Akbelen ormanını kesip maden yapan şirket şimdi 511 hektarlık eski maden alanına ağaç ekiyor

Gökova Körfezi kıyısındaki Yeniköy-Kemerköy termik santralı için 740 dönümlük Akbelen ormanını maden sahası yapan, ağaçları kesen şirket şimdi Hüsamlar'daki 511 dönümlük eski maden sahasında rehabilitasyona başladı, saha yeniden ağaçlandırılıyor.

Çevre 13 Kasım 2024
Hüsamlar Yeniden-Eski Maden Sahası Rehabilitasyonu projesi törenle başladı.

Yeniköy ve Kemerköy Termik Santralları ilk inşa edildiği 1980’li yıllardan beri Türkiye’nin tartıştığı enerji santralları. Tartışmanın en büyük sebebi, bu santralların yakıp kullanacağı kömür yataklarının doğa harikası bir bölgede ormanların altında olması. Bölge, Türk turizminin de en önemli merkezlerinden Gökova Körfezi’nin komşusu, Bodrum’a ve Milas’a çok yakın bir yerde.

Geçen yıl bu santral yeni açacağı maden sahasıyla ilgili gündemden düşmüyordu. Akbelen adı verilen bölgede 740 dönüm büyüklüğünde orman arazisi devlet tarafından santralı işleten şirkete verilmişti. Şirket burada ağaçları kesip madenciliğe başlamak istiyordu ama civardaki köylülerin ve çevrecilerin direnişiyle karşılaştı. Direniş haftalarca sürdü, tatsız olaylar yaşandı. Sonunda devletin dediği oldu, şimdi Akbelen ormanları artık yok, orası bir maden sahası.

Türkiye’nin madencilik kanunlarına göre bir bölge maden çıkarılmak üzere tahsis edildikten ve buradaki maden çıkarıldıktan sonra işletmeci şirket veya devletin bu eski maden sahasını yeniden doğaya kazandırması, yani eğer orası eskiden ormansa yeniden orman haline getirmesi gerekiyor. Bu gereklilik her zaman uygulanmıyor; Türkiye’de açılmış ve verimi sona ermiş pek çok maden sahası halen çürük diş gibi duruyor, kimsenin oraları rehabilite ettiği yok. Hatta örneğin İstanbul Havaalanı tam da bu on yıllar boyunca rehabilite edilmemiş eski maden sahalarının üzerine yapıldı.

Ama ayrıksı örnekler de yok değil. İşte dün gelen haber: 740 hektarlık Akbelen ormanlarını kesip maden sahası yapan Yeniköy Kemerköy Enerji daha önce maden çıkardığı 511 hektarlık alanda Cumhuriyet tarihinin tek seferde yapılan en büyük rehabilitasyon projesini başlattı.

Doğaya geri kazandırma çalışmalarında “Hüsamlar Yeniden-Eski Maden Sahası Rehabilitasyonu” ismiyle hayata geçirilen projenin pilot uygulaması 65 hektarlık alanda yapıldı. Çalışmada eski maden sahasına yürüyüş yolları yapılacak, piknik alanları ve göletler gibi bir dizi rekreasyon alanı oluşturulacak. Milas’ın simgesi olan bir anıt zeytin ağacı da rehabilitasyonun merkezine dikilecek.

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Maden ve Petrol İşleri (MAPEG) Genel Müdürü Arslan Narin maden rezervlerimizin ekonomiye kazandırılması gerektiğini belirterek madenciliğin ülkemizin kalkınmasında son derece önemli bir sektör olduğunu ifade etti. Maden sahalarının rehabilitasyonu konusunda ülkemizin önemli bir aşama kaydettiğini vurgulayan Narin “MAPEG olarak yürüttüğümüz TÜRMES projesi ile rehabilitasyon faaliyetlerini yerinde inceleyerek bir envanter oluşturuyoruz. Bugüne kadar 9 bin hektarlık alanda 20.7 milyon ağaç dikildiğini tespit ettik. Madenlerimizi keşfedecek, sürdürülebilir yöntemlerle işletecek ve sonunda doğaya geri kazandıracağız” dedi.

Yeniköy Kemerköy Enerji Genel Müdür Yardımcısı Burak Işık Cumhuriyet tarihinin tek seferde en büyük doğaya geri kazandırma projesi olan Hüsamlar Maden Ocağı’nın rehabilitasyonu öncesinde bölge halkı, üniversiteler ve yerel yöneticiler ile bölgenin dokusuna uygun planlama yaptıklarını kaydetti. Işık “Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Bilim Kurulu sahadaki çalışmaları izledi, değerlendirdi ve raporladı. Dernek, sahada yaptığı incelemelerden sonra rehabilitasyon süreçleri ile ilgili iki rapor hazırlayarak web sitesinde yayımladı. Süreç boyunca şeffaf bir çalışma yürüttük” dedi.

Rehabilitasyon çalışmalarında detaylı bir planlama yaptıklarının altını çizen Burak Işık “Planlama süreci rehabilitasyon çalışmalarının yüzde 90’ını oluşturuyor. Doğru bir planlama, başarılı bir rehabilitasyonun ilk şartı” diyerek sözlerine şöyle devam etti:

“Geçen yıl 65 hektar alanda yaptığımız dikim çalışmalarında yüzde 96’ya var tutma oranı elde ettik. Doğru bir planlama ile bunu başardık. Türkiye Tabiatını Koruma Derneği’nin deneyimi ve bölge halkı ile yapılan istişareler bu başarının temel unsurları oldu. Biz Yeniköy Kemerköy Enerji olarak önümüzdeki dönemde de rehabilitasyon çalışmalarını detaylı bir şekilde planlamaya ve uygulamaya devam edeceğiz. 2032 yılına kadar 1363 hektar alanda maden sahası rehabilite etmeyi şimdiden planladık. Maden sahalarının rehabilite edilmediği yönündeki algının da değişmesi için elimizden geleni de yapmaya devam edeceğiz. Sahada gönüllü olarak sürdürdüğümüz çalışmalarımız devam edecek.”

‘Doğanın kendini canlandırma sürecini hızlandırmak gerekir’

Etkinlikte düzenlenen “Hüsamlar Yeniden-Eski Maden Sahalarının Rehabilitasyonu” panelinin moderatörlüğünü gazeteci ve yazar Didem Eryar Ünlü yaptı. Panele İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Kumral, Ankara Üniversitesi Gıda Güvenliği Müdürü Prof. Dr. Mücahit Taha Özkaya, Ankara Üniversitesi Su Yönetimi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Gökşen Çapar ve Hüsamlar Yeniden projesinin danışmanı Doç. Dr. Sultan Gündüz katıldı. Prof. Dr. Mustafa Kumral doğanın kendini canlandırma sürecini hızlandırmak gerektiğini söyleyerek sözlerine şöyle devam etti:

“Madenlerin hepsini kapatalım ve dünyadan çekelim? Ne kalır geriye? Sadece dünya değil, çok önem verdiğimiz sürdürülebilirlik de ortadan kalkmaz mı? İlk insan da maden kullanmış, son insan da kullanacak. Ne yapmamız lazım? Biz maden sahalarını yeniden rehabilite ederek, yeniden projelendirerek topluma ve çevreye geri kazandırmalıyız. Temelde bu malzemeleri üreterek ekonomiye kazandırmamız şart. Başka yolu yok. Maden olmasa insanlık olmazdı. Kullandığımız her şeyde maden var. Demek ki maden hayatın ta kendisi. Doğa kendini rehabilite edebiliyor aslında, bizim görevimiz bunu hızlandırmak. Hız çağındayız ve doğanın bu canlandırma sürecini hızlandırmamız gerekiyor.”

MAPEG Genel Müdürü Arslan Narin eski maden rezervlerinin rehabilitasyonu programında bugüne kadar 9 bin hektarlık alanda 20.7 milyon ağaç dikildiğini söyledi.

‘Linyit madeni madalyalı zeytin bahçesine çevrildi’

Ankara Üniversitesi Gıda Güvenliği Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mücahit Taha Özkaya bir linyit madeni sahasını madalyalı bir zeytin bahçesine çevirme projesindeki deneyiminden bahsetti: “Doğal saksı yöntemi uyguladık. Dikim sırasında kompostlu toprak hazırladık. Arazide ot dikildi, kaymayı engelledik. 3-4 sene sonra sulamayı de keselim dedik. Çünkü bizim için önemi olan zeytinyağından polifenol elde etmek. Bu hastalıklara karşı çok önemli bir madde. Polifenol üreterek ekonomiye daha fazla fayda sağlamayı amaçladık. Projede 680 polifenol elde ettik. Zeytin o kadar kadim ve dayanıklı bir ağaç ki sahra çölünde bile zeytincilik yapılıyor. Sahra çölünün üstünde bulut geçmez. Yağmur yok, ama zeytin az suyla yaşayabilen bir ağaç türü. Hatta az suyla daha fazla polifenol üretiyor, daha değerli oluyor. Bizim katma değerli zeytinyağı elde etmek için zeytin üreticisini işin içine katmamız lazım? Nasıl yapacağız? Bahçelere destek verip katma değeri yükselterek, zeytin ağaçlarını taşıyabiliriz. Doğayla uyumlu bir madencilik yürütmemiz gerekiyor.”

Önümüzdeki yılların en önemli konularından biri olan su havzası yönetimi konusunda görüşler sunan Ankara Üniversitesi Su Yönetimi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Gökşen Çapar ise “Hepimiz su kullanıcısıyız. Ama bir tesiste içme suyu kalitesinde su mümkünse kullanmamalıyız. Farklı şekilde düşünmek zorundayız. Tarlada, tesiste suyu yeniden kullanmanın farklı yollarını aramalıyız. Atıkları en iyi şekilde yönetmek kadar sorumlu tüketim ve üretim de çok önemli” dedi.

Hüsamlar Yeniden Projesinin danışmanı Doç. Dr. Sultan Gündüz proje kapsamında yapılması planlanan peyzaj çalışmalarından bahsederek şunları söyledi: “Birçok farklı disiplinle çalışıyoruz, projeyi hepsinden bilgi alarak yürüttük. Birçok köyü ziyaret ettik ve burada hangi türler olur, hangisine ihtiyaç var araştırma yaptık. Rehabilitasyon süreci, doğanın dinamiklerini anlama ve ona göre uygulama oluşturma anlamına geliyor. Hayal üretmeden, gerçeğe en yakın uygulamaları seçmek önemli. Burada her bitki can suyu temin etmek gerekecek. 511 hektarlık alanda bu çok zor, bu nedenle mevcut su kaynaklarının etkin kullanımı ve yağmur hasatı uygulamalarından nasıl yararlanılacağı hususunda çalışmalar devam ediyor. Ama iş birliğiyle, çok farklı mecralarla çalışarak, tüm yönleriyle bu sahayı inceleyerek burayı projelendirdik ve çevresel sürekliliğin şartlarını yakalamayı başardık. “

Etkinlik kapsamında ayrıca Yeniköy Kemerköy Enerji ile Türkiye Tabiatını Koruma Derneği arasında maden rehabilitasyonu çerçevesinde yapılan Maden Rehabilitasyonu İzleme Protokolü’nün bir yıl daha uzatılması nedeniyle bir de imza töreni düzenlendi.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.