Biden’a azil soruşturması: Temsilciler Meclisi onay verdi
ABD Hazinesi'nin nakit seviyesi, borç limiti müzakereleri devam ederken 38,8 milyar dolarla 2017'den bu yana en düşük seviyeye geriledi. ABD Hazine Bakanı Yellen, yazdığı mektupta "Kongre'yi mümkün olan en kısa sürede harekete geçerek ABD'nin itibarını korumaya çağırmaya devam ediyorum" dedi.
ABD Hazine Bakanlığı, hazinenin nakit dengesine ilişkin verileri açıkladı. Buna göre, ABD Hazinesi’nin nakit seviyesi, perşembe günü itibarıyla 38,8 milyar dolara geriledi. Bu oran, bir önceki gün 49,5 milyar dolar seviyesindeydi. Goldman Sachs da 19 Mayıs’ta ABD Hazine Bakanlığı’nın nakit seviyesinin 8-9 Haziran’da 30 milyar doların altına düşeceği tahmininde bulunmuştu. Bu durumun federal hükümetin yükümlülükleri yerine getirme kapasitesini olumsuz etkileyebileceği belirtilmişti.
ABD, 19 Ocak’ta 31,4 trilyon dolarlık borç limitine ulaşmış ve ABD Hazinesi limiti aşmamak için olağanüstü önlemler almaya başlamıştı. Hazine Bakanlığı, söz konusu olağanüstü önlemlerin haziran başında tükenebileceği uyarısında bulunmuştu. Söz konusu tarihin yaklaşmasına rağmen Beyaz Saray ile Cumhuriyetçiler arasında bütçe limitinin artırılmasına yönelik müzakerelerde ilerleme kaydedilse de henüz bir anlaşmaya varılamadı.
ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, borç limitinin 5 Haziran’a kadar artırılmaması veya askıya alınmaması halinde Hazine’nin yükümlülüklerini yerine getirmek için kaynaklarının yetersiz kalacağının tahmin edildiğini belirterek, Kongre’nin mümkün olan en kısa sürede harekete geçmesini istedi. Yellen, borç limitine ilişkin güncel bilgileri paylaşmak için ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy’ye göndermek üzere bir mektup daha kaleme aldı.
Önceki mektuplarında bilgi geldikçe Kongre’yi güncellemeye devam edeceğini belirttiğini hatırlatan Yellen, “Mevcut en son verilere dayanarak, Kongre’nin borç limitini 5 Haziran’a kadar artırmaması veya askıya almaması durumunda, Hazine’nin hükümetin yükümlülüklerini yerine getirmek için yetersiz kaynaklara sahip olacağını tahmin ediyoruz” ifadesine yer verdi.
Haziranın ilk iki gününde 130 milyar dolardan fazla planlı ödeme yapılacağını aktaran Yellen, bu ödemelerin Hazine’yi son derece düşük düzeyde kaynakla bırakacağına işaret etti. Yellen, 5 Haziran haftasında da tahmini 92 milyar dolarlık ödeme ve transfer yapılmasının planlandığını, bu nedenle Hazine’nin öngörülen kaynaklarının söz konusu yükümlülükleri yerine getirmede yetersiz kalacağını kaydetti.
Dün geçmişteki bazı borç limiti olaylarında uygulanan bir ek önlemin kullanıldığının bilgisini veren Yellen, kalan kaynakların son derece düşük seviyesinin hükümetin temerrütten kaçınmak için mevcut tüm olağanüstü önlemleri almasının gerektiğinin altını çizdi. Yellen, borç limitinin askıya alınması veya yükseltilmesi için son dakikaya kadar beklemenin iş ve tüketici güvenine ciddi zararlar verebileceğini, vergi mükellefleri için kısa vadeli borçlanma maliyetlerini artırabileceğini ve ABD’nin kredi notunu olumsuz etkileyebileceğini geçmiş borç limiti çıkmazlarından öğrendiklerini anımsattı.
Haziran başında vadesi dolan menkul kıymetler için Hazine’nin borçlanma maliyetlerinin önemli ölçüde arttığının şimdiden görüldüğüne işaret eden Yellen, “Kongre borç limitini artırmayı başaramazsa, bu Amerikan aileleri için ciddi zorluklara neden olur, küresel liderlik konumumuza zarar verir ve ulusal güvenlik çıkarlarımızı savunma becerimiz hakkında soru işaretleri uyandırır. Kongre’yi mümkün olan en kısa sürede harekete geçerek ABD’nin itibarını korumaya çağırmaya devam ediyorum” değerlendirmesini yaptı.
ABD’de federal hükümet, temerrüde yol açabilecek 31,4 trilyon dolarlık borç limitine ulaşmış bulunuyor. Borç limiti ya da borç tavanı, “ABD hükümetinin borçlarını ödemek için ödünç alabileceği para miktarının üst sınırı” anlamına geliyor. Borç limitinin aşılmasının ABD ekonomisine ciddi zarar vereceğinden endişe duyuluyor. Söz konusu limitin kısa süreli aşılmasının bile reel gayrisafi yurt içi hasılada (GSYH) düşüşe, yaklaşık 2 milyon kişinin işini kaybetmesine, işsizlik oranının mevcut yüzde 3,5 seviyesinden yaklaşık yüzde 5’e yükselmesine ve borçlanma maliyetlerinin artmasına yol açabileceği belirtiliyor.