başsağlığı diliyorum. Gazze’de insanlar yaşamaya değil ölmeye daha yakın. Daha fazla insani yardım gelmeli. Hem de derhal” dedi. Alman Bakan, rehinelerin Filistinli örgütlerin elinden kurtarılması ve Gazze’de daha fazla insanın ölmemesi için ateşkes çağrısı yaparak yardımların da güvenli bir şekilde dağıtılması gerektiğini söyledi.
Biden’ın esir takası ve ateşkes görüşmelerinin zora gireceği yorumu ardından Hamas, doğrular nitelikte bir açıklama yayınladı. Hamas olayın ardından esir takası müzakerelerinin sona erebileceği uyarısında bulundu. Yapılan açıklamada, “Müzakereler halkımızın kanı pahasına yürütülen ilerleyen bir süreç değildir” denildi.
İsrail ordusu, olay öncesinde Gazze’de yardım kamyonlarını yağmalayan kişiler olduğunu iddia ettiği bir video yayınladı. Zorla yer değiştirme ve yardıma erişimin olmaması nedeniyle, ajanslar Gazze’deki nüfusun çoğunun gıda yoksunluğu çektiği konusunda uyarıda bulunmayı sürdürüyor. Ocak ayında yapılan araştırmalarda iki yaşın altındaki her altı çocuktan birinin yetersiz beslendiği tespit edildi ve Gazze’deki bir kliniği baz alan bir araştırmada her beş hamile kadından birinin de yetersiz beslendiği kaydedildi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz’ın sosyal medya platformundaki paylaşımına ilişkin açıklamalarda bulundu. Keçeli “İsrail hükümetinin tüm üyelerinin Gazze’de işlemekte oldukları suçlardan ötürü er veya geç adalet karşısında hesap vereceğine inanıyoruz” dedi.
İsrail Dışişleri Bakanı Katz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Hamas Politbüro Başkanı İsmail Haniye’nin görüşmesiyle ilgili ithamlarda bulunan bir paylaşım yapmıştı.
İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron İsrail’in tepki çeken saldırısıyla ilgili yaptığı açıklamada “Derhal soruşturma başlatılmalı ve hesap sorulmalı. Bunun bir daha yaşanmaması gerekiyor” dedi.
Cameron ayrıca Gazze’ye şubatta ulaştırılan yardım miktarının ocaktakinin yarısı olduğunun ve bunu kesinlikle kabul edilemez bulduklarının altını çizdi.
İsrail’in Gazze’dekilere yeterli insani yardımın ulaşmasını sağlama yükümlülüğü bulunduğuna vurgu yapan Cameron, şunları kaydetti:
“Çözülmesi gereken birkaç sorun tespit ettik. İsrail acilen daha fazla geçiş açmalı, bürokratik engelleri kaldırmalı, Gazze’deki yardım operasyonlarını etkinleştirmeli, sıradan Filistinlileri, sivil toplum kuruluşlarını, sağlık çalışanlarını ve yardım faaliyetlerinde bulunan diğer kişileri korumak için gerekli çatışmasızlık mekanizmasını oluşturmalıdır.”
Mısır ve Ürdün olayın ardından İsrail’i kınayan ayrı ayrı açıklamalar yayınladı. Esir takası ve ateşkes görüşmelerinde masadaki arabuluculardan Mısır tarafından yapılan açıklamada, “Yardımları almak için bekleyen sivillerin hedef alınmasını utanç verici bir suç ve uluslararası hukukun açık bir ihlali olarak görüyoruz” denildi. Filistin’in BM Büyükelçisi Perşembe günü yaptığı açıklamada BMGK’dan Gazze’deki olayı kınamasını istedi. Agence France-Presse’in haberine göre Riyad Mansour, Cezayir’in talebi üzerine kapalı kapılar ardında yapılan toplantı öncesinde gazetecilere yaptığı açıklamada “Güvenlik Konseyi artık yeter demeli” dedi. AA ise sözkonusu kınama açıklamasının Washington tarafından engellendiğini yazdı.
Lübnan Dışişleri Bakanlığı, dün Gazze’de insani yardım almak üzere toplanan 100’den fazla Filistinlinin öldürülmesiyle ilgili olarak Fransa’nın yaptığı bağımsız soruşturma çağrısını yineledi. Bakanlık yaptığı açıklamada İsrail’i “onlarca savunmasız Filistinli sivili kasıtlı olarak öldürdüğü ve yüzlercesini yaraladığı” gerekçesiyle kınadı. Açıklamada olayların “Filistin halkını umutsuzluğa sürükleyen ve yangına körükle giden aç bırakma, toplu halde yok etme politikası çerçevesinde” meydana geldiği ve “adil ve kapsamlı bir barış şansını” zayıflattığı belirtildi. Bakanlık ayrıca sorumluların belirlenmesi ve bu suçtan sorumlu tarafın hesap vermekten ve cezalandırılmaktan kaçmasının önlenmesi için uluslararası soruşturma komitesi kurulması çağrısında bulunmaktadır.”
7 Ekim’den bu yana İsrail ve İran’ın liderliğindeki Direniş Ekseni’nin en güçlü üyesi Hizbullah arasında sık sık çatışma yaşanıyor.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning başkent Pekin’de düzenlenen günlük basın toplantısında AA muhabirinin saldırıya ilişkin sorusuna “Çin olarak şok içindeyiz ve güçlü şekilde kınıyoruz” şeklinde yanıt verdi. Mao, Çin’in Güvenlik Konseyi’nin daha anlamlı tedbirler alması için uluslararası toplumla birlikte çalışmayı sürdüreceği, Gazze Şeridi’nde ateşkesin sağlanması ve gerilimin düşürülerek soruna iki devlet temelinde çözüm bulunması için elinden gelen çabayı göstereceğini vurguladı.
Saldırıda hayatını kaybedenlerin yasını tutuklarını, yaralılara en kalbi duygularını ilettiklerini ifade eden Mao “İlgili taraflara ve özellikle İsrail’e çatışmalara son verme, sivilleri koruma ve daha kötü bir insani krizi önlemek üzere erişimi güvenceye alma çağrısı yapıyoruz” dedi.
Sözcü Mao, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) olayın ardından açıklama yapmasının ABD tarafından engellendiğine ilişkin haberler için ise “Gazze’de benzeri görülmemiş bir insani kriz yaşanıyor. Güvenlik Konseyi derhal harekete geçmeli ve ateşkesi teşvik etmeli. İlgili büyük ülkeler sorumlu tavır almalı, ateşkes çabalarını samimi şekilde desteklemeli” değerlendirmesinde bulundu.
The Guardian’dan Patrick Wintour’un aktardığına göre, 12 ülkeden 200’den fazla milletvekili, Gazze’ye yönelik saldırılarında “İsrail’in uluslararası hukuku ağır bir şekilde ihlal etmesine” ortak olmayacaklarını savunarak, hükümetlerini İsrail’e silah satışına yasak getirilmesi çağrısında bulundular. Progressive International tarafından organize edilerek siyasetçilerin imza attığı mektup, Gazze’de 30 binden fazla Filistinlinin ölümü karşısında kamuoyunda oluşan öfkeyi, şimdiye kadar yapılan ateşkes çağrılarının duymazdan gelindiği eleştirisini taşıyor. İmzacılar, Gazze’de durumun meşru müdafaa ya da orantılılık tanımlarının ötesine geçtiğini ifade ederek yıkımın ölçeği göz önüne alındığında, silah tedarik eden hükümetlerin yasal itirazlara karşı savunmasız olduğuna vurgu yaptı. İmzacıların tamamı, hükümetlerin İsrail’e silah satışına izin verdiği parlamentolardaki milletvekillerinden oluşuyor.
Dokuzu siyasi partilerin mevcut ya da eski liderleri.
İmzacılar arasında, Türkiye’den DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli de var. Diğer imzacılar da eski İngiltere İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn, Avustralya senatosundaki Yeşiller partisinin lideri Larissa Waters, France Unbowed’ın koordinatörü Manuel Bompard, Belçika İşçi Partisi Genel Sekreteri Peter Mertens, Kanadalı milletvekili Niki Ashton, Brezilya milletvekili Nilto Tatto, Die Linke’nin eski lideri Bernd Riexinger, İspanya’dan Podemos’un lideri Ione Belarra, Hollanda Sosyalist partisinin lideri Jimmy Dijk.
Öte yandan ABD’den tek imzacı olan isim de Filistin kökenli Michigan kongre üyesi Rashida Tlaib oldu. Tlaib, Filistin’deki insani krizi gündeme getiren, meclisin ilk Müslüman kadın üyelerinden biriydi. Ardından İsrail destekçileri tarafından hedef gösterilmişti.