OpenAI-New York Times davası: ‘Kanıt yaratmak için ChatGPT’yi hacklediler’
Attila Köksal ‘Dijital Çağda Yatırım’ adlı kitabında yeni yatırım fırsatlarının yanı sıra bugüne kadar görülmemiş tehditlerin de görüldüğü dijital çağda okurlarına çıktıkları ‘finansal bağımsızlık yolculuğu’nda katkıda bulunmayı hedeflemiş.
Toplumun önemli sayılabilecek bir bölümü Attila Köksal’ı “finansal okuryazarlık” terimiyle tanıdı. Finansal okuryazarlığı kişinin para kullanma ve yönetimi hakkında bilgiyle değerlendirme yapma ve etkili karar verme yetisi olarak tanımlayan Köksal insanların yaşamları boyunca ellerindeki parayı doğru yerlerde bilinçli olarak kullanmasını ve yatırımlarını akıllıca değerlendirmesini sağlamayı amaçlayan bir sivil toplum örgütü olan Finansal Okuryazarlık ve Erişim Derneği’nin (FODER) Yönetim Kurulu Başkanlığını da yaptı.
Ancak bu görevinden önce de hayli uzun finans geçmişi ve deneyimi olduğunu vurgulamak gerekiyor. Uzun yıllar önce finans dünyasına adım atan Köksal bu sürede aralarında Ünlü Menkul Değerler’in de bulunduğu birçok aracı kurum ve yatırım şirketinde üst düzey yöneticilik, genel müdürlük ve yönetim kurulu üyeliği yaptı. 2011-2014 yılları arasında Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği’nin Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürüttü. Borsa İstanbul, VOB a.Ş. ve CFA Institute de Köksal’ın bilgi ve deneyiminde yönetim kurulu üyesi olarak yararlandılar. Attila Köksal halen Turkish Dijital Teknolojiler A.Ş.; Türk Sigorta, WWF Türkiye’de Yöneti Kurulu ve Habitat Derneği’nde de Danışma Kurulu üyeliği yapıyor.
Sabancı Üniversitesi’nde Davranışsal Finans dersleri veren Köksal’ın yakın zamana kadar yazar arkadaşlarıyla birlikte kalem aldığı “Geleceğe Yatırım” serisinde yayınlanan Yarının Büyükleri İçin Tasarruf ve Yatırım Tavsiyeleri, Aileler İçin Yatırım ve Tasarruf Tavsiyeleri ile Parasal Konularda Yaptığımız Hatalar adlı üç kitabı vardı. Bu üçlüye şimdi bir dördüncüsü katıldı.
Bu hafta Remzi Kitabevi tarafından yayımlanan “Dijital Çağda Yatırım” adlı kitabında Köksal yeni yatırım fırsatlarının yanı sıra bugüne kadar görülmemiş tehditlerin de ortaya çıktığı dijital çağda okurlarına “finansal bağımsızlık yolculukları”nda katkıda bulunmayı hedeflemiş.
Konuları daha kolay anlaşabilir kılmak için infografikler, QR kodları ve ilginç görseller kullanmış. Kitapta karmaşık finans terimleri yok. Birikim, yatırım ve doğru varlık dağılımı konularında temel bilgiler anlaşılabilir şekilde verilmiş. Kolay okunuyor ve su gibi akıp gidiyor. Ancak siz siz olun, kitabı Köksal’ın önsözde belirttiği gibi 11. bölümden yani sondan okumaya başlayın.
Attila Köksal önemli olduğunu düşündüğüm ve su gibi akıp giden kitabıyla ilgili 10Haber’in sorularını yanıtladı:
Dijital çağı sıradan bireylerin yatırımları açısında çok da uzak olmayan geçmiş dönemlere göre farklılaştıran etkenler nelerdir? Dijital çağ sıradan bireylere yatırımlarında hangi avantajları sağlıyor ve hangi dezavantajlarla karşılaşmalarına neden oluyor? Bu çağın getirdiği yenilikler sıradan yatırımcının davranışını nasıl etkiliyor?
Dijital çağ bireysel yatırımcıların finansal dünyaya erişimini kökten değiştirerek çeşitli avantajlar ve dezavantajlar getirdi. Geçmişte yatırım yapmak için teknik donanıma, bilgi kaynaklarına ve erişim araçlarına sahip olmak gerekirken, bugün yatırım yapmak çok kolaylaştı, moda tabir ile “demokratikleşti.” Artık yatırımcılar dijital cihazlarından dünyanın her yerinde yatırım yapabiliyor. İşlem ve fon yönetim maliyetleri çok düştü, yatırım araçları gelişti ve bunlar hakkında bilgi edinmek için kolaylıkla ulaşabileceğimiz bilgi kaynakları oluştu. Robot-danışmanlar sayesinde artık çok küçük miktarda birikimi olan bireyler bile yapay zeka destekli yatırım danışmanlığı hizmeti alabiliyor.
Ancak dijital çağ aynı zamanda bazı sorunları da beraberinde getiriyor. Bilgi fazlalığı ve bilgi kirliliği yatırımcıların kararlarını etkiliyor, zorlaştırıyor, hatta onları yanlış yönlere sevk ediyor. Dijital dolandırıcılık riskleri, siber güvenlik sorunları ve hızlı hareket eden piyasalarda ani karar alma baskısı gibi durumlar, yatırımcıları sıkıntıya sokabiliyor. Yedi gün, 24 saat işlem yapabiliyor olmak bizleri kısa vadeciliğe yönlendiriyor. Şirketlerin ürünlerinin satışını arttırmak için kullandıkları yapay zeka ve büyük veri destekli davranışsal müdahaleler kendimize ait olmayan paralar ile ihtiyacımız olmayan şeyleri almamıza neden oluyor. Bu da, tasarruf ve birikim yapmamızın önündeki en önemli engellerin başında geliyor.
Sosyal medya bizleri az tanıdığımız veya hayatımızda bir kere bile görmediğimiz kişilerle sürekli bir iletişim içinde tutuyor. Sosyal etkileşimin kararlarımız üzerindeki etkisi her geçen gün artıyor. Bu etkileşim bizleri dışarıda kalma korkusu, mahalle baskısı, aynı yönde düşünme ve sürü davranışı gibi etkiler altında bırakıyor. Uzman olduklarını düşündüğümüz (ama aslında öyle olmayan) kişilerin tavsiyelerini dinleyip yaşantımızı etkileyecek önemli finansal kararlar alabiliyoruz. X veya WhatsApp gibi yankı odalarında yayılan haberleri dinleyip oralardan beslenen piyasa dolandırıcılarının (manipülatörlerin) tuzaklarına düşüyoruz.
Teknolojiyi yoğun kullanmamız bizlerde sağlık sorunları da ortaya çıkarıyor. Dijital bağımlılık sosyal izolasyona neden olabiliyor. Özellikle dijital cihazlarda çok vakit geçiren çocuklar ve gençlerde fiziksel aktivitenin azalması fiziksel ve zihinsel sorunlara yol açıyor, uyku bozukluklarına, dikkat eksikliğine, göz ve beyin ile ilgili sorunlara neden oluyor.
Okurlarınıza pek de görülmemiş bir şekilde “kitabı sonlarından okumaya başlamalarını” tavsiye ediyorsunuz. Bunun nedeni nedir? Yazımının bir buçuk yıl sürdüğünü belirttiğiniz kitabınızda hızla değişen finansal teknoloji nedeniyle hangi bölümleri tekrar yazmak zorunda kaldınız?
Kitabımı 11’ci bölümden okumaya başlama tavsiyesine gelince, kitabı tamamladıktan sonra genel bir özetini yapmaya karar verdim. Okurların önce bu özeti okuyarak kitabın genel içeriği konusunda bilgilenmelerinin daha yararlı olacağını düşündüm. Bu bölümü başa da alabilirdim, ama tüm bölümler yazıldıktan sonra şekillendiği için orada kalmasının uygun olduğunu düşündüm.
Kitapta dünyadaki ve Türkiye’deki finansal teknoloji alanındaki gelişmeleri anlattım ve önde gelen finansal teknoloji uygulamalarını tanıttım. Teknolojinin hızla gelişmesi nedeniyle bazı bölümleri yeniden ele alıp güncellemek zorunda kaldım. Özellikle finansal teknoloji ve yapay zekanın yatırım dünyasındaki etkisi sürekli değişiyor; bu yüzden teknolojinin nasıl evrildiğini ve özellikle yatırımcı psikolojisine etkilerini anlatan bölümlerinin sık sık güncellenmesi gerekiyor. Bunu web sitemde ve kitabın gelecekteki baskılarında devam ettireceğim.
Finansal Refaha Ulaşma Algoritması olarak tanımladığınız 13 adımı atmak sıradan bir birey için çok zor ve disiplin gerektiren bir iş. Bu 13 adımdan “bunları bile yapsanız, refaha ulaşma yolunda önemli adımlar atmışsınız” diyebileceğiniz üçü hangileridir ve bu üçü diğerlerinin önüne neden geçiyor?
Finansal refaha ulaşmanın 13 adımı disiplinli bir süreç gerektiriyor. Ancak, en azından uygulanması halinde bireyleri finansal açıdan ileri taşıyacak üç önemli adımı şu şekilde sıralayabilirim:
1.Bütçe Yapmak: Kişinin gelir ve giderlerini takip etmesi, uzun vadeli finansal sağlığının temelidir.
2.Düzenli Tasarruf: Bütçe yaptıktan sonra, belirli bir oranda tasarruf etmek, finansal refaha giden en kritik adımlardan biridir.
3.Doğru Varlık Dağılımı: Tasarrufları çeşitlendirilmiş bir portföyde değerlendirmek, finansal dalgalanmalara karşı koruma sağlar.
Bütçe yapmadan ve bütçemizi takip etmeden tasarruf, tasarruf etmeden birikim yapamayız. Dolayısı ile, yatırım yapmayı öğrenmeden önce gelir ve giderlerimizi kontrol etmeyi ve birikim yapmayı öğrenmeliyiz. Bu konuda özellikle genç yaşlarda sağlıklı alışkanlıklar geliştirmek ömrümüz boyunca bizlere yardımcı olacaktır.
Sizce bugünün Türkiyesi’nde bireyin “Finansal Refaha Ulaştım” diyebilmesi için ulaşması gereken servet miktarı ülkemizin ekonomik krizlerle dolu yıllarını düşündüğümüz zaman ne olmalıdır?
Her birey için “finansal refaha ulaşma” seviyesi farklıdır. Bireyin çalışma yaşamından sonraki yıllarında ele güne muhtaç olmadan ve yaşam standardını önemli ölçüde düşürmeden rahatlıkla geçinebileceği bir birikime sahip olması önemlidir. Ülkemizde ortalama gelirin düşüklüğü birçok bireyin birikim yapmasının önünde engeldir. Birçok genç “elli lirayla, yüz lirayla para mı birikir” diyerek eline geçeni harcamaktadır. Doğru olan, miktarın büyüklüğüne bakmadan, genç yaşlardan itibaren düzenli olarak birikim ve yatırım yapmaktır. Bu alışkanlığa sahip olmak çok değerlidir ve uzun bir yaşamda büyük farklar yaratır.
Sıradan yatırımcı uzun vadeli varlık planlamasını ve varlık dağılımını nasıl yapmalıdır? Bu planlama ve dağıtım yatırımcının yaş almasıyla birlikte değişmeli midir?
Varlık dağılımı uzun vadede yatırımların performansını belirleyen en önemli etkendir. Finansal piyasalarda tecrübesi olmayan yatırımcıların yapmaları gereken şey, birikimlerini çeşitli varlık sınıflarına (hisse senedi, tahvil, emtia, vb.) yaymak ve piyasa zamanlamaları yapmaya kalkmadan düzenli olarak yatırım yapmaktır. Yatırımları takip etmek ve arada sırada gelişmelere göre “portföy dengelemesi” yapmakta fayda vardır. Yatırımcıların yaşla ve değişen diğer şartlarla birlikte değişecek uzun vadeli varlık planlaması ve varlık dağılımı için, risk toleranslarını belirlemelerinde fayda vardır. Ancak, göz önüne alınması gereken önemli bir konu, risk toleransının kişinin ruh halinden, piyasaların durumundan, sosyal ve siyasal gelişmelerden sürekli etkilendiğini, günden güne bile önemli değişiklikler gösterebileceğini anlamaktır.
Genç yaşlarda yatırımları yüksek getiri beklentisi olan global ve yerel hisse senetlerine yönlendirmekte fayda vardır. Hisse senetlerinin getiri oynaklığı yüksektir ancak düzenli bir tempoda uzun vadeli yatırım yapan bir birey için bu oynaklığın önemi yoktur. Yaş ilerledikçe risk toleransı azalabileceğinden, portföyde daha güvenli varlıklara yönelmek, uzun vadede bireyin finansal sağlığını koruyacaktır.
Özetle tasarruf, birikim ve yatırım konularında disiplinli davranmak, sabırlı olmak, riskleri yayarak yatırım yapmak ve uzun vadeli planına ve piyasalara güvenmek bir bireyin finansal refaha ulaşmasına önemli ölçüde yardımcı olur.
Köksal yeni kitabıyla önemli bir sosyal sorumluluk projesi de gerçekleştirmeyi hedefliyor: Kitabın içeriğinden yola çıkarak geliştirdiği “Dijital Finansal Okuryazarlık ve Yatırım Bilinci Eğitim Programı” ile üniversite öğrencilerine günümüzün finansal teknoloji uygulamalarını bilinçli bir şekilde kullanma becerisi kazandırmak.
Anlattığına göre bu programla, gençlerin dijitalleşmenin getirdiği fırsatları ve riskleri doğru şekilde analiz etmelerine, bilgiye dayalı kararlar alarak finansal anlamda bilinçlenmelerine katkıda bulunmaya çalışacak. Attila Köksal “Dijital finansal okuryazarlık seviyesini artırarak, öğrencilerin yalnızca yatırım dünyasında değil, dijital ortamda karşılaşabilecekleri her türlü riske ve bilgi kirliliğine karşı donanımlı olmalarını, teknolojiyi etkin ve güvenli bir şekilde kullanmalarını sağlamayı hedefliyorum” diyor.
Bu, program üzerinde geliştirilen ve Köksal’ın bugüne dek yazdığı kitapları, makaleleri, konuşmaları, YouTube videolarını ve podcastlerini içeren bir platformla desteklenecek. Gençler bu platforma ücretsiz olarak ulaşabilecek ve 7/24 yatırım, birikim ve finansal okuryazarlık hakkında sorular sorarak bu konularda destek alabilecek. Köksal’ın geliştirmekte olduğu web sitesinde kitabının içerdiği tüm konular ile ilgili videolar, yazılar ve podcastler yer alacak ve ziyaretçiler diledikleri zaman bunlara ücretsiz olarak ulaşabilecekler. Hedefinin bu programla öğrencilerde hem finansal kararlarında hem de kişisel yaşamlarında daha bilinçli, sabırlı ve güvenli adımlar atmaları için gerekli olan bilgi ve yetkinlikler hakkında farkındalık yaratmak olduğunu söylüyor Attila Köksal.
İlk aşamada, kitabın satışından elde edilecek kaynakla bu projenin 2025 yılının birinci veya ikinci çeyreğinde Türkiye’nin çeşitli şehirlerindeki on beş üniversitenin finans/ekonomi kulüpleriyle işbirliği içinde, yarım günlük bir eğitim programı olarak uygulanmasını hedefliyor. Nihai hedef de kurumsal bir sponsor desteği ile projeyi çok daha fazla sayıda öğrenciye ulaştırmak.
Attila Köksal bu programla ilgilenen üniversitelerin finans/ekonomi kulüplerinin de LinkedIn üzerinden kendisiyle iletişime geçmelerini rica ediyor.