Sektörün öncülerinden ‘Yapay zeka yok oluşumuzu tetikleyebilir’ mektubu
Dünya Ekonomik Forumu'nun bu yılki zirvesi pazartesi günü İsviçre’nin Davos kasabasında başlıyor. Yeni ekonomi politikaları ve yapay zekanın hızla ilerlediği bir dönemde 'güvenin yeniden inşası' ana temasıyla 300'ü aşkın oturum gerçekleştirilecek.
Dünyanın en etkili siyasi ve iş dünyasının liderlerinin katılacağı Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) bu yılki zirvesi jeopolitik çoklu krizlerin arttığı, yeni ekonomi politikalarının ve yapay zeka gibi teknolojilerin hızla ilerlediği bir dönemde pazartesi günü İsviçre’nin Davos kasabasında “güvenin yeniden inşası” temasıyla başlayacak.
2024’te dünya belirsizliklerin ortasında istikrar ararken, bu yıl 54’üncü kez gerçekleştirilecek zirveye 120 ülkeden 2 bin 800’den fazla iş insanı, siyasetçi, akademisyen ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi katılacak ve 300’ü aşkın oturum gerçekleştirilecek.
Birleşmiş Milletler (BM), küresel ekonomide büyümenin bu yıl yüzde 2,4’e gerileyeceğini 2020’den bu yana en düşük küresel ekonomik büyüme oranı olacağını hesaplarken, bu yıl Davos’ta değişen para politikaları ve artan borçlarla zorlu bir küresel ekonomik tablo da merkez bankası başkanları, finansörler ve iş dünyası liderlerinin karşısına çıkacak.
WEF’in yıllık toplantısı her yıl hükümet, iş dünyası ve sivil toplumdan üst düzey karar vericileri bir araya getirerek gelecek yılın önemli küresel sorunlarını ve önceliklerini ele alırken, İsviçre’nin Davos kasabasında gerçekleştirilecek olan 2024 Yıllık Toplantısı’nda, liderler belirsizlik ve hızlı değişim ortamında güveni yeniden inşa etmeye çalışacak.
Dünya Ekonomik Forumu, insani, iklim, sosyal ve ekonomik zorluklarla mücadelede ortak uluslararası eylemin önemini vurgulamak amacıyla bu yıl için “güvenin yeniden inşası” temasını seçti.
WEF’in yıllık olarak yayınladığı küresel risk analizine göre, dezenformasyon ve yanlış bilgilendirme, sıcaklık artışları, yoğun yağışlar, şiddetli fırtınalar ve uzun süren kuraklık gibi aşırı hava olayları dünya ekonomisinin karşı karşıya olduğu tehlikeler listesinin başında geliyor.
Gittikçe artan dezenformasyon, son zamanlarda yaşanan orman yangınları, Güney Asya ve Avrupa’daki seller iklim değişikliğinin insani ve ekonomik yönden maliyetini gözler önüne serse de jeopolitik çoklu krizlerin artması sorunun çözümü için küresel bir anlaşmaya varmanın zor olduğunu gösteriyor.
Son birkaç yıl içinde, kurumsal liderler, küresel pandemi, bozulan tedarik zincirleri, savaş, inatçı enflasyon ve diğer birçok aksaklıkla başa çıkmak zorunda kalırken, ekonomide dayanıklılık, enerji dönüşümü, küreselleşme, üretken yapay zeka, kurumları güçlendirme ve kadın sağlığı liderlerin zor zamanlarda üstesinden gelmesi gereken altı kritik tema olarak dikkati çekiyor.
Forum bu yıl, parçalanmış bir dünyada güvenlik ve işbirliğinin sağlanması, yeni̇ bir dönem için büyüme ve istihdam oluşturmak, ekonomi̇ ve toplum için itici̇ bir güç olarak yapay zeka, iklim, doğa ve enerji için uzun vadeli bir stratejiye odaklanacak.
Jeopolitik, genel olarak siyaset ve bunun iş dünyası üzerindeki etkileri de Davos’ta masaya yatırılacak. Teknoloji devrimi ve sürdürülebilirlik de liderlerin ele alacağı konular içinde yer alacak.
WEF Kurucusu ve İcra Kurulu Başkanı Klaus Schwab konuya ilişkin değerlendirmesinde “Parçalanmış bir dünya ve artan toplumsal bölünmelerle karşı karşıyayız. Bu da yaygın belirsizlik ve karamsarlığa yol açıyor. Kriz yönetiminin ötesine geçerek, mevcut sorunların temel nedenlerine bakarak ve daha umut verici bir geleceği birlikte inşa ederek geleceğimize olan güveni yeniden inşa etmeliyiz” dedi.
WEF’in yıllık toplantısında en son küresel gelişmeler de ele alınacak. Toplantılarda, dayanıklılığı ve güvenliği ilerletmek, yaşam standartlarını iyileştiren ekonomik büyümeyi canlandırmak, enerjiyi güvence altına alırken iklimi ve doğayı koruyan hızlı eylemleri sürdürmek, teknolojik gelişmelerin kapsayıcı olmasını sağlamak ve insanlara ve adil fırsatlara yatırım yapmak için gerekli işbirliğini yeniden canlandırma amaçlanacak.
Popülizmin yükselişi ve teknolojideki gelişmeler, tıp alanındaki hızlı gelişmelerin toplumu dönüştürmesi, robotik gelişmeler, yapay zeka, dijitalleşme Davos Zirvesi’nde tartışılacak diğer konuları oluşturuyor.
WEF’in küresel risk analizinde, kalıcı bir yaşam pahalılığı krizine ilişkin endişeler, yapay zeka (YP-AI) kaynaklı yanlış bilgi ve dezenformasyon ile toplumsal kutuplaşmanın iç içe geçmiş risklerinin bu yılın risk görünümünde belirleyici olduğuna vurgu yapılırken, yapay zeka teknolojilerinin olumsuz sonuçları en büyük riskler arasında olduğu bilgisi paylaşıldı. Bu yüzden WEF, bu yıl Davos’ta yapay zekayı ana temalarından birisi yaptı.
Yapay zekanın geçen yıl ivme kazanmasıyla ortaya çıkan yeni bir ekonomik çerçevede Davos’ta düzenlenecek forumlarda, “Yapay zekayı herkesin yararına olacak şekilde nasıl kullanabiliriz? Farklı düzenleyici ortam inovasyonu toplumsal risklerle nasıl dengeliyor? Yapay zeka, 5/6G, kuantum hesaplama ve biyoteknoloji dahil olmak üzere diğer dönüştürücü teknolojilerle nasıl arayüz oluşturacak?” sorularına cevaplar aranacak. Forumlarda, bu yıl dünya genelinde seçimler, olası salgın hastalıklar ve siber saldırılar da ele alınacak.
Son yıllarda Rusya-Ukrayna savaşı, İsrail-Hamas çatışması ve Kızıldeniz’deki silahlı çatışmalar dünya genelinde jeopolitik riskleri artırdı. WEF Başkanı Borge Brende, 2024 yıllık WEF toplantısının bugüne kadarki en karmaşık jeopolitik zeminde gerçekleşeceğini belirtti. Brende, WEF’de bu yılki odak noktalarının çoğunun Orta Doğu, Ukrayna ve Afrika’daki savaşlarla ilgili üst düzey diplomatik görüşmeler olacağını belirterek, “Bu çok zorlu dünyayı nasıl çözebileceğimizi görmek için doğru insanları bir araya getirdiğimizden emin olacağız” dedi.
Borge Brende, küresel zorlukların acil çözümler gerektirdiği bir dönemde, fikirleri eyleme dönüştürmek için yenilikçi kamu-özel sektör işbirliği gerekli olduğunu vurguladı.
WEF, Ukrayna ve Batı Balkanlar da dahil olmak üzere diplomasi için bir alan sağlama geleneğini de sürdürecek. WEF’in yıllık toplantısı başlamadan bir gün önce 14 Ocak’ta Davos’ta Ukrayna ve İsviçre hükümetlerinin ortak ev sahipliğinde 70 ulusal güvenlik danışmanı bir araya gelecek.
Çin Başbakanı Li Çiang, Davos’ta ABD’nin ülkesine karşı teknoloji konusunda baskısını ve Pekin’in Rusya-Ukrayna savaşını durdurulmasına yönelik arabulucu rolünü anlatacak.
Rusya-Ukrayna savaşı WEF’in son iki yıllık toplantısına damgasını vururken, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin bu yıl toplantıya katılıp bir konuşma yapması bekleniyor.
Davos’taki toplantılara herhangi bir Rus yetkilinin katılıp katılmayacağı ise belli değil.
Toplantılara Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres ve BM kuruluşlarının direktörleri de katılacak. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken gibi 40’tan fazla dışişleri bakanının da toplantılarda hazır bulunması bekleniyor. ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan da zirve de yer alacak.
Davos Zirve’sine 120 ülkeden 2 bin 800 binden fazla iş adamı, siyasetçi, akademisyen ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi katılacak.
40’tan fazla ülkenin devlet başkanı ve başbakan düzeyinde temsil edileceği zirvede, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Nijerya Devlet Başkanı Bola Ahmed Tinubu, Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda, Yunanistan Başbakanı Kyriakos Miçotakis, Katar Başbakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ve İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ve Hollanda Başbakanı Mark Rutte önemli katılımcılar olarak ön plana çıkıyor. Arjantin’in yeni seçilen Devlet Başkanı Javier Milei’nin de Davos’a gelmesi bekleniyor.
800’den fazla çok uluslu şirketlerin üst düzey yetkililerinin (CEO’ları) zirvede yeni pazar arayışında olması beklenirken, 150’den fazla küresel yenilikçi, teknoloji öncüsü ve sektörleri dönüştüren Unicorn da yer alacak. Ayrıca zirveye her yıl olduğu gibi Türkiye’den iş dünyasının önde gelen isimleri de katılacak.
WEF’in yıllık toplantısında, gelecekteki fırsatları araştırmanın yanı sıra ekonomik kalkınmada çözüm ve gelişmeleri gözden geçirmek amacıyla, kamu ve özel sektör arasındaki işbirliğini geliştirmenin yolları da masaya yatırılacak.
WEF toplantısına katılacak liderler, gelişen teknolojinin sunduğu fırsatları ve bunun uluslararası toplumda politika ve karar alma süreci üzerindeki etkisini keşfetme ihtiyacını da ele alacak.
Beş gün düzenlenecek oturumlarda küresel güvenlik, ticaret, ekonomik büyüme, istihdam, iklim ve doğa olayları, enerji dönüşümü, teknolojik gelişme ve bozulma ile sağlık ve refah konularında ilerleme kaydedilmesine yönelik en son öneriler ele alınacak.
WEF’teki oturumlarda bölgesel ortaklıklar incelenecek, Kuzey-Güney işbirliğini güçlendirmenin yolları ele alınacak ve ticaretin kolaylaştırılması için etkili ve kapsayıcı bir ticaret sistemini şekillendirmeye yönelik tedbirler değerlendirilecek.
Ekonomiyle ilgili oturumlarda ise IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlar, finans kurumları ve üst düzey ekonomistlerden oluşan liderler endüstriyel stratejiler, borç, yeni yüksek faiz gerçeği ve istihdam görünümü gibi en son ekonomik gelişmeler ele alınacak. Merkez bankası politikaları ve artan borçlar da Davos’ta gündemde olması bekleniyor.
İklim, doğa ve enerji konularında ise toplantılarda yenilenebilir enerjinin yaygınlaştırılması, enerji verimliliğinin artırılması ve enerji talebinin karşılanması ile doğanın korunması ve yenilenmesi için COP28’de yakalanan ivme ve elde edilen sonuçlara bakılacak.
Teknoloji konusunda forumlarda, riskleri anlayıp yönetme, hızlı teknolojik ilerlemenin fırsatlarını azami düzeye çıkarma tartışılacak. Toplantıda küresel siber güvenlik görünümü ve yapay zekaya ilişkin beklentiler ve yapay zekanın kapsayıcılığı da masaya yatırılacak.
Davos’taki toplantılarda insani kalkınma konusunda ise insanları ekonomik ve teknolojik dönüşümlerin merkezine odaklanılacak. Oturumlarda gelir eşitsizliği, sosyal hareketlilik, modern arz yönlü ekonomi, cinsiyet eşitliği ve sağlık ve refahı iyileştirme çabaları ele alınacak.
Kültür ve sanat oturumlarında ise Amazon ve yerli toplulukların korunması, toplumsal cinsiyet eşitliği için mücadele ve zorla yerinden edilme, doğal afetler, dünya kirliliği, ruh sağlığı ve refah konularına odaklanılacak.
Davos, İsviçre’nin Zürih kenti yakınlarında mütevazı bir kayak merkezi. Ancak ünlü olmasının nedeni bu değil. Davos her ocak ayında Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) yıllık toplantısına ev sahipliği yapıyor.
Küresel iş dünyası, hükümet, sivil toplum, medya ve akademi dünyasından seçilmiş delegeler, günün en acil sorunları etrafında verimli tartışmalar başlatmak ve nihayetinde etki oluşturmak için tasarlanmış oturumlara katılmak üzere İsviçre kasabasında bir araya geliyor
WEF’in temelleri 1971’de ekonomi profesörü Klaus Schwab tarafından atıldı. 1938 yılında Almanya’nın Ravensburg kentinde doğan Schwab, 1971’de WEF’in altyapısını oluşturan Avrupa Yönetim Forumu’nu kurduğunda Cenevre Üniversitesi’nde çok az tanınan bir ekonomi profesörü olarak görev yapıyordu.
Schwab’ın Avrupa Yönetim Forumu’nu kurmasındaki amacı yeteri derecede iyi performans sergileyemeyen Avrupalı şirketlere Amerikan tekniklerini anlatmaktı. Klaus Schwab, aynı zamanda sadece şirket hisse sahiplerinin değil, müşteri, çalışan, faaliyet gösterilen toplum ve hükûmetin yer aldığı bir yönetim anlayışı olan “Paydaşlar Yönetim Anlayışı” geliştirdi ve destekledi.
1973 yılının ana olayları olan Sabit Kur Sistemi Bretton Woods’un çökmesi ve Arap-İsrail Savaşı Avrupa Yönetim Forumu’nun yıllık toplantılarının şirket yönetiminden ekonomik ve sosyal sorunlara genişlemesine sebep oldu. 1974’de ilk defa siyasi liderler Davos’a davet edildi ve iki yıl sonra da dünyanın bin büyük şirketi için üyelik sistemi başlatıldı.
1987’de ise Avrupa Yönetim Forumu, Dünya Ekonomik Forumu (WEF) oldu ve dünyanın diyalog merkezi olmaya da başladı. 1988’deki yıllık toplantıda “Davos Deklarasyonu” Türkiye ve Yunanistan tarafından, bu iki ülkeyi savaş eşiğinden döndürmek adına imzalandı. 1989’da Kuzey ve Güney Kore ilk bakanlık düzeyinde toplantılarını yaparken, aynı yıl Doğu ve Batı Almanya Davos’ta birleşmeyi konuştu.
Schwab, çocukluğunda yaşanan II. Dünya Savaşı dönemindeki duygularının, dünyanın durumunu iyileştirmek amacıyla bir organizasyon kurması için ona ilham verdiğini belirtiyor. İsviçre’nin kayak merkezi Davos kasabasının güvenlik ve lojistik açısından dünyanın elitlerini toplamak için ideal bir yer olduğuna karar veren Schwab, WEF’in yıllık toplantılarını burada yapıyor.
Dünyanın en güçlü, ünlü ve varlıklı insanların katılımıyla her yıl yapılan Davos Zirvesi, iş dünyasından finansa, politikadan sivil topluma yılda 3 bin kadar dünya elitini bir araya getiren bir foruma dönüşerek bir etki oluşturmaya başladı. Davos, iş dünyası için fikir alışverişinde bulunmak ve network kurmak için önemli bir yer oldu.
Merkezi İsviçre’nin Cenevre kentinde bulunan WEF hedefini “dünyanın durumunu iyileştirmek” olarak tanımlarken, son yıllarda bu amacını yerine getirip getirmediğine yönelik sorular artmaya başladı.
Avrupa’da halkların popülist ve ırkçı söylem geliştiren liderlere yönelmesi ve küresel ticaret ve teknoloji savaşları, artan eşitsizlik ve hayat pahalılığı krizleri organizasyonun hedefini başarıp başaramadığına dair soruları artırıyor.
WEF’i eleştirenler, organizasyonun toplantılarının, buna Davos Zirvesi de dahil, büyük şirketlerin para yatırarak gözden uzak bir şekilde hükümetlere lobi yapabilmesi için güvenli bir alan oluşturduğunu iddia ediyor.
WEF, küresel kaygıları ele alan projeler yürütmek üzere birçok uluslararası kuruluş ve şirketle ortaklık yapıyor. Bu yıl işbirlikleri, gelecek nesil için dayanıklılık oluşturma, küreselleşmeyi yeniden hayal etme, yapay zeka için yeniden kablolama, yeşil geçişi yönlendirme ve güçlendirme açığı ve ekonomik kapsayıcılığı ele alma konularına odaklanıyor.
2020 yılında WEF, bir şirketin yalnızca hissedarlara değil, aynı zamanda çalışanlar, toplum ve gezegen de dahil olmak üzere şirketin kaderinde payı olan herkese değer sunması gerektiğini öne süren paydaş kapitalizmi tarafından resmi olarak yönlendirildiğini belirleyen yeni bir Davos Manifestosu yayınladı.
WEF’in 2020 manifestosu, kabul edildiğinden bu yana şirketlere Dördüncü Sanayi Devrimi çağında rehberlik ettiği belirtiliyor. Manifesto, bir şirketin “adil vergi payını ödemesi”, “yolsuzluğa sıfır tolerans” göstermesi, küresel tedarik zinciri boyunca insan haklarını desteklemesi ve rekabetçi, eşit bir oyun alanını savunması gerektiğine vurgu yapılıyor.
Avrupa’daki bazı sivil toplum kuruluşları WEF’in faaliyetlerini destekleyen yaklaşık bin şirkete “tamamen bağımlı” olduğunu iddia ediyor.
WEF’e stratejik ortak üyelik yüzbinlerce dolar olurken, Davos zirvesine katılmak içinde ekstra ücret talep ediliyor. Ayrıca, zirve sırasında otel ve yiyecek fiyatlarının aşırı yüksek olması dikkati çekiyor.
WEF’e yönelik olarak ayrıca, her yıl aynı kişileri çağırarak aynı şeyleri konuşturduğuna ve dünyanın çoğu insanına uzak kaldığına dair eleştiriler de gelirken, Batı’da, WEF’in Davos toplantılarını “Dünya düzenini bozan insanların bir aile birleşimi” olarak görenler var.
WEF’i destekleyenler ise organizasyonun bir yandan diğer uluslararası kuruluşların eksikliklerini doldururken, bir yandan da politika ve iş dünyasının liderlerinin buluştuğu ve “dünya insanları için iyi fikirleri” masaya yatırdıkları tezini ortaya atıyor. Davos’ta ortaya atılan fikirler, konuşmalar, masada konuşulanlar ve verilen sözlerin hükûmetler açısından bağlayıcılığı bulunmuyor.
Davos toplantılarına karşı yapılan protestolar (özellikle 2000’li yılların başında ve küreselleşme konusunda) zirvenin toplanmasını tehdit etmeye başladı. Bunu gören WEF kurucusu Schwab, daha çok kapalı kapılar ardında gerçekleşen toplantılara medyanın erişimini genişletti ve daha fazla sivil toplum kuruluşu dahil etti. Çünkü yıllardır küreselleşmeyi savunan WEF, şimdi eşitsizliğin, korumacılığın ve milliyetçi politikaların küresel ekonomiyi başka bir krize götürebileceğinden endişe ediyor.
WEF’in yıllık toplantısı sadece açılış konuşmalarından ibaret olmazken, aynı zamanda Alp kasabası Davos’un sokaklarında, konferans merkezinin yan odalarında, otel süitlerinde ve restoranlarında gerçekleşen ağ kurma ve sosyal etkileşimlerle de ünlü olması dikkati çekiyor. Basın mensupları ise sadece erişimin “izin” verildiği oturumlara, toplantılara katılabiliyor.