Harris enflasyonu düşürmenin formülünü buldu: Gıdada fiyat artışlarını yasaklamak
Ocak ayında asgari ücreti sollayarak 8 bin 782 liraya ulaşan açlık sınırı, nisanda yüzde 5.65 yükselerek 10 bin 135 TL oldu. Yoksulluk sınırı ise 33 bin 14 TL'ye ulaştı.
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) 2022 Nisan’a ilişkin açlık ve yoksulluk sınırı verilerini açıkladı. Buna göre, dört kişilik bir ailenin aylık gıda harcamalarını kapsayan açlık sınırı martta 9 bin 590 TL iken nisanda 10.135,50 TL’ye çıktı. Kira, fatura, eğitim, giyim, ulaşım gibi tüm giderlerini kapsayan yoksulluk sınırı ise martta 31 bin 240 TL iken nisanda 33 bin 14,66 TL’ye yükseldi. Bekâr bir çalışanın aylık toplam yaşama maliyeti ise nisanda 13 bin 165 TL’ye ulaştı.
Türk-İş verilerine göre, Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sadece gıda için yapması gereken asgari harcama tutarı, bir önceki aya göre yüzde 5,67 oranında artmış oldu. Dört aylık değişim oranı yüzde 24,65 oranında olurken, son 12 aylık değişim oranı ise yüzde 90,38 olarak öne çıktı. 12 aylık ortalamalara göre değişim oranı yüzde 115,74 olarak hesaplandı. Araştırmada et, tavuk, balık, yumurta, kuru baklagiller, yağlı tohum ürünlerinin bulunduğu grupta yüksek fiyat artışları görülüyor.
Enflasyonun öncü güçlerinden kırmızı etteki fiyat artışı Türk İş araştırmasında da kendini gösterdi. Ortalamada ilk kez balık 140 TL’yi, dana eti 300 TL’yi, kuzu eti ise 350 TL’yi geçerek rekor kırdı, yumurtanın tanesi 3,5 TL’ye dayandı. Böylelikle bir ayda balık, kuzu, dana, tavuk, yumurta fiyatı sırasıyla yüzde 9, yüzde 21, yüzde 25, yüzde 11, yüzde 3 zamlanmış oldu.
Bir ayda pirinç ve un fiyatlarında sınırlı düzeyde artış gözlemlendi. Bulgur yüzde 4, makarna yüzde 5 zamlandı. İrmik fiyatı yüzde 4 düştü. Ramazan ayı sonrası, Ankara’da ekmek fiyatı bu ay değişmedi.
Taze sebze-meyve grubunda ise, semt pazarlarında yeşil soğan, kıvırcık gibi salata yeşilliklerinin ve pırasa, lahana gibi yeşil yapraklı sebzelerin fiyatları sırasıyla yüzde 20, yüzde 15 arttı.
Türk-İş’ten yapılan yazılı açıklamada, ücretlilerin satın alma güçlerinin enflasyon nedeniyle aşındığının altı çizilerek “Yapılması gereken zorunlu harcamaları karşılamakta yetersiz kalan ücret gelirleri nedeniyle hayat pahalılığı dar gelirlinin peşini bırakmıyor” denildi.
Gıda enflasyonunun 1.5 yıldan fazla süredir yüksek seyrettiğinin ifade edildiği açıklamada, şöyle denildi:
“Bu durum sabit gelirlilerin ücret ve maaşlara yapılan zamlara rağmen büyümeden pay almak bir yana alım gücünü düşürüyor. Buna bağlı olarak örneğin son bir ayda ortalama 50 TL, son bir yılda yüzde 150 artan kırmızı eti tüketmek düşük gelirli vatandaşlar için mümkün olmuyor.
Sadece hayvansal ürünler değil mutfakta en fazla tüketilen gıdalardan kuru soğan ve patates fiyatları da son bir yılda iki katına kadar artmış durumda. Üstelik dünyada gıda fiyatları BM Gıda ve Tarım Örgütü’ne (FAO) göre bir yıldır aralıksız her ay düşerek yüzde 20 azalmış olmasına rağmen…
Gıda alışverişlerinde bile kilogramdan, grama ve tane ile alışverişe göre hayatını idame ettirmek durumunda kalmış olan vatandaş, temel tüketimlerinden daha fazla kısamaz hale gelmiştir.”